Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack-boost domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
Kalp damar hastalıkları kadınlarda daha sessiz ilerliyor – Haberolduk.com – Son Dakika Haberler

Kalp damar hastalıkları kadınlarda daha sessiz ilerliyor

kalp-damar-hastaliklari-kadinlarda-daha-sessiz-ilerliyor-eE8hMpw6.jpg

İSTANBUL, (DHA) – Dünyada ve Türkiye’de kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin ciddi bir paya sahip olduğunu belirten Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, “Kadınlar aslında koroner kalp hastalıkları açısından menopoz dönemine kadar erkeklere göre daha iyi korunur durumdadırlar. Ancak menopozdan sonraki 5-10 yıllık dönemden sonra kadınların riski de erkelerle aynı seviyeye yükselir. Kadınların en büyük dezavantajı, koroner kalp hastalığı belirti ve bulgularının daha farklı olması ve tanı koymanın daha zor olmasıdır” dedi.

Yaşam tarzı değişikliği ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınmasıyla kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlerin önemli ölçüde önlenebileceğini vurgulayan Biruni Üniversite Hastanesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Koçaş pandemi döneminde artan koroner damar tıkanıklıkları ve tedavi yöntemleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.

HAREKETSİZ YAŞAM VE OBEZİTE RİSKİ ARTIRIYOR

Kalp ve damar hastalıklarında yaşam tarzının önemine değinen Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, “Damar tıkanıklığı özellikle günlük hayatta daha çok karşılaştığımız koroner damar tıkanıklığı; kalbi besleyen ana damarların zamanla daralması sonucunda kalbin beslenmemesi ve buna bağlı belirtilerin ortaya çıkması durumudur. Bazen hiçbir belirti vermeden ani kalp krizi hatta ani ölümle bile ortaya çıkabilir. Kireçlenme de bu tıkanıklık bölgesinde biriken kalsiyum ile tıkanıklıkların daha zor açılabilir hale gelmesi durumudur. Koroner kalp damarlarındaki tıkanıklıklar, doğumdan hemen sonraki süreçte yağlı çizgilenmeler dediğimiz şekilde damar duvarlarında başlarken yıllar içerisinde bu alanlarda kolesterol (yağ) ve kalsiyum birikimleriyle ilerler. Şeker ve tansiyon hastaları, ailesinde kalp hastalığı olan kişiler, kolesterol yüksekliği, hareketsiz yaşam tarzı ve obezite böbrek yetmezliği olan kişiler ve özellikle sigara içenlerde koroner kalp hastalıkları diğer kişilere göre çok daha fazla görülür. Risk faktörleri ne kadar fazlası ise koroner kalp hastalığı riski de o kadar yükselir” açıklamasında bulundu.

MENOPOZ SONRASINDAKİ SÜRECE DİKKAT

Kadınlarda kalp ve damar hastalıklarının menopoz sonrası süreçte artabildiğini söyleyen Koçaş, “Kadınlar aslında koroner kalp hastalıkları açısından menopoz dönemine kadar erkeklere göre daha iyi korunur durumdadırlar. Ancak menopozdan sonraki 5-10 yıllık dönemden sonra kadınların riski de erkelerle aynı seviyeye yükselir. Kadınların en büyük dezavantajı koroner kalp hastalığı belirti ve bulgularının daha farklı olması ve tanı koymanın daha zor olmasıdır. Erkeklerde daha çok göğüs ağrısı ve göğüs sıkışması olarak ortaya çıkan koroner damar tıkanıklığı belirtileri, kadınlarda nefes darlığı, çabuk yorulma, fiziksel aktivitede kısıtlılık olarak çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.

ŞEHİR HAYATI DAMAR TIKANIKLIĞI RİSKİNİ ARTTIRIYOR

Modern şehir hayatının kalp ve damar hastalıklarında riski artırdığını ifade eden Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, “Özellikle hareketsizlik ve fast-food tarzı beslenmeye bağlı obezite koroner kalp hastalığı riskini artırmaktadır. Fast-food tarzı gıdalarla kullanılan doymuş yağlar yıllar içerisinde yavaş yavaş kalp damarlarında birikerek damar tıkanıklığı oluşmasına neden olabilmektedir. Hava kirliliğinin de belirli ölçüde de olsa damar tıkanıklığı üzerinde olumsuz etkileri olduğunu gösteren araştırmalar mevcuttur” diye konuştu.

TAM TIKALI DAMARLAR AMELİYATSIZ YÖNTEMLE AÇILABİLİYOR

“Daralmış damarların açılmasında sayı ve yaygınlığa göre farklı yöntemler kullanılabilir” diyen Doç. Dr. Cüneyt Koçaş tedavi yöntemlerine ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“Çok fazla damarda darlık olması durumunda baypas ameliyatı önerilirken daha az sayıda damarlarda tıkanıklık olması durumunda stent takılarak da pek çok damar tıkanıklıkları tedavi edilebilir. Kronik total oklüzyon yani CTO işlemi ise, koroner damarın en az 3 aylık bir süre içinde tam tıkalı olması ve tıkalı olan damardan hiç kan akışı bulunmaması durumuna uygulanan özel bir işlemdir. CTO damarlarının açılması işlemi de aslında normal stentleme işlemine benzer koldan veya kasıktan girilerek yapılır. Sadece bu işlemler sırasında çoğu vakada bir değil iki damardan kalbe ulaşılır ve işlemler de normal stentleme işlemlerine göre daha uzun sürebilir.”

HASTALAR ERTESİ GÜN TABURCU OLABİLİYOR

Tıkalı kalp damarlarının açılmasının hastanın hayat kalitesini artırdığını belirten Koçaş, “Tam tıkalı kalp damarının açılması işlemi tıkalı bölgedeki alan canlıysa ve tıkalı damar büyükçe bir alanı beslediği durumlarda tüm hastalara önerilebilir. Özellikle büyük damarların tıkanıklıkları açıldığı durumda hastanın kalp yetmezliğinde düzelmeler görülebilir.  Bu işlemden sonra hastaların göğüs ağrısı şikayetleri ortadan kaybolur ve yaşam kaliteleri belirgin şekilde artar. CTO işlemi uygulanan hastalar ertesi gün taburcu olabilir ve birkaç günlük istirahat döneminden sonra normal hayatlarına dönebilirler. Açık kalp ameliyatlarında ise iyileşme daha uzun sürebilmektedir” dedi.

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Cüneyt Koçaş, kalp damar hastalıkların çoğunun risk faktörleriyle mücadele edilerek engellenebileceğini vurgulayarak, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzeltilebilir risk faktörlerinin kontrol altına alınması ile kalp damar hastalıklarına bağlı kayıpların önemli ölçüde önlenebileceğini söyledi. Koçaş,  “Bu değişiklikler arasında düzenli fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme alışkanlığı, sigaradan uzak durmak, kilo ve kan şekerini kontrol altında tutmak ve kontrollerini ihmal etmemek” dedi.

 

 

 

 

 

 

Exit mobile version