Salih TEKİN/ERZURUM, (DHA)- ERZURUM Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ertuğrul, kolon kanseri tedavisi görürken, Türk ve İranlı akademisyenlerle kanser hastalarının radyasyonla tedavisinde diğer organların zarar görmemesi için Terahertz radyasyonunun kullanılabileceği proje hazırladı. 18 ay sürecek, TÜBİTAK ve İran Uluslararası Bilimsel İşbirliği Merkezi (CISC-MSRT) tarafından desteklenen projede, Terahertz radyasyonunun dokularda güvenli şekilde kullanılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ertuğrul, kanser hastalarının tedavisinde faydalı olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ertuğrul’a geçen yıl kolon kanseri teşhisi konuldu. Tedavisi süren Ertuğrul, kanserli hücrelerin ortadan kaldırılmasında kullanılan, ancak birçok yan etkisi olan radyoterapi yönteminin yerine yeni bir tedavi için çalışma başlattı. İran’daki Tebriz Üniversitesi Elektronik-Elektronik Mühendisliği Bölümü ile ortak çalışma yürüten Prof. Dr. Ertuğrul’un yürütücülüğünü yaptığı ‘Kanser ve Tümör Tedavisi için Fizibilite Değerlendirmesi ve Tasarımı’ isimli proje, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile İran Bilim, Araştırma ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı CISC-MSRT tarafından onaylanarak desteklenmeye hak kazandı. Projede, Atatürk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Çavuşoğlu, Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Öztürk, Dr. Öğretim Üyesi Dilruba Gedikoğlu, Gaziantep Üniversitesi’nden Prof. Dr. Uğur Cem Hasar, Erzurum Teknik Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Hilal Koç da yer aldı.
Kanser hücrelerinin ortadan kaldırılmasında radyoterapi yöntemlerinin etkili olmasına karşın birçok yan etkileri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Ertuğrul, Terahertz radyasyonunun iyonlaştırıcı radyasyon olmadığı için dokularda güvenli bir şekilde kullanılabildiğini söyledi. Prof. Dr. Ertuğrul, “Radyoterapinin yan etkileri var hastalar üzerinde. İyonize radyasyon olduğu için bazı yan etkiler bırakıyor hastalığı tedavi ederken. Terahertz ışımasında yan etki yok, aynen güneş ışığı gibi. Bizim çalışmamız 1.2 ile 2 Terahertz arasında olacak. O aralığı seçmemizin sebebi şu; birçok kanser hücresinin DNA’sı 1.65 maksimum Terahertzde soğurma yapıyor. Bu Terahertz frekansını vücudun kanserli bölgesine gönderirsek kanserli hücre ölecek. Bunu yaparken sağlıklı hücreler olumsuz etkilemeyecekler. Çalışmamızda bir de Terahertz anteni geliştirmeye çalıştık. Bu anten 1.2 ile 2 arasında rezonans frekansı ayarlanabilen bir anten olacak. O antenle tarama yaparak, yani 1.2’den 2’ye kadar kanserli bölgeyi ortadan kaldırmak istiyoruz. Bir de ayrıca şöyle bir şey var; Terahertz aynen güneş ışığını gibi, yani çok derine inemiyor. Dolayısıyla vücudun iç bölgelerindeki yerlere Terahertz radyasyonu taşımak için bir yeni bir çalışmamız var. Endoskopi gibi hastanın içine Terahertz radyasyonunu taşıyarak kanserli bölgelere uygulayabilecek bir çalışma da yapıyoruz” diye konuştu.
Kolan kanseri tedavisine kemoterapi ile devam ettiğini belirten Prof. Dr. Mehmet Ertuğrul, bir yıl süren sıkıntılı geçen sürece rağmen çalışmadan vazgeçmediğini söyledi. Hastalarda radyoterapinin büyük bir sorun olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ertuğrul, “Bu çalışmayı yapmamda geçirdiğim hastalığın az da olsa sebebi var. Yapacağımız çalışma kanser hastalarına küçük de olsa bir ümit sağlayacaksa benim için mutluluk verici olur. Çünkü oradaki insanlar çok metanetli, çoğu hastalığı normal bir hastalık gibi karşılıyor. Onlara bir nebze de olsa bir faydamız olursa son derece mutlu olurum” dedi.
Prof. Dr. Ertuğrul, Türk ve İranlı akademisyenlerle yürütecekleri projenin 18 ay süreceğini belirterek, istedikleri sonucu almaları halinde bu alandaki çalışmalara devam edeceklerini bildirdi.
FOTOĞRAFLI