ANKARA, (DHA)- Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Önder Sürgit, obezitenin insan hayatını 20 yıla kadar kısaltabildiğini bildirdi. Türkiye’de obezite rakamlarının giderek arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın ise obezitenin ülke için artık büyük bir sorun haline geldiğini belirti.
Obezite, obezite cerrahisi, öncesi ve sonrası hakkında bilgi veren MEDİCANA International Ankara Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Önder Sürgit ve Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın, obezitede multidisipliner yaklaşımın önemini anlattı. Toplumda obezitenin kiloya bakılarak değerlendirildiğini dile getiren Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Önder Sürgit, tıbbi olarak obezitenin hastanın kilosunun boyun karesine bölünerek ortaya çıkan Beden Kitle İndeksine göre değerlendirildiğini anlattı. Beden Kitle İndeksi 30 ve üzerine olan hastaları obez olarak kabul ettiklerini kaydeden Sürgit, Beden Kitle İndeksi 40 üzeri olan hastaları ise morbid obezite olarak değerlendirdiklerini bildirdi. Sürgit, morbid obezitenin ciddi hastalıklara neden olduğuna ve yaşam süresinin kısalttığına dikkat çekti.
‘İNSAN HAYATINI 20 YILA KADAR KISALTABİLİYOR’
Obezitenin toplumda daha çok estetik açıdan değerlendirdiğini ama obezitenin önemli hastalıklara yol açtığını vurgulayan Sürgit, diyabet, hipertansiyon, bel fıtığı, akciğer problemleri, karaciğer bozuklukları, uyku apnesi, diz ve kalça protezi gibi hastalıkların en önemli nedeninin obezite olduğunu anlattı. En çok ölüme sebep olan hastalıkların arkasında da obezite olduğunu belirten Sürgit, yapılan araştırmalara göre obezitenin insan hayatını 20 yıla kadar kısaltabildiğini söyledi. Obezitede multidisipliner yaklaşımın önemine de değinen Sürgit, “Obeziteyi sadece cerrahi olarak düşünmemek gerekiyor. Hastanemizde çok değerli hocalardan oluşan bir obezite ekibimiz var. Hasta, cerrahi operasyona gelmeden önce endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı, psikolog, diyetisyen tarafından değerlendiriliyor. Ameliyata karar verilmişse gastroenteroloji uzmanı değerlendiriyor, fizik tedavi uzmanımız değerlendirme yapıyor. İş en son cerrahiye geliyor. Obezite ameliyatı her hasta için uygun değil. Ekip olarak bunun değerlendirilmesinin yapılması çok önemli” dedi.
‘OBEZİTEDE ARTIŞ BEKLİYORUZ’
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ali Kağan Gökakın ise yıllarca obezitenin Avrupa’ya özgü zengin ülkelerin bir sorunu olduğu düşünüldüğünü; ama Türkiye için de artık büyük bir sorun haline geldiğini ifade etti. Türkiye’de obezite rakamlarının giderek arttığını belirten Gökakın, Batılı ülkelerden gelen dengesiz beslenme, fast-food yeme alışkanlıklarının toplumun yaşam biçimi olmaya başladığına dikkat çekti. Gökakın, pandemi ile birlikte maalesef obezitede artış beklediklerini belirtti. Kendilerine gelen her hastayı obez ameliyatı yapmadıklarını belirten Gökakın, obezite merkezi ile birlikte hastanın değerlendirildiğinin altını çizdi. Obezite merkezinin hem avantajı hem de gerekliliği olduğunu dile getiren Gökakın, diğer birimler onay vermeden ameliyatı gerçekleştirmediklerini bildirdi. Ameliyat yöntemleri hakkında da bilgi veren Gökakın, genellikle halk arasında tüp mide ameliyatı olarak bilinen hacim azaltıcı ameliyatı tercih ettiklerini kaydetti. Gökakın, hasta iyi hazırlanmamış, ameliyat başarılı olmuş sonrasında takip yapılmamış ve yeme alışkanlıklarına yönelik bir düzenleme yapılmamışsa hastanın midesinde tekrar büyüme olabileceğini anlattı. Ayrıca midenin gereğinden az hacim küçültücü hale getirilmesinin de tekrar cerrahi işlemi gündeme getirebileceğini dile getiren Gökakın, obezite ameliyatlarının son 12 yılda popüler olduğunu ve iyi araştırılması gerektiğini dile getirdi.