Esma MURAT-Buğra BENLİOĞLU/İSTANBUL,(DHA) İSTANBUL Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin bahçesinde bulunan Osmanlı mirası 300 yıllık çeşmenin büyük bölümü kaldırım altında kaldı. Kitabesi de kayıp olan çeşmenin yeniden ihya edilebileceğini söyleyen tarihçi Süleyman Faruk Göncüoğlu, “İstanbul, çeşme medeniyetine ev sahipliği yapan tek şehir. Sivil toplum kuruluşları organize olarak eski vakıfları canlandırmalı” dedi.
Fatih’te bulunan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin bahçesinde kalan 300 yıllık çeşme, bakımsızlıktan taş yığınına döndü. Kitabesi de kaybolan çeşme, çevresini saran ağaçlar arasında kayboldu. Büyük bölümü kaldırım altında kalan çeşme, kurtarılmayı bekliyor.
“İSLAM MEDENİYETİ ÇEŞMELERLE İFADE EDİLİR”
Tarihçi Süleyman Faruk Göncüoğlu, İstanbul’da çok sayıda çeşmenin sahipsiz kaldığını söyledi.
İstanbul’un çeşme medeniyetine ev sahipliği yapan tek şehir olduğunu vurgulayan Göncüoğlu, “İslam medeniyeti çeşmelerle ifade edilir. Ancak birçok çeşmemiz sahipsizliğe terk edildi” diye konuştu.
Göncüoğlu, “Bu çeşmelerinin her birinin birer vakıf olduğunu belirtmek gerekiyor. Osmanlı döneminde çeşme devlet tarafından yapılmaz, hanedan mensupları, devlet yöneticileri tarafından yapılırdı. Osmanlı döneminde bu çeşmelerin bakıcıları da vardı. Bunlara Hafızı Tas denildi. Hafızı Tas’lar çeşmelerden sorumluydu. Artık bakımları tek bir çatı altında toplanınca, bu çeşmeler denetlenemez oldu” dedi.
“İSTANBUL, SU MEDENİYETİ ÜZERİNDE DÜNYADAKİ EN ZENGİN ŞEHİR”
Söz konusu çeşmenin sivri kemerli olduğunu kaydeden Göncüoğlu, “Bugün daha modern ve güçlü bir hayat içerisindeyiz. Dünyada ciddi eserlere imza atıyoruz. Bu çeşmeler tekrar ihya edilebilir. İhya edilirken de her şeyi devletten beklememek lazım. Sivil toplum kuruluşları organize olarak eski vakıfları canlandırmalı. Şunu unutmamak lazım; İstanbul, su medeniyeti üzerinde, dünyadaki en zengin şehir. Bu çeşmeler buraya rastgele yapılmıyor. Bir su yolu güzergâhında halka ulaşabilecek noktalara yapılıyor. Şu an Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi içerisindeyiz. Burası bir mahalle ve bu mahalleler istimlak edildiği için bu çeşmeler sahipsiz kalıyor” diye konuştu. Göncüoğlu, “Bu çeşmenin olduğu yerde bulunan ağaç, çeşmenin damarlarına kadar nüks etmiştir. Bazen bitki örtülerini koruma altına alalım derken, eski eserleri ne kadar tahrip ettiğimizi görmüyoruz” dedi.