Fatih TURAN- Selay SAYKAL/ TRABZON, (DHA)- TRABZON’un Maçka ilçesindeki evinde tatilini geçiren İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Afet Yönetim Merkezi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, pencerelere tırmanan, eve ve bahçedeki ürünlerine zarar veren, ‘Meteor’ adını verdiği bozayıyı uzak tutmak için yurt dışından güneş enerjisi ile çalışan, düşük voltajda elektrik üreten ‘kovucu çit’ sipariş etti. Dokunulduğunda elektrik akımını hissedilen, zarar vermeyen çit nedeniyle hayvanlar uzaklaşıyor. Kadıoğlu, “Ayıdan korkuyoruz, evi kırar döker, diye. Zaten tarlayı yedi. Fasulyeler, mısırlar her şey gitti. Bir mısır yiyemedik, Trabzon halkından mısır yardımı bekliyoruz. ‘Ayızede’ olduk” dedi.
Maçka’da tatilini geçiren İTÜ Afet Yönetim Merkezi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun başı, evine dadanan bozayı ile derde girdi. Pencerelere tırmanan, eve ve bahçedeki ürünlerine zarar veren, ‘Meteor’ adını verdiği bozayıyı görüntülemek için güvenlik kamerası taktıran Prof. Dr. Kadıoğlu, tüm çabalarına rağmen ayıyı görüntüleyemedi. Üniversitenin yüz yüze eğitime başlama kararı nedeniyle İstanbul’a dönmeye hazırlanan Kadıoğlu, ormanın sınırında bulunan evini bozayıdan koruyabilmek için ABD’den güneş enerjisi ile çalışan, düşük voltajda elektrik üreten ‘kovucu çit’ sipariş etti. Dokunulduğunda elektrik akımını hissedilen, zarar vermeyen çit nedeniyle hayvanlar, alandan uzaklaşıyor.
‘AYIZEDE OLDUK’
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, bahçesini talan eden bozayının tüm uğraşlarına rağmen fotoğrafını çekemediğini söyleyerek, “Sisli, yağmurlu, puslu havada ve derin uykuda olduğumuz saatlerde geliyor. Mısır tarlasını dümdüz eden ayının bir fotoğrafını çekemedim. Buraya bal koydum, balı da beğenmedi, market balı tabi. Bekle bekle, o bala da gelmedi. Buradan gideceğiz. Zaten iki kez camları yokladı, bir camı kırdı. Tekrar kapıları camları kırar, diye ABD’den hayvana zarar vermeden kovan, sivrisinek ısırır gibi kuvvetli, güneş enerjili tel çit sistemi sipariş ettim. Tabi burada bazen 2-3 gün hiç güneş olmuyor ama bu sistem 1 hafta idare ediyor. Ayıdan korkuyoruz, evi kırar döker, diye. Zaten tarlayı yedi. Fasulyeler, mısırlar her şey gitti. Bir tane mısır yiyemedik, Trabzon halkından mısır yardımı bekliyoruz. ‘Ayızede’ olduk” diye konuştu.
‘ÇEKECEĞİM FOTOĞRAFINI, KARARLIYIM’
Ayı ile mücadele ettiğini anlatan Prof. Dr. Kadıoğlu, “Armutları kontrol edip buraya doğru geliyor. Ben de onun armutlarını birazcık yedim ama ayı kadar zarar veremedim. Beğenmiyor gerçi de o balı ona bırakacağım. Herhalde çok aç kalınca gelir. Gelsin de bizim ne yediğimizi görsün. Biz onun gibi karakovan yiyemiyoruz. Ayı çok değişik bir hayvan. Şuraya bakın, insan olsa 2 bacaklı ayılar koparır ama bu hepsini silindir gibi yerle bir dümdüz ediyor. Tek tek de onları kemiriyor insan gibi. Çok değişik bir hayvan. Bir türlü fotoğrafını çekemedim. Seneye inşallah tecrübeli olarak daha donanımlı, ‘kameraman Cevat Kelle’ gibi geleceğim. Her tarafa çeşitli, açılı kameralar, fotokapanlar. Bakayım, ne yapacak? Mutlaka çekeceğim fotoğrafını, kararlıyım” dedi.
‘AYI BENDEN DE MEŞHUR OLDU’
Ayı ‘Meteor’ ile mücadelesini sosyal medyada da paylaşan Prof. Dr. Kadıoğlu, şöyle konuştu:
“Medyada ayı mı meşhur oldu ben mi meşhur oldum, bilmiyorum. Twitter’a başvurdum tanınan kişi olarak ama Twitter beni tanımadı. Belki ayıya mavi tik verecek, bana vermedi. Ayı benden de meşhur oldu. Millette şu var; Karadeniz’i bilmeyenler ‘Ayının yerinde ne işin var, ayının tarlası’ diyor. Ayı mısır mı ekiyor? Nereden öğrenmiş ayı mısır yemeyi bilemiyorum. Mısır, fasulye, patates ormanda olmayan şeyler. Ekmiyor ama yiyor. Ayının çok adamı olduğunu gördüm, her yerde adamı var. Karadeniz’i, bu dağları bilmeyenler bütün Karadeniz’i boşaltmamızı istiyor. ‘Çekilin, çıkın oralardan’ diyor. O zaman bütün dünyadan çıkalım çünkü hayvanlar bizden önce vardı bu dünyada. O halde İstanbul’u da boşaltalım, hepimiz uzaya gidelim. Bazı kişiler beni ziyarete gelecekti. Ayıyı duyan, gelmedi. Korkan da oldu. Kimisi de ‘Ben ayıyı çok severim, meraklıyım, ayı seyretmeye geleyim’ diye teklifte bulunanlar da oldu. İnsanımız biraz doğaya uzak. Ayı deyince çizgi filmlerdeki ayı gibi sanıyorlar. Tamam sevimli ama gerçekten ayı yani. Ayının ayılığı konusunda benim şüphem yok. Hiç kibar davranmıyor, yediğini ayırmıyor, kırıp döküyor. Bir de yollarda pisliyor. Gidip bakıyorum, dalga geçer gibi pislemiş. Gelecek yıl da daha hazırlıklı ve tecrübeli geleceğim. Ayının sülalesinin fotoğrafını çekmeye kararlıyım.”
FOTOĞRAFLI