Arife Defne ARSLAN- Alperen YILDIZ/ SİVAS, (DHA)- SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, dijital nesne tutkunu çocuklara önerdikleri terapi modellerinin başında sporun yer aldığını belirterek, “Planlı ve programlı salon sporlarını öneriyoruz. Salon sporlarında çocuklarda laktik asidin dışa vurumu ile bu yönde bir rahatlama sağlar” dedi. Özellikle pandemi döneminde artan boş zamanlar, dijital ortamda geçirilen zamanı da artırdı. Uzmanlar, artan dijital bağımlılığı azaltmak için çeşitli önerilerde bulundu. Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, çocuklar için salon sporlarının önemine değinerek, buralarda verimli zaman geçirebileceklerini vurguladı.
Prof. Dr. Dilci, dijital bağımlılıkla mücadelede çocuklar için önerdikleri terapi modelleri bulunduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bunların içerisinde holografik teknikten, atlı terapiye kadar uzanan çeşitlerin yanı sıra, doğa sporları ve salon sporlarını da öneriyoruz. Salon sporlarıyla beraber çocukta var olan laktik asidin dışa vurumu bu yönde bir rahatlama sağlar. Sportif müsabakaların eşliğinde özgüven geliştirme, verimli bir zaman geçirme, çocuktaki stres hormonunu sağlıklı yöneterek, dijital mecraların vermiş olduğu adrenalin, dopamin gibi bağımlılığın yaratıcı hormonal özelliklerin yaygın bir şekilde oluşmasının önüne geçerek çocukların daha rahat ve daha doğal ortamda enerjisini bu alana kanalize etmesi söz konusudur. Lütfen ailelerimiz bu konuda teşvik edici olsunlar. Çocuk dijital nesne karşısında her zaman kontrol edilemez. Dijital mecraların vermiş olduğu sakıncalı içerikler ve mesajlar ile bazı alışkanlıkların bilinçaltında oluşmasına zemin hazırlayabilmekte. Bildiğimiz, tanıdığımız spor salonlarına giderek savunma sporları da olabilecek şekilde beden, ruh sağlığını daha iyi hale getirebilecek her türlü salon sporlarını yapmalarını öneriyorum. Çocuklarda yoğun dijitalleşmeye bağlı olarak dürtüsel bozukluklar olabilmektedir. Aslında bir iletişim aracı olarak sportif müsabakalar güzel. Hoca disiplini eşliğinde hem ruhsal hem fiziksel olarak kendine zarar vermeden ve bu yönde şiddet içeren davranışlarını ve duygularını kontrol ederek bir nevi duygu düzenleme becerisi olarak bu tür sportif faaliyetleri destekliyoruz.”
‘AMACIMIZ GENÇLERİN GELECEĞİ’
21 yıldır kick-boks ile ilgilenen Mükremin Güler (28) de son dönemde çocuklarını dijital bağımlılıktan kurtarmak isteyen ailelerin kendilerine ulaştığını belirterek, “Çocuklar bizim geleceğimiz, ben onlara altın gözüyle bakıyorum. Temel amacımız gençlerimizin geleceği. Geleceğe yatırım yapıyoruz aynı zamanda. Burada sadece kick-boks olarak değil onların dışarıdaki insanlara ve ailelerine karşı davranışı da şekillendiriliyor. Bunlar benim için çok önemli. Aile gelip benimle çocuğumun şöyle bir problemi var, diye konuşuyor. Ben de ona göre çocukla konuşuyorum, neyi nasıl yapması gerektiğini anlatıyorum. Antrenmanlar disiplin gerektiriyor. Kesinlikle ailelerimiz geri dönüşleri çok olumlu” diye konuştu.
Sporcularını evlerinde de takip ettiğini kaydeden Güler, “Konuşmayı, diksiyonu kullanmayı öğreniyor. Sokaklar gerçekten kötü, çocuklarımız salonlarda yetişsin. Teknoloji çağındayız. Kendi sporcularımın velileri gelip tableti, telefonu elinden bırakmıyor, diye şikayette bulunuyor. Sporcularımızı sadece salonda değil eve gittikleri zaman da takip ediyoruz. Veliler çok memnum. Dijital bir uzaklaşma için kesinlikle spor yapılmalı” dedi.
Salonda çalışan sporcular ise daha önce evde boş vakitlerinin tamamını bilgisayar başında harcadıklarını, şimdi ise antrenmanlardan dolayı hem zaman kalmadığını hem de canlarının istemediklerini belirterek, bu durumun hem ailelerini hem de kendilerini mutlu ettiğini dile getirdi.
FOTOĞRAFLI