Can ÇELİK-Eser PAZARBAŞI/ADANA, (DHA)- ADANA’da çocukken sinema salonlarında gazoz satan sonraki yıllarda ise 15 yıl film makinistliği yapan Sabri Şenevi (62), o yıllarda oluşan sinema tutkusunu, bugün adeta müzeye çevirdiği evinde yaşatıyor. Burada biriktirdiği film afişlerini sergileyen ve ziyaretçilerine film gösterimi yapan Şenevi, “Amacım, şimdiki gençlere eski filmleri, aktörleri tanıtmak. Bizim yaşımızdaki insanlara da geçmişi hatırlatmak” dedi.
Türk sinema tarihinde önemli bir yere sahip olan Yeşilçam filmleri, günümüzde hala birçok medya platformu üzerinden izleniyor. Genç kuşak tarafından Yeşilçam sineması tam anlamıyla bilinmese de o yıllarda sinemayla tanışan birçok kişi ise Yeşilçam tutkusunu sürdürüyor. Bu kişilerden biri olan Sabri Şenevi, Adana’nın Merkez Seyhan ilçesi Alidede Mahallesi’ndeki evini bir sinema müzesine çevirerek o yılları günümüzde yaşatmaya çalışıyor. Evinin duvarlarını çocukluk yıllarından itibaren biriktirdiği film afişleriyle donatan Şenevi, film makinistliği yaptığı dönemden kalan makineleri de burada sergiliyor. Pandemi dönemi öncesi evine birçok ziyaretçi kabul eden ve film gösterimleri yapan Şenevi, salgın sonrası film afişleriyle baş başa kaldı.
‘BABA, SİNEMA NASIL BİR ŞEYE BENZİYOR’
Beyaz perdeye olan tutkusunun henüz 5 yaşındayken babasına sorduğu ‘Baba, sinema nasıl bir şeye benziyor?’ sorusunun ardından ailece kentteki yazlık sinemaya gitmeleriyle başladığını söyleyen Sabri Şenevi, o günden beri bu tutkunun hiç azalmadığını belirtti. O gün orada ‘Tarzan’ filmini izlediklerini ve başrol oyuncusunun naralarıyla, filmdeki hayvanların yaptıklarının kendisini çok etkilediğini belirten Şenevi, beyaz perdenin büyüsünün tartışılmaz olduğunu vurguladı. Çocukluk yıllarında her fırsatta sinemaya gittiğini ve bedava film izlemek uğruna yıllarca salonlarda gazoz sattığını kaydeden Şenevi, 17 yaşında ise gönüllü olarak film makinistliği yapmaya başladığını dile getirdi. O yıllarda gösterime giren film afişlerini biriktirmeye başlayan Şenevi, “Afişler bir süre sonra çöpe giderdi. Biz de 4-5 arkadaş bu afişleri toplamaya koşardık. Arkadaşlarım, afişleri seçerek alırdı. Ben ise elime ne gelirse toplar getirirdim. Amacım her zaman daha fazla toplamaktı. Yırtık olanları yapıştırır, kırışık olanları düzlerdim. Bu kadar afiş böyle birikti” dedi.
‘GAZOZU İYİ PATLATMAYI SİNEMADA ÖĞRENDİM’
Geriye dönüp baktığında sinema adına biriktirdiği her anı için çok mutlu olduğunu kaydeden Şenevi, eğer çocukken gazoz satmaktan yorulup vazgeçseydi belki de müzesinin bugün olmayacağını belirtti. Gazoz satmaya başladığı ilk zamanlar kapağını iyi açamadığı için para kazanamadığını anlatan Şenevi, “İsyan ettim. Büfeci ağabey bana kızdı ve ‘kapağını patlatmasını bilmiyorsun, ondan almıyorlar’ dedi. Sonra bir öğrendim. En iyi gazoz açan ben oldum. İşte bizim heyecanımız böyleydi. Bugün bu heyecanı korumaya çalışıyorum. Burası bize geçmişi anlatıyor” diye konuştu.
‘GENÇLERE, O KÜLTÜRÜ TANITMAK İSTİYORUM’
Müzeye çevirdiği evinin sadece kendisine ait olmadığını yıllardan beri her yaştan misafirinin buraya geldiğini belirten Şenevi, pandemi sürecinde ise mecburen biraz yalnız kaldığını kaydetti. Yine de aynı heyecanla müzesinin kalabalık olacağı günleri beklediğini dile getiren Şenevi, “Müzeme üniversite öğrencileri geliyorlardı. Film izler, üzerine sohbetler edilir. Tezlerini dahi burada yazanlar oldu. Zaman zaman çocuklar gelir, onlara Kemal Sunal filmi açarım. Çok mutlu olurlar. Aslına bakarsanız, bir zamanlar hayatımızda değer kazanan Yeşilçam, kaybolmaya yüz tuttu. Yeşilçam hayranı olarak, yaptığım sergilerle, film gösterimleriyle bu müzede onu yaşatmaya çalışıyorum. Amacım, şimdiki gençlere eski filmleri, aktörleri tanıtmak. Bizim yaşımızdaki insanlara da geçmişi hatırlatmak” dedi.
FOTOĞRAFLI