Akif ÖZDEMİR-İzzet NAZLI/ADANA-HATAY, (DHA)- SURİYE’den Türkiye’ye girerken yakalanan terör örgütü DEAŞ ile bağlantılı olmakla suçlanan S.A.’nın çifte vatandaşlığının bulunması, Yeni Zelanda ve Avustralya arasında diplomatik krize yol açtı. Avustralya, parlamentoda alınan karar gereği S.A.’nın vatandaşlığının düşürüldüğünü açıklarken, Yeni Zelanda ise Avustralya’yı ‘sorumluluklarından vazgeçmekle’ suçladı. İki ülke arasındaki krizi değerlendiren Uluslararası Hukuk Danışmanı Avukat Sernur Sayar, “Avustralya vatandaşlığı artık bulunmadığı ve yalnızca Yeni Zelanda vatandaşlığının bulunması sebebiyle Türkiye tarafından başka ülke isteği yok ise Yeni Zelanda’ya gönderilmesi uygun olacaktır” dedi.
Reyhanlı ilçesindeki hudut personeli tarafından, yasa dışı yollarla Türkiye’ye girerken yakalan Yeni Zelanda uyruklu 3 kişiden birinin, mavi bültenle aranan S.A. isimli DEAŞ’lı terörist olduğu açıklandı. DEAŞ’lı terörist S.A, emniyetteki işlemlerinin ardından Hatay Adliyesi’ne sevk edildi. Adliye girişinde yanında iki çocuğunun da bulunduğu öğrenilen DEAŞ’lı terörist S.A.’nın sorgusunun ardından sınır dışı edilmek istendi. Avusturalya vatandaşlığı da olduğu ve geçen yıl parlamento kararıyla vatandaşlıktan düşürüldüğü ortaya çıkan terörist S.A.’nın gönderilmek istendiği Yeni Zelanda ile Avusturalya arasında diplomatik kriz çıktı.
AVUSTURALYA ‘VATANDAŞLIĞI DÜŞÜRÜLDÜ’ DEDİ
Avustralya Başbakanı Scott Morrison, Avustralya Parlamentosu’nda kabul edilen ‘terör eylemlerinde bulunan kişilerin vatandaşlıklarının otomatik olarak iptal edildiği’ yasa hükmü nedeniyle S.A’nın vatandaşlığının son bulduğu ve artık kendi vatandaşı olmadığını ifade etti. Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern ise Avustralya’yı DEAŞ ile bağlantılı olmakla suçlanan bir kadın yüzünden çıkan tartışmada ‘sorumluluklarından vazgeçmekle’ suçladı. Başbakan Ardern, Avusturalya hükümetinin sorumsuz davranışı bizleri bıktırdı. 2019 yılında da benzer olay yaşandı, ancak aradan geçen iki yılda hiçbir şey değişmediğini bir kez daha gördük” dedi.
ULUSLARARASI HUKUK DANIŞMANI SAYAR: ‘YENİ ZELANDA’YA GÖNDERİLMELİ’
İki ülke arasındaki diplomatik tartışmayı değerlendiren Uluslararası Hukuk Danışmanı Avukat Sernur Sayar, “Bu incelemeye konu olay, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu (YUKK) uyarınca ‘sınır dışı edilme’ olarak değil, ‘geri çevirme’ olarak nitelendirilmelidir. Geri çevirme prosedürü uyarınca Suriye’den Türkiye’ye girmeye çalışırken yakalan terör örgütü DEAŞ’la bağlantılı olduğu iddia edilen bu kişiye, çifte vatandaş olması sebebiyle hangi ülkeye gitmek istediği sorulmalı ve o ülkeye gönderilmesi gerekmekte. Ancak Avustralya vatandaşlığının Avustralya parlamentosunda kabul edilen kanun hükmü gereğince iptal edilmesinden dolayı artık mevcut bir Avustralya vatandaşlığı bulunmamaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ek 4 protokolü 4’üncü maddesi uyarınca, ‘Hiç kimse vatandaşı olduğu devletin ülkesinden kişisel olarak ya da topluca sınır dışı edilemez’ hükmü yer almasına rağmen, devletlerin kendi yasal sistemleri içerisinde özel düzenlenmeler yaratmasına bir engel bulunmamaktadır. Benzer bir durum Shamima Begum’un 2019 yılında IS’ye (Islamic State) katıldığı gerekçesiyle Birleşik Krallık hükümeti tarafından vatandaşlıktan çıkarılması olayında da karşımıza çıkmaktadır. Yukarıda ifade edilen hususlar ve ilgili kanun hükümleri dikkate alındığında bu kişinin Avustralya vatandaşlığı artık bulunmadığı ve yalnızca Yeni Zelanda vatandaşlığının bulunması sebebiyle Türkiye tarafından başka ülke isteği yok ise Yeni Zelanda’ya gönderilmesi uygun olacaktır.”
FOTOĞRAFLI