Beyza Nur GÜLER- Buğra BENLİOĞLU – İstanbul DHA – TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Bazı siyasetçiler, köşe yazarları da yapılanı zaman zaman çok da ağır bir dille, ‘meclise darbe’ falan gibi ifade ediyorlar. Bunların bütünüyle bir cehalet mahsulü değerlendirmeleri olduğunu ifade etmek isterim” dedi,
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “100. Yıl Perspektifiyle 1921 Teşkîlât-ı Esâsîye Kanunu ve Millî Egemenlik Sempozyumu”nun açılışında konuştu.
Şentop, “Şüphesiz ki tartışmaları yapmak yanında, bu tartışmaların yapıldığı ortam da önemlidir. İnsanların birbirlerini anlamaya yönelik bir gayret içinde bulunması gerekir. Veya bir düzey tabiri caizse, seviye içerisinde olmaları gerekir. Yapılan konuşmalarda bir konuyu izah ederken, kullanılan yan argümanları alıp da onlar üzerinden farklı sonuçlar çıkararak değerlendirme yapmak veya şahısların özellikle siyasetçilerin, köşe yazarlarının sıfır bilgiye sahip oldukları bir konuda yorum, değerlendirme yapmaları suretiyle, sadece bizim anayasa tartışması değil, hiçbir tartışmayı sürdürebilmemiz, yönetebilmemiz mümkün değil” diye konuştu.
“BUNLAR BÜTÜNÜYLE BİR CEHALET MAHSULÜ DEĞERLENDİRMELER”
” Bunu biraz da dün yaşanan olayla bağlantılı söylüyorum” diyen Şentop, “Malumunuz ben burada sadece bir akademisyen olarak bulunmuyorum. Meclis Başkanı sıfatıyla bulunduğum için, bu güncel konuya dair de hukukçuların arasında bir şeyler söylemek isterim. Kısaca olayı önce ifade etmek isterim. Evvelki gün TBMM’de bir kanunun oylanması ile ilgi bir sorun yaşandı. Şöyle bir durum. Oylamada, maddelere ne geçilmesi geneli üzerindeki görüşmelerinden sonra kanunun maddelerine geçilmesi oylanıyor. Bu oylamada oturumu yöneten meclis başkanvekilinin yeterli sayıda kabul oyu olmadığı dolayısıyla maddelere geçilmesi kabul edilmediği, bu durumda da kanun teklifi genel kurulda reddedilmiş oluyor. Kanun teklifinin reddedildiğine dair bir açıklaması oldu. Bunun üzerine bazı gelişmeler yaşandı. Dün oylama tekrar edildi. Maddelere geçilme kararı alındı. Burada bunu değerlendiren bazı siyasetçiler, köşe yazarları da yapılanı zaman zaman çok da ağır bir dille, ‘meclise darbe’ falan gibi ifade ediyorlar. Bunların bütünüyle bir cehalet mahsulü değerlendirmeleri olduğunu ifade etmek isterim. Sadece ben onların yaptığı gibi cehalet mahsulüdür deyip bırakmıyorum” ifadelerini kullandı.
“BU YETKİLERİN HEPSİ, MECLİS BAŞKANINDA VAR”
Şentop şöyle devam etti: “Öncelikle meclis başkanlığının genel kurulun işleyişi ile ilgili tek ve kendisine mahsus yetkisi vardır. Meclis iç tüzüğünün 14. Maddesi, genel kurulun yönetimi görev ve yetkisini meclis başkanına veriyor. Meclis başkan vekilleri ile ilgili iç tüzüğün 15. maddesi ise, meclis başkanvekillerinin, meclis başkanı yerine genel kurulu yöneteceğinden bahsediyor. Yine meclis başkanının, başkanvekillerinden hangisinin, hangi birleşimi, günlük toplantıyı veya toplantı içindeki bölümleri, hangi oturumu yöneteceğine meclis başkanının karar vereceğini söylüyor. Dolayısıyla meclis başkanvekilleri meclisi yönetirken, kendi nam ve hesaplarına değil, meclis başkanı hesabına yönetirler. Dolayısıyla bu yönetimin bütün hukuki sorumluluğu doğrusuyla, yanlışıyla meclis başkanına racidir. Bu bakımından meclis başkanın yönetim sırasında bazı hukuka, iç tüzüğe aykırı işleyişler görmesi halinde buna müdahale etmesi, bu müdahalenin boyutları da değişebilir. Yöneten başkanvekili yerine bizzat kürsüye kendisinin çıkması veya onun yerine başka bir başkanvekilini görevlendirmesi söz konusudur. Bu yetkilerin hepsi, meclis başkanında var. Bunun örnekleri de var. Bunu şunun için söylüyorum, meclis başkanının, yaşanan bir sorun varsa buna müdahale etmesi, bu tartışma konusunda bir kanaat belirtmesi, bir yön belirtmesi tamamen iç tüzükten kaynaklanan bir yetki hatta bir görev, bir sorumluluktur”
(FOTOĞRAF)