Mehmet Mucahit CEYLAN- Nurettin FİDANCAN/ DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR’da, çocuklarının terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını söyleyen 236 ailenin evlat nöbeti, 767’nci günde de devam etti. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu ile Bursa AK Parti milletvekilleri, ailelere destek ziyaretinde bulundu. Çavuşoğlu, “Bu anne ve babalar, PKK’nın gerçek yüzünü bize gösterdiler” dedi.
Diyarbakır’da oğlu Mehmet Akar’ın terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını düşünerek HDP il binası önünde oturma eylemi başlatan Hacire Akar’ın evladına kavuşması, diğer aileler için de umut oldu. Akar’ın da çağrısıyla çocuklarını bulmak isteyen aileler, 3 Eylül 2019’da HDP binası önünde oturma eylemine başladı. 236 ailenin 767 gündür sürdürdüğü evlat nöbetinde Hacire Akar ile birlikte 32 aile çocuklarına kavuştu. TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Hakan Çavuşoğlu ile Bursa milletvekilleri Müfit Aydın, Zafer Işık, Osman Mesten ve Refik Özen ile Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar, Diyarbakır’da evlat nöbetindeki ailelere destek ziyaretinde bulundu.
‘ÇOK BÜYÜK ONUR MÜCADELESİ’
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Çavuşoğlu, dinlediği ailelerin PKK’nın gerçek yüzünü gösterdiklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
“Burada 2 yılı aşkın süredir koca yürekli anneler ve babalar, çok büyük bir onur mücadelesi veriyorlar. Onların vermiş oldukları bu mücadele, son derece haklı, son derece güçlü ve illa nihayete ulaşacak, zalimlerin zulmünü ortadan kaldıracak, PKK’nın da kökünü kurutacak bir duruş, bir tavır bu. Onların bu tavrı, 2 yıldan bu yana Türkiye’nin sınırlarını da aşan ve PKK’nın gerçek yüzünü, her ne olursa olsun bütün araçlarıyla farklı göstermeye çalışmalarına rağmen onların gerçek yüzünü bize gösteren annelerimizin ve babalarımızın bu direnci olmuştur. Annelerimiz ve babalarımızla milyonlarca insanımızın kalpleri aynı ayna atmaktadır, aynı duygu ve hisleri yaşamaktadır. Her gün gerek Meclis kürsüsünden gerekse diğer siyasi platformlardan çocukların ve kadınların üzerinden siyasi istismar sebebi yaparak kendisine alan açmaya çalışan HDP’nin, bir gün olsun bu çocukların ve kadınların hakkına, hukukuna sahip çıktıklarını ve çaba sarf ettiklerini görmedik. Biz bunların ikiyüzlü siyasetini biliyoruz. Onların hiçbir şekilde bölge insanımızın özellikle de Kürt kardeşlerimizin hakkını, hukukunu savunduklarını söyleyemeyiz. Biz zaten bunu biliyoruz. Biz biliyoruz ki PKK ve onun siyasi uzantısı olan HDP, emperyalist güçlerin bu ülke için kullanmakta olduğu kullanışlı bir aparat ve taşerondur. Biz biliyoruz ki onlar bu Anadolu coğrafyasında kardeşlik hamuruyla yoğrulmuş, yüzyıllardır bir arada, omuz omuza yaşayan toplumumuzun arasına nifak tohumları saçmak ve onları ifsat etmek ama bu annelerin ve babaların bu yürekleri oldukça, bu Anadolu insanının basiret ve feraseti söz konusu oldukça, hiçbir şekilde Anadolu insanını ifsat etmeleri mümkün olmayacaktır. Başaramayacaklardır, asla ve asla bize zarar veremeyeceklerdir. Bizlerin kararlı duruşunu ve mücadelesini asla kıramayacaklardır.”
‘BU İNSANLAR KÜRT DEĞİL Mİ?’
Batı’dan gelen insan hakları kurum ve kuruluşlarına, aileleri işaret ettiklerini söyleyen Hakan Çavuşoğlu, siyasi partilere de çağrıda bulunarak, şunları kaydetti:
“Ben aynı zamanda İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı’yım, bundan yaklaşık 1 yıl önce İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’muzun kıymetli üyeleri de buraya geldiler ve anne- babalarımızla görüşme fırsatı bulmuşlardı. Zaman zaman Batı’dan gelen insan hakları kurum ve kuruluşlarını ya da siyasi temsilcilerini ya da sivil toplum örgütlerinin temsilcilerini ağırlama fırsatı buluyoruz. Onların daha ziyade kendilerine enforme ettikleri kesimlerin sözleriyle ülkemize, vatanımıza dönük olarak eleştirel yaklaşımlarını duyduğumuzda, gördüğümüzde, biz de buradaki koca yürekli annelerimizi ve babalarımızı onlara işaret ediyoruz. Bu annelerin ve çocuklarının hakkını niye görmek istemiyorsunuz, niye onlarla da görüşmek istemiyorsunuz, yanlarına gitmiyorsunuz? Onların da bir mücadelesi var ve onların da mücadelesi bir insan hakkı mücadelesidir. Ben buradan diğer siyasi partilere de seslenmek isterim; siz niye sesinizi çıkarmıyorsunuz? Eğer ‘Kürt sorunu’ diyorsanız bu insanlar Kürt değil mi? Eğer siz ‘insan hakkı’ diyorsanız bu insanların ellerinden alınan, ailelerinden koparılan çocukların hakkı söz konusu değil mi?”
FOTOĞRAFLI