Ahmet ACAR/KAŞ (Antalya), (DHA) – ANTALYA’da Isınan havayla birlikte Yörükler yaylalara göç etmeye başlarken, yayla bölgeleri de güzelliğiyle hayran bırakıyor.
Antalya’nın yayla bölgelerinde bu yıl havanın serin gitmesi nedeniyle Yörükler göç yoluna geçen yıllara göre daha geç koyuldu. Kaş’a bağlı 1200 rakımlı Gömbe Yaylası yönünden Akdağ’ın yamaçlarına yapılan yolculukta, ilk olarak Subaşı Yaylası ile karşılaşılıyor. Kaş’taki Yörüklerin yazı geçirdiği, 2300 rakımlı Subaşı Yaylası, 300 dekar büyüklüğünde küçük bir ova. Yemyeşil otlarla kaplı olan Şubaşı Yaylası’ndan Torosların bağrından gelerek kıvrım kıvrım akan sular, yaylaya bereket ve güzellik katıyor. Subaşı Yaylası’nda 4 ay kalan Yörüklerin kimi bölgeye yaklaşık 100 kilometre yolu yürüyerek, kimi de hayvanlarını traktörlere ve kamyonlara yükleyerek çıkıyor. Yaylada tavuklar da Yörüklerle beraber geliyor ve her barakanın önünde veya sürünün başında köpek bulunuyor.
Subaşı Yaylası’ndan biraz yukarı tırmanınca, yaylaya adını veren suyun çıktığı Subaşı kaynağına ulaşılıyor. Buralarda da keçi sürüleri otluyor. 2500 rakıma çıkıldığında ise İkiz Göller bulunuyor. Bu yıl yağan kar ve bahar yağmurlarıyla yeniden hayat bulan İkiz Göller’in kıyısında koyun sürüleri, hemen yanında da Türk bayrağı dalgalanan bir Yörük çadırı bulunuyor. Bu bölge resmi olarak Muğla’nın Seydikemer ilçesi sınırında yer alıyor. İkiz Göller’in biraz ötesinde kıl çadırlarını kurmuş Seydikemer Yörükleri yer alıyor. 2600 rakımda ise daha kar yığınlarının durduğu Evyaka Yaylası, Akdağ’ın doruğuna sadece 424 metre uzaklıkta. Bu günlerde ilk göçün yapıldığı Evyaka’da da yazı geçirecek Yörükler sayesinde ıssız dağlar şenlenmeye başladı.
Yaylada koyunlarını otlatan Süleyman Çetin (27), “Burası Subaşı Yaylası. Doğal olarak hayvan otlatmaya geldik. Burada et, süt, tereyağı, peynir üretiyoruz. İnsanların sağlıklı yaşaması için katkı sağlıyoruz. Kendi yaşamımızı da sağlıyoruz” dedi.
6 çocuk babası Arif Karasü (53), “2300 rakımlı Subaşı Yaylası’ndayız. Burada 4 ay barakalarda kalıyoruz. Doğal, süt, peynir üretiyoruz” diye konuştu.
Yunus Koruz da, “Ben boş zamanlarımda gelip, bu yaylada birkaç gün kalırım. Burada elektrik yok, su yok. Bu doğanın arasında, bu hayvan sürülerinin arasında, doğa ile başbaşa yaşamak insana huzur ve mutluluk veriyor. Birkaç günlüğüne de olsa dertlerimizi unutabiliyoruz en azından” dedi.
FOTOĞRAFLI