İSTANBUL, (DHA)- Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Türk Standardları Enstitüsü (TSE) iş birliğinde hazırlanan ‘Küresel Salgın Bağlamında Yükseköğretim Kurumlarında Sağlıklı ve Temiz Ortamların Geliştirilmesi Kılavuzu’nda yer alan koşulları yerine getiren Maltepe Üniversitesi, yapılan incelemelerin ardından TSE tarafından verilen ‘Sağlıklı ve Güvenli Kampüs Belgesi’ni almaya hak kazandığını duyurdu.
Koronavirüs salgını tüm sektörleri etkilediği gibi eğitimi de etkiledi. Salgın uzadıkça etkili ve güçlü bir uzaktan eğitim sisteminin önemi ortaya çıktı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) verilerine göre salgının çıktığı 2020 yılının bahar yarıyılında uzaktan eğitimde lisans düzeyinde en fazla online ders ve canlı sınıf uygulamasıyla vakıf üniversiteleri arasında önde olduğunu açıklayan Maltepe Üniversitesi, TSE tarafından verilen ‘Küresel Salgın Bağlamında Güvenli Kampüs Belgesi’ni de Marmara Bölgesi’nde ilk kez alan üniversite olduğunu belirtti. Üniversite, Türkiye’de ise belgeye hak kazanan vakıf üniversiteleri arasında ikinci oldu.
“TÜM ÖNLEMLERİ ÜST DÜZEYDE ALDIK”
Üniversitenin Rektör Yardımcısı ve Korona Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Betül Çotuksöken, temizlik ve hijyen kurallarına her zaman en üst düzeyde değer verdiklerini, eğitim-öğretimin aksamaması amacıyla koronavirüs döneminde de sağlıkla ilgili tüm önlemleri en üst düzeyde aldıklarını söyledi.
Çotuksöken “Güvenli Kampüs Belgesi, eğitim alma hakkını yükseköğretim düzeyinde ve yaşam boyu eğitim anlayışıyla koruyan ve geliştiren üniversitemizin öğrencilerine ve ailelerine, iç ve dış paydaşlarına, akademik ve idari tüm çalışanlarına, ailelerine tam anlamıyla, her bakımdan güvenilir, sağlıklı, huzurlu bir ortam yarattığının onaylandığını gösteriyor” dedi.
“KRİZE HER YÖNÜYLE HAZIRIZ”
Üniversitede 13 Mart 2020’de Rektör Prof. Dr. Şahin Karasar’ın kurduğu ‘Maltepe Üniversitesi Korona Komisyonu’nun salgın kapsamında tüm önlemleri aldığını, YÖK ve TSE’nin hazırladığı kılavuzun ise 7 Ekim 2020’de yayımlandığını söyleyen Çotuksöken, krize her yönüyle hazır oldukları için 16 Mart 2020’de tüm derslerin çevrimiçi olarak verilmeye başlandığını belirtti. Prof. Dr. Çotuksöken şöyle devam etti:
“Üniversitemizin içinde yer aldığı yerleşkenin adı Marmara Eğitim Köyü. Bu kadar büyük bir yerleşkede, tüm kapalı alanların dışa açık pencerelerinin oluşu, yerleşkenin yatay mimari anlayışıyla inşa edilmiş olunması, üniversitemizin kurucusu Hüseyin Şimşek’in ne denli öngörülü olduğunu gösteriyordu. Binalardaki geniş koridorlar ve holler sosyal mesafeyi uygulamamızı kolaylaştırmıştı. Ofislerde de ‘COVID-19 Ofis Kullanım Kuralları’nı en ince ayrıntısına kadar yerine getirdik. Ortak alanlarda, ulaşım araçlarında, temizlik önlemlerinin tamamı eksiksiz yerine getirildi. Eğitim ve öğretimi çevrimiçi örgütledik. Uygulamalı derslerde önlemleri en üst noktaya taşıyarak, eğitimi aksatmadan sürdürdük. Her sabah tüm çalışanların HES kontrolleri yapılıyor. Kampüs girişindeki önlemler salgın başından itibaren sürüyor. YÖK-TSE iş birliğiyle hazırlanan kılavuzun gereklerini en iyi şekilde yerine getirdiğimiz için TSE’ye yaptığımız başvuru hızlıca dikkate alındı. TSE uzmanları tüm kampüsü, en küçük noktasına kadar gezdi; her yer tek tek incelendi ve ‘TSE Küresel Salgın Bağlamında Güvenli Kampüs Belgesi’ni almaya hak kazandık”
ÖĞRENCİLER, VELİLER, ÇALIŞANLAR İÇİN ÖNEMLİ BİR BELGE
TSE belgesinin öğrenciler, çalışanlarla aileleri, ziyaretçiler ve tedarikçiler için çok önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Çotuksöken, “Öğrencilerin kampüse, kütüphaneye, ofislere temizliğinden emin olarak ulaşmaları çok değerli. Üniversite olarak ilkemiz şu: Sorumluluklarımızı en iyi şekilde yerine getirmek, bizden hizmet alanların güvenini kazanmak ve bunu sürdürmek. Geldiğimiz bu noktada her türlü ihtiyacımızı en yetkin şekilde karşılayan, sağlık ve eğitim konularına her zaman önderlik eden Mütevelli Heyeti Başkanımız, Kurucumuz Hüseyin Şimşek’in, her zaman yolumuzu aydınlatan Rektörümüz Prof. Dr. Şahin Karasar’ın, tüm akademik ve idari yöneticilerimizin, Kalite Koordinatörlüğümüzün payı büyük. Bu iş birliği anlayışı içinde başarıyı elde ettik. Bundan sonrasında da önemli olan, bu başarıyı her bakımdan sürdürmek olacaktır. Ayrıca, benzer çalışmaları tüm üniversitelerin, tüm okulların, tüm kamu kurum ve kuruluşlarının yapması gerektiğini düşünüyoruz. Hepimizin, herkesin hakkıdır temiz, sağlıklı ortamlarda yaşamak ve iyi hizmet almak” diye konuştu.