Berna YILMAZ – Doğan GÜNDOĞDU / İSTANBUL (DHA) – Bill Gates ve eşi Melinda Gates, 242 bin dönüm ile ABD’nin en fazla tarım arazisine sahip çifti oldu. Çiftin yaptığı yatırım gündem olurken, mühendisler tarafından olumlu karşılandı. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Nafiz Arıca, “Teknoloji çok hızlı gelişiyor. Bu teknolojinin kullanılma şekli ise insanlığın elinde. Kötü kullanılan teknoloji dünyayı tehdit edebilir. Bill Gates’in böyle bir dünyada tarıma ve gıdaya yatırım yapması, topraksız ve susuz tarım üzerine araştırmalarda bulunması elbette çok makul ve mantıklı” dedi. Doç. Dr. Canan Acar ise, “Öncelikli olarak tarımda verimliliği artırmak için teknolojiyi kullanmaya çalışıyorlar. Küçük çiftçilerin ve özellikle kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi gibi hedefleri de var. Bu da işin sosyal sorumluluk boyutu” diye konuştu.
Microsoft kurucusu ve dünyanın en zengin 3’üncü insanı Bill Gates, dijital platformda kazandığı para ile tarım arazisine yatırım yaptı. ABD’de yayımlanan The Land Owner dergisinin yayımladığı listeye göre Bill Gates ve eşi Melinda Gates, 242 bin dönüm ile ABD’nin en fazla tarım arazisine sahip çifti oldu. Gates çiftinin yatırım firmaları Cascade Investment aracılığıyla söz konusu arazilere yatırım yapması ‘tarım sektörü, teknoloji sektörünün önüne mi geçti’ sorusunu akıllara getirdi. Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nafiz Arıca ve BAU Enerji Sistemleri Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Canan Acar, tarımda dönüşümün şart olduğunu ve bu dönüşümün hızla gelişen teknoloji ile mümkün olacağını söyleyerek çiftin yatırımıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
“TOPRAKSIZ VE SUSUZ TARIM ÜZERİNE ARAŞTIRMA YAPMASI MANTIKLI”
Bu yatırımı çok mantıklı bulduğunu söyleyen Prof. Dr. Arıca, “İçinde bulunduğumuz dünyayı analiz ettiğimizde ve genel eğilimlere baktığımızda iklim değişikliğinin bozulmasına binaen ekolojik dengenin bozulmasından az gelişmiş ülkelerde milyonlarca insanın açlık, susuzluk ve yoksullukla imtihan edildiğini görüyoruz. Eğitimde, cinsiyette, ekonomide eşitsizlikleri de görüyoruz. Bir taraftan şehirleşme diğer taraftan insan nüfusunun yaşlanması gibi durumların da dünya için tehdit yarattığını görmemek mümkün değil” dedi.
Teknolojinin insan hayatını iyileştirmeye yönelik süreçler geliştirdiğinin altını çizen Prof. Dr. Arıca, “Teknoloji akıl almaz bir hızla ilerliyor. Günümüzde popüler olan yapay zeka teknolojileri ve ilgili alanları, biyoteknolojiler, akıllı malzemeler, bilişim ve iletişim sensörleri adı altında toparlayabileceğimiz her alandaki teknoloji de idealde insan hayatını iyileştirmeye yönelik ürün, sistem ve süreçleri geliştirmeyi hedefliyor. Bu teknolojilerin kullanılması ise insanlığın elinde. Bu teknolojiler insan merkezli olarak geliştirilir ve kullanılırsa gelecek daha aydınlık olacak. Aksi takdirde dünya için büyük tehlike oluşur ki maalesef böyle bir tehdit var. Bill Gates’in böyle bir dünyada tarıma ve gıdaya yatırım yapması, topraksız ve susuz tarım üzerine araştırmalarda bulunması elbette çok makul ve mantıklı” diye konuştu.
10 KİŞİDEN 1’İ YETERSİZ BESLENİYOR
Teknolojinin insan ihtiyaçlarına hizmet ettiğini belirten Doç. Dr. Canan Acar, “Teknoloji, bizim ihtiyaçlarımızı gidermek için var. Bunun içinde güvenliğimiz, ısınmamız, bilişimsel ihtiyaçlarımız, beslenmemiz ve eğlencemiz var. Ve teknoloji bu ihtiyaçlara hizmet ediyor. Yani teknoloji bir araç, bir amaç değil. Bu tabloda ise günümüzde tarımın durumuna bakabiliriz. Neticede tarımı, beslenmek için kullanıyoruz. Dünya nüfusunun yüzde 11’i yetersiz besleniyor. Bundan daha da önemli bir durum var, 5 yaşından küçük çocukların yüzde 22’si yetersiz besleniyor. Gıda güvenliği tehlikede olan insanlara baktığımızda ise 10 kişiden 1’inin yetersiz beslendiğini görüyoruz. Bu sayıların giderek artacağını da biliyoruz. Çünkü kuraklık tehdidi var. Tarımsal verim de giderek düşüyor” diyerek tarım ve hayvancılığın daha verimli bir noktaya gelmesinin teknolojik faaliyetlerle mümkün olabileceğini ifade etti.
TARIMDA BÜYÜK BİR DÖNÜŞÜM ŞART
Dünyada biyoçeşitliliğin giderek azaldığına dikkat çeken Doç. Dr. Acar, “Şu an tarım ve hayvancılık küresel anlamda, sera gazı emisyonlarının yüzde 26’sına, toplam arazi kullanımının yarısına, su kullanımının yüzde 70’ine, su kaynaklarının kirlenmesinin yüzde 78’ine ve biyoçeşitlilik kaybına da neden oluyor. Biyoçeşitlilik kaybına örnek verecek olursak, şu an memeli hayvanların yüzde 94’ü insanların tüketimi için yetiştiriliyor. Yani geriye kalan yüzde 6 diğer vahşi, yabani hayvanlar. Tarımın bu kadar büyük ayakizi varken ve gidişatta bu ayakizinin artabileceğini düşünüyorken, aynı zamanda etik bir sorumluluğumuz olan kimsenin sağlık, güvenlik ve beslenme tehdidi yaşamaması için tarımda büyük bir dönüşüm yaşamamız şart. Bill Gates de bu nedenle bu konuya ağırlık veriyor” dedi.
Gates çiftinin yaptığı yatırımla, geliştirilen çeşitli teknolojiler ile tarımda verimliği arttırmayı hedeflediklerini söyleyen Doç. Dr. Canan Acar, “Bu yatırımın sonuçlarını da düşünmemiz gerekiyor ama Bill&Melinda Gates Vakfı’nın (Bill&Melinda Gates Foundation) çalışmalarına baktığımızda Hindistan, Etiyopya, Kenya gibi ülkelerde başarılı pilot projeleri mevcut. Burada öncelikli olarak tarımda verimliliği artırmak için teknolojiyi kullanmaya çalışıyorlar. Yani daha az alanda daha büyük mahsul miktarı ya da daha az su tüketimi üzerine çalışıyorlar. Bu da bir teknoloji ile olabilir. Bill&Melinda Gates Vakfı gelişmekte olan ülkelerle birlikte çalıştığı için yatırımları buradaki küçük çiftçilerin ve özellikle kadınların ekonomik olarak güçlendirilmesi gibi hedefleri de var. Bu da işin sosyal sorumluluk tarafı. Vakıf, susuzlukla ve açlıkla mücadele için sosyal sorumluluk projeleri de geliştiriyor” diyerek teknolojinin sosyal sorumluluk olabileceğine dikkat çekti.