Özden ATİK – Büşra ÇOBAN / İSTANBUL, (DHA) – GAZİOSMANPAŞA’da 12 yaşında olan Hüseyin Mert Aksu’nun top oynadığı sırada aniden yere yığılıp kaldırıldığı hastanede kafasına yorgun mermi isabet ettiğini fark edemediği iddiasıyla hakkında “Görevi kötüye kullanmak” suçundan 1 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan doktor İsmail S. hakim karşısına çıktı. Mahkeme, dosyanın basit yargılama usulüne göre duruşmanın dosya üzerinden yapılmasına karar verdi. Ailenin avukatı Merve Aksoy, suçun ciddi bir suç olduğunu belirterek “Açıkçası yargılamanın geldiği bu aşama çok üzücü” dedi.
İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’nde hafta içi görülen ilk duruşmaya tutuksuz sanık İsmail S. avukatıyla katıldı. Müşteki Seyhan Aksu ve oğlu mağdur Hüseyin Mert Aksu da duruşmada hazır bulundu. İddianamenin özetlenmesinin ardından hakim, dosyanın incelenerek sanık doktor hakkında Türk Ceza Kanunu (TCK) 257/2. maddesinin (görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır ) uygulanmasının istenildiğini belirterek Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 251. maddesi uyarınca davanın basit yargılama usulüne göre yapılması gerektiğine karar verdi. Mağdur, müşteki ve sanık adına açıklamalı davetiye gönderilmesine hükmeden hakim, dosyaya inceleme günü verdi.
“TOMOGRAFİDE KURŞU BELLİYDİ”
Duruşma çıkışında açıklama yapan anne Seyhan Aksu çocuğu hastaneye götürüldüğü sırada çalıştığını, kimliğini hastaneye gönderene kadar çocuğuna herhangi bir işlem yapılmadığını söyledi. Seyhan Aksu “20 dakika çocuğumuz hastanede bekletildi, kafası kanarken. Tomografi çekildiği esnada hastaneye giriş yaptım. ‘Ne oldu’ diye sorduğumda ‘Bir şey yok’ dediler bana. Acildeki doktor, ‘Parazit görüyorum, cerrah görsün’ dedi. Yukarı çıktık doktora. Tomografiyi elimden alıp masasının üstüne koyup ayağa kalkıp çocuğumun ellerinden sıkarak ‘Hiçbir şeysi yok. Ucuz kurtulmuş’ dedi bana. ‘Neyden ucuz kurtulmuş’ dedim, biz düştü diye biliyoruz çocuğun. ‘Kanıyor’ dedim. ‘Kafasına pansuman yapılsın, eve gidin’ dedi. ‘Bir şeyi gerçekten mi yok’ dedim, ‘Hayır yok’ dedi. Tomografiyi elime verdi. Aşağı indik. Eve geldik, kapı önünde istifra etmeye başladı. Ve çocuğumun gözleri kan çanağına döndü. 45 dakika bu savaştan sonra çocuğumu tekrar hastaneye kaldırdık. Haseki’ye geldiğimizde çocuğumun eli ayağı tutmuyordu ve benim çocuğum yürüyemiyordu. Tekerlekli sandalyeyle acile soktum çocuğumu. İlk hastanenin çektiği tomografiyle benim çocuğum ameliyata alındı ve o tomografide kurşun belliydi ve duruyordu kafasının içinde ve ben orada öğrendim. Çocuğumun kafasına gelen maganda kurşunu.Kafasında kurşun varken eve yollaması nedeniyle adliye sürecindeyiz” dedi.
“YARGILAMANIN GELDİĞİ BU AŞAMA ÇOK ÜZÜCÜ”
Ailenin avukatı Merve Aksoy ise daha önce idari sorumluluk yönünden İdare Mahkemesi’nde açılmış davanın halen devam ettiğini belirterek “Hakim, bugün basit yargılama usülüyle görülmesi zorunlu olan suç çeşidinden olduğuna karar verdi. Tanıkların ve mağdurun beyanları alınmaksızın yazılı bir şekilde karar vereceğini belirtti. Açıkçası yargılamanın geldiği bu aşama çok üzücü. Suç isnadı ‘görevi kötüye kullanma’. Çok ciddi bir suç. Bizzat kamuyu ilgilendiren bir suç, mağdurlardan öte. Ve duruşmada hazır olmamıza rağmen kendisi, annesi dinletilmedi. Karşı taraf tanık bildirecek. ‘Tanığı nasıl dinleyeceksiniz hakim bey?’ diye sorduğumda, ‘Yazılı olarak bildireceksiniz’ diye cevap verilen bir duruşma oldu. Hakikaten bazı şeylerin düzeltilmesi lazım. İlk olarak da bazı usuli işlemlerin daha derli toplu düzeltilmiş bir şekilde yapılması lazım. Gerçeğe ulaşma noktasında daha fazla insanların taşın eline altını sokması lazım. Hakimi, savcısı, avukatı ve tarafların da. Başka söyleyecek bir şey yok, işimizin takibindeyiz, sonuna kadar gerek yazılı, gerek sözlü mücadelemizi vereceğiz” dedi.
İDDİANAME
İddianameye göre, olay 22 Eylül 2018’de gerçekleşti. Olay sırasında 12 yaşında olan Hüseyin, arkadaşlarıyla top oynadığı sırada aniden yere yığıldı. Küçük çocuğun başına top çarptığını zanneden mahalleli ambulans çağırarak Eyüp’teki hastaneye götürdü. Hastaneye götürülen küçük çocuğun acilde tomografisi çekildi, acil doktoru çocuğun kafasında bir cisim olduğunu anlayarak nöbetçi doktor İsmail S.’ye yönlendirdi. Sanık doktor ise çocuğun ucuz kurtulduğunu söyleyip kafasına dikiş attırdıktan sonra eve gönderdi. Ancak Hüseyin’in evde midesi bulanıp kusunca bu kez ailesi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürdü. Burada çocuk ameliyata alınarak sağ olarak kurtulabildi, ancak sağ elini kullanamıyordu. Bunun üzerine Hüseyin’in annesi Seyhan Aksu çocuğunun kafasındaki kurşunu farketmeyen doktor İsmail S. hakkında şikayetçi oldu. Sanık doktor İsmail S. ise bilgisayarlı tomografide beyinde yabancı cisim gördüğünü, yakınlarına bilgi verdiğini ve beyin cerrahi uzmanının görmesi gerektiğini söyleyerek eğitim ve araştırma hastanesine yönlendirdiğini belirterek suçlamayı reddedetti. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporuna göre, sanık doktor İsmail S.’nin hastayı sevk etmemesinin tıbbi eksiklik olduğu, ancak ailenin aynı gün içinde çocuğu farklı bir hastaneye götürerek beyin cerrahisi tarafından operasyona alınmasından ötürü eksik tıbbi uygulamanın çocuğun mevcut durumuna ek zarar oluşturmadığı belirtildi. İddianamede, sanık doktorun mağduru zorunlu olarak 112 acil ekibiyle sevk etmeyerek mağduriyetine sebebiyet verdiği gerekçesiyle “Görevi kötüye kullanma” suçundan 3 aydan 1 yıla kadar hapsi talep ediliyor.
(FOTOĞRAF)