1- KORONAVİRÜSTEN SONRA MS AŞISIYLA DA UMUT OLAN UĞUR ŞAHİN’İN EKİBİ DHA’YA KONUŞTU
Özlem YURTÇU KARABULUT – Mertcan ÖZTÜRK / İSTANBUL, (DHA)
KORONAVİRÜS aşısı ile adını tüm dünyaya duyuran Türk bilim insanı Prof. Dr. Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci’nin başında bulunduğu ekip, mRNA aşıları ile Multipl Skleroza (MS) çare olmayı umut ediyor. Geçtiğimiz haftalarda dünyaca ünlü tıp dergisi Science’da yayınlanan çalışmada, mRNA aşısı ile farelerin bağışıklık sistemi ‘eğitildi’ ve vücudun kendi dokusuyla savaşarak MS’e yol açmasının önüne geçildi. Çalışmayı yürüten ekipten iki Türk bilim insanı, MS için tüm dünyada umut yaratan bu yeni gelişmenin detaylarını ilk kez Demirören Haber Ajansı’na anlattı. Dr. Elif Diken ve Dr. Mustafa Diken çifti, çeşitli kanser türlerinin tedavisi için de mRNA aşıları üzerinde çalışıyor. Kovid pandemisinde, hastalığa karşı hızla aşı geliştirilmesini sağlayan ve yüzde 90’ların üzerinde koruyucu olduğu ifade edilen aşı çalışmalarında, ‘mesajcı RNA (mRNA)’ teknolojisi, birdenbire tüm dünyanın gündemine oturdu. mRNA aşıları, Kovid’de elde edilen bu başarı ile adını duyursa da aslında 20 yıldan fazladır kanser ve bazı bağışıklık sistemi hastalıklarının çözümü için “bağışıklık hücrelerini eğitmeye yönelik” tasarlanan bir yöntem. Çalışmalarını Almanya’da yürüten ve BionTech’in kurucusu Prof. Dr. Uğur Şahin ile Prof. Dr. Özlem Türeci’nin Kovid aşısındaki bu başarılsı, onları dünyanın gündeminde taşırken, yıllardır yürüttükleri başka bir çalışmanın ilk sonuçları da bu kez, halen tedavisi olmayan Multipl Skleroz (MS) hastalığı için umut oldu.
GELECEĞİN TEDAVİLERİ mRNA AŞILARINDA OLABİLİR
BioNTech ile yine Almanya`nın Mainz şehrindeki Johannes Gutenberg Üniversitesi Tıp Fakültesi ve TRON Translasyonel Onkoloji Enstitüsü’nden bilim insanlarının yaklaşık 6 yıldır üzerinde çalıştığı MS aşısı, farelerde hastalığın gelişmesini önledi ya da geriletti. Aşı çalışmasıyla ilgili bilimsel makale, dünyanın en saygın tıp dergilerinden Science’a kabul edilerek 8 Ocak’ta yayınlanınca, Türeci ve Şahin çifti bir kez daha dünyanın gündemine oturdu. Araştırma ekibindeki 17 bilim insanı içinde yer alan ve ikisi de yıllardır Şahin ve Türeci çiftiyle çalışan TRON Translasyonel Onkoloji Enstitüsü İmmünoterapi Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Mustafa Diken ve aynı enstitüde araştırmacı olarak görev yapan eşi Dr. Elif Diken, hem MS, hem de bazı kanser türlerinin tedavisine yönelik mRNA çalışmalarıyla ilgili detayları, ilk kez Demirören Haber Ajansı’na anlattı. Diken çifti, başta kanserler olmak üzere pek çok hastalık için geleceğin tedavilerinin mRNA aşılarında olabileceğini söyledi.
“İLGİ KOVİD’E DÖNÜNCE MS MAKALESİ GECİKTİ”
Dr. Elif Diken, Science’da da yayınlanan ve bilim dünyasında heyecanla karşılanan MS araştırmalarıyla ilgili, “MS’in tedavisini fareler üzerinde gösterdik. Fakat bu aslında daha çok bir başlangıç. İnsan çalışmalarına biraz daha yolumuz var. Tabii ki umut vadediyor bu sonuçlar. Ama insan çalışmalarının tamamlanması ve bir ürünün ortaya çıkması için zamana ihtiyaç var” dedi. Dr. Mustafa Diken ise “Bu proje bizim son 5-6 yıldır üzerinde çalıştığımız bir proje. Aslında Kovid aşısından daha önce başladığımız, TRON’daki multidisipliner çalışma grubunun, aynı zamanda Johannes Gutenberg Üniversitesi Tıp Fakültesi ve BioNTech ile ortaklaşa yürüttüğü bir projeydi. Biz RNA aşılarını çok farklı hastalıklar üzerinde denemek için çalışıyoruz. Bu zaten Kovid’den önce de yürütülen çalışmalardı. Aslında Kovid’den dolayı makaleyi yayınlamamız biraz da gecikti. Çünkü daha önce tamamladığımız bir çalışmaydı ama yayınlanması zaman aldı, zira bütün ilgi Kovid’e dönmüştü. Ama sonunda saygın bir bilimsel dergide yayınlayabildiğimiz için mutluyuz” şeklinde konuştu.
GENÇ YAŞA SIĞDIRILAN BAŞARILI YÜKSELİŞ
Marmara Üniversitesi’nde Biyoloji Öğretmenliği okuduktan sonra yüksek lisansını Biyomühendislik Fakültesi’nde yapan ve 2013 yılında doktora yapmak üzere Almanya’ya giden Dr. Elif Diken (33), önce Johannes Gutenberg Üniversitesi Mainz Tıp Fakültesi’nde İnsan Genetiği Bölümü’nde doktorasını tamamladı. Ardından 2017’de yine aynı üniversiteye bağlı TRON Translasyonel Onkoloji Enstitüsü’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışmaya başladı ve o tarihten bu yana da Prof. Dr. Uğur Şahin ile birlikte çalışmalarını yürütüyor. Onlarla çalışmayı büyük bir şans olarak gördüğünü söyleyen Dr. Elif Diken, “Bilimsel konularda çok cesurca davranıp yeni alanlara el attıkları için, bizim açımızdan büyük bir mesleki şans” dedi.
“İKİSİ DE GERÇEKTEN ALÇAK GÖNÜLLÜ İNSANLAR”
Aynı zamanda BioNTech Aşı ve İmmünoloji Bölümü Başkanı olarak da görev yapan Dr. Mustafa Diken (38) ise ODTÜ Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümünde okurken son sınıfta Şahin ve Türeci çiftiyle tanıştığını belirterek “Uğur ve Özlem hocaların daha önce üzerinde çalıştığı ve buldukları bir metot üzerine staj yaptım son sınıftayken. Onları makalelerinden bu vesileyle tanıyıp kendilerine başvurdum. 2005’de doktora yapmak için kabul aldım ve hala birlikte çalışıyoruz. Doktoramdan sonra da kurduğumuz şirketlerin hem kuruluşunda hem yönetiminde görev almaya başladım. BioNTech’de Aşı ve İmmunoloji bölümünün başındayım ama aynı zamanda MS çalışmasının yürütücülerinden biri olan TRON Araştırma Enstitüsü’nde İmmünoterapi Bölümü Başkan Yardımcılığı görevini yapıyorum. Uğur ve Özlem Hoca ile uzun süredir çalışıyorum. Hem bilimsel olarak, hem insan olarak çok iyi ve alçak gönüllü insanlar. Burada büyük bir grubu yönetiyorlar. Üniversite, enstitü ve BioNTech’de 1500 kişilik bir grubun başındalar” diye konuştu.
BAĞIŞIKLIK HÜCRELERİ RNA İLE EĞİTİLİYOR
Bağışıklık sisteminin, sinir hücrelerinin çevresinde bulunan “miyelin” kılıfını düşman olarak görüp buna saldırmasıyla oluşan MS hastalığının otoimmün bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Elif Diken, kişinin kendi bağışıklık sisteminin, kendi doku hücrelerine zarar verdiğine dikkat çekerek, çalıştıkları mRNA aşısının bu mekanizmadan hareketle dizayn edildiğini söyledi ve şu bilgileri verdi: “Bu hastalığı yenmek için çıkış noktamız, bu bağışıklık hücrelerine, kendi hücrelerimize saldırmaması gerektiğini öğretmek. Bu aşıyla, vücudumuzda tanıyacağı moleküllere uygun gen bölgelerini RNA ile kodlayarak aslında bağışıklık hücreleri içerisindeki düzenleyici yapıdaki hücrelerin sayısını artırmak ve artık dokulara zarar vermesini engellemek amaçlandı. Tedavideki başarı sonrasında da yaptığımız analizlerde, gerçekten saldırgan bağışıklık hücrelerinde azalma ve düzenleyici, durdurucu bağışıklık hücrelerinin sayısında artış olduğunu gözlemledik. Yani planladığımız çalışmanın amacına uygun bir şekilde moleküler düzeyde bir cevap oluşturduğunu gördük”
“KÜTÜPHANENİN TAMAMINI DEĞİL TEK KİTABI TANITIYORUZ”
MS hastalarında bağışıklık baskılayıcı tedaviler kullanıldığını, bunun da vücudu diğer tehditlere karşı savunmasız bırakabildiğini ve tam olarak çözüm olamadığını vurgulayan Dr. Mustafa Diken de “Buradaki amaç, RNA ile (hücreye) sadece istediğimiz mesajı vererek, yani bütün bir kütüphaneyi durdurmayı değil; sadece belirlediğimiz bir kitabı oradan seçip, onu hücreye tanıtarak, sadece ona karşı bir cevap oluşturmayı sağlamak. Böylece bu yöntem çok daha özel, sadece MS’e karşı olan bir bağışıklık cevabını baskılayarak, diğer hastalıklara karşı olan bağışıklık yanıtında bir etki yapmıyor. Çalışmamızda başka herhangi bir aşılamaya ya da bir virüs atağına karşı farelerde bir değişiklik olmadı. Ama MS oluşmasında ya da oluşan MS’in düzeyinde belirgin ölçüde gerilemeyi sağladı. Bu da tedavi ederken, vücutta başka bir şeye zarar verilmesini ya da vücudun başka bir tehdide karşı savunmasız bırakılmasını önlüyor. Bu açıdan RNA çok özel bir molekül” diye konuştu.
“mRNA GENETİĞİ DEĞİŞTİRMİYOR, HÜCREYİ EĞİTİYOR”
mRNA’nın çok modüler (uyarlanabilir) bir çalışma platformu sağlayabildiğini ve bu özelliği ile kanser ve diğer hastalıkların tedavisinde de kullanılabildiğini belirten Dr. Mustafa Diken, sözlerini şöyle sürdürdü: “mRNA molekülünün Kovid aşılarındaki başarısı aslında RNA’nın ne kadar güvenilir, etkin ve aynı zamanda hızlı bir şekilde üretilebildiğini gösterdi. Bu anlamda diğer hastalıklar için de mRNA’nın artık hızlı bir şekilde ilerleme kaydedeceğine inanıyorum. RNA molekülünün güzel bir avantajı, belli bir yarı ömrü var. Hücreye girdikten sonra proteini kodlayıp daha sonra kendisi hücredeki mekanizmalar tarafından parçalanarak yok ediliyor. Yani hücrenin genetiğini değiştirmekten çok, hücreyi bir anlamda istediğimiz ölçüde ve istediğimiz süre boyunca modüle etmiş (uyarlamış) oluyoruz. Kanser aşılarında bunu, kansere özgü molekülleri hücreye tanıtmak için kullanırken; Kovid aşısında, virüsün belli moleküllerini hücreye tanıtmak için kullanıyoruz. (Bağışıklık sistemine bunlarla ‘savaşmayı’ öğretiyoruz) Son çalışmamızda ise MS’e özgü molekülleri hücreye tanıtarak, bu sefer kanser ve Kovid’den farklı olarak, bunların aslında ‘bağışıklık sisteminin dostu’ olduğunu ve ‘saldırmaması, savaşmaması’ gerektiğini hücreye öğretiyoruz. Yani kanser ve Kovid aşılarının tam tersi bir mekanizmayı harekete geçirmiş oluyoruz. Aslında temel mantık aynı, sadece madalyonun iki yüzü gibi”
KOVİD AŞILARINDAKİ BAŞARI, ARAŞTIRMALARA DAHA ÇOK FON GETİRECEK
mRNA teknolojilerinin ardında uzun yıllara dayanan bir bilgi birikimi olduğunu belirten Dr. Elif Diken, “Aslında bu pandemi ile birlikte herkes tarafından öğrenildi ama mRNA çalışmaları uzun yıllardır yapılıyordu. mRNA aşılarının en güzel yanı da göreceli olarak hızla değiştirilebilir olması ve amaca uygun tekrar düzenlenebilmesi. Mustafa’nın dediği gibi, biz daha çok kanser alanında kullanıyorduk ama bu çalışma (MS) ile birlikte gösterdik ki aslında bağışıklık sistemini tersi yönde de aktive edebiliriz ya da baskılayabiliriz. Çalışmanın en büyük özgünlüğü de böyle bir sistemin aslında tersi yönde de uygulanabilir olduğunu göstermesiö diye konuştu. Kovid aşılarında elde edilen başarının, mRNA çalışmalarına ilgiyi artıracağını düşündüğünü söyleyen Dr. Mustafa Diken, “Eskiden bu araştırmalara fon bulmakta güçlük çekilirken şimdi artık devletlerin ve üniversitelerin RNA ile ilgili çalışma yapmak isteyen araştırma gruplarına daha çok fon ayıracağını düşünüyoruz. Bu da sadece bizim değil, başka araştırmacıların da katılımıyla bu işlerin daha hızlı bir şekilde, başka hastalıklar için de kullanılabilmesini sağlayacak” dedi.
“KİŞİYE ÖZGÜ KANSER ‘AŞILARI’ OLACAK”
Dr. Mustafa Diken, Kovid için bu kadar hızla aşı geliştirilebilirken kanser için neden halen uzun yıllardır mRNA çalışmalarının yapılıyor olduğu hakkında ise şu bilgileri verdi: “Kanser karmaşık bir hastalık. Tek tür bir hastalık değil ve çok değişik kanser türleri var, aynı zamanda her kanser türü de her hastada farklı özelliklere, farklı ilerleyişe sahip. O yüzden de kansere özgü molekülleri bulmak daha uzun sürüyor. Ayrıca kanser kendi hücrelerimizden çıktığı için bağışıklık sistemine bunu tanıtmak her zaman kolay olmayabiliyor. Kovid bir patojen, dışarıdan gelen bir virüs. Bağışıklık sistemimiz zaten buna karşı savaşmak için programlanmış bir sistem. Ama kanser kendi içimizden bir oluşum olduğu için bağışıklık sisteminin normalde ilk yaptığı tabii ki kanser hücresine herhangi bir tepki vermemek. Yani ilk başta kontrol etmeye çalışsa da, daha sonra kendi hücremiz olduğu için tümör hücrelerinin etkisiyle bağışıklık baskılanıyor. (Kansere karşı savaşmayı bırakıyor) Bizim mRNA ile amacımız, bağışıklık sistemini kansere özgü moleküllere karşı aktive etmek. Elif de bu konuda çalışıyor, kansere özgü molekülleri bulmak, bunları karakterize etmek çok vakit alan bir işlem. Hem bizim hem diğer grupların yaptığı çalışmalarda da artık kişiye özgü kanser aşılarına doğru gidiyoruz. Her kişinin kendi tümörüne özgü molekülleri bularak bunları kodlayan mRNA aşıları geliştiriyoruz. Böylece kişiye özel aşılar yaparak daha etkin olabileceğimizi düşünüyoruz. Bu nedenlerle kansere karşı mRNA aşıları Kovid aşısı kadar hızlı olamayacak, daha uzun süreçler gerekiyor” Kanser aşılarının bireysel bağışıklık yanıtı nedeniyle herkeste aynı etkiyi veremeyeceğini söyleyen Dr. Elif Diken ise “Tek bir kanser aşısı, her hastada aynı etkiyi göstermeyebilir. Bir hasta bundan çok iyi bir şekilde yararlanabilirken başka bir hastada tabii ki kanser hücresinin genetik yapısı farklı olduğu için daha az etki sağlayabilir. Bu da bizi Mustafa’nın da belirttiği gibi, kişiye özgü, hastaya özgü kanser aşıları geliştirmeye ve üretmeye itiyor. Bu nedenle öncelikli amacımız tabii ki genel, birçok kişiye uygulanabilecek bir aşı üretmenin yanı sıra, aynı zamanda da kişiye özgü bir çözüm bulmak” dedi.
SADECE KOVİD VE KANSER DEĞİL, OTOİMMÜN HASTALIKLAR İÇİN DE UMUT
Dünyada birçok farklı kanser türüne karşı RNA aşılarının klinik çalışmaların da yapıldığını, yani bazı hasta gruplarında denendiğini anlatan Dr. Mustafa Diken, şu bilgileri vererek sözlerini noktaladı: “Çeşitli aşamalarda denenen RNA aşıları var. Özellikle melanoma, yani cilt kanseri, akciğer kanseri, prostat kanseri gibi türlerde şu an denemeler devam ediyor. Zamanla RNA aşılarına olan ilginin ve fonun artması ile beraber, diğer kanser türlerine karşı da aşılar geliştirilecek ve denenecektir. RNA modüler (uyarlanabilir) bir platform olduğu için, o kansere özgü molekülleri bulduğumuz zaman, RNA’ya bunları kodlatarak bağışıklık sistemini kansere karşı savaşmak için eğitebileceğimize inanıyoruz. Bağışıklık sistemi hastalıklarında ise bağışıklık sisteminin saldırdığı molekül hedefleri farklı olsa da bu saldırı mekanizmaları benzer. Bağışıklık sistemi belli bir dokuya ait hücreyi, oradaki bir molekülü tanıyarak bir cevap oluşturuyor. Biz bu otoimmün hastalığa sebep olan hedef molekülleri bilebilirsek, bunları yine aynı kanserde olduğu gibi, RNA ile kodlayarak, bu tür hastalıklar için de tedaviler geliştirebiliriz. Mesela diyabet gibi ya da diğer otoimmün hastalıklar gibi. Tabii ki bunların hem klinik öncesi denemelerde, daha sonra da klinik açıdan ispatlanması lazım. Örneğin şu an klinik öncesi MS çalışmamızda gösterdiğimiz başarıdan cesaret alarak klinik çalışmalarla MS hastalarında da bu aşıyı denemek istiyoruz. Ama bunun için önümüzde hala bir yol var. Farelerde yaptığımız çalışmalar umut verici olsa da bunların rüştünün aynı Kovid aşısında olduğu gibi klinikte de ispatlanması lazım”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
——————————-
-Dr. Mustafa ve Elif Diken röp.
-Diken çiftinin TRON laboratuvarlarındaki çalışma görüntüleri
-Diken çiftinin çalıştığı laboratuvarlardan genel ve detay görüntüler
-BioNTech ve Özlem Türeci’ye ait detay görüntüler
===================
2- YÖK SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMUŞTU… PARAYLA TEZ YAZMAYA DEVAM EDİYOR, FİYAT VERİYORLAR
Elif YAVUZ-Buğra BENLİOĞLU/İSTANBUL, (DHA) KOLAY yoldan akademik unvan kazanmak, doktora ve yüksek lisans tezlerini zaman ve emek harcamadan bitirmek isteyenlerin yardımına parayla tez yazan fırsatçılar yetişiyor. Adeta sektör haline gelen alandaki bu kişiler hakkında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Buna rağmen internette ve üniversitelerin çevresindeki kırtasiyelerde para karşılığı tez yazanların sayısı gün geçtikçe artıyor.
Türk Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız, “Sizin adınıza tez yazıyorlar bu olabilir bir şey değil. Hapis cezası var. Dolandırıcılık suçu, cezaevine girebilecekleri ve para cezası da olan bir suçtur.” dedi.
YÖK ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Akademik danışmanlık, bitirme projesi danışmanlığı, tez danışmanlığı adı altında başkalarının yerine tez yazan kişilerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), para karşılığı tez ve ödev hazırlayan ve hazırlatan şüpheliler hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu. Başkası yerine tez yazan ve yazdıranlar hakkında işlem başlatılacağı açıklanmasına rağmen internette ve üniversite etrafındaki kırtasiyelerden bu kişilere ulaşmak oldukça kolay. İnternet üzerinden ulaştığımız firmalarda fiyatlar sayfa başı 20 liradan başlıyor. Bazı firmalardaki kişiler, ise tez konusunu editörler araştırdıktan sonra söyleyebileceğini mail üzerinde fiyat verdiklerini belirtti.
TEZ KONUSU VE SAYFA SAYISINA GÖRE FİYAT DEĞİŞİYOR
İnternet üzerinden tez yazımı için ulaştığımız bir firmanın çalışanı sadece tıp alanında tez hazırladıklarını belirtti. Platformlarının Amerika’da kurulduğunu söyleyen çalışan “Fiyatı ne yazdıracağınıza, tezinizin konusuna göre değişiyor. Editörlerimiz inceleyip ona göre fiyat veriyor. Üniversitelerin kendine göre kuralları var. Bazı üniversiteler 30 sayfa bazıları 120 sayfa istiyor. Bizim için bu kurallar önemli. Türkiye’de maalesef danışman hocalar yeterli donanıma sahip olmadıkları için ya eksik bilgileri var ya da öğrencilere yardımcı olmaktan pek hoşlanmıyorlar. Biz de o açığı gördüğümüz için tamamlamaya çalışıyoruz. Platformumuz Amerika’da kurulmuş bir platform. Tamamı Amerika’da çalışan doktorlardan oluşuyor. Hem Amerikalı hem Türkler var aralarında” dedi.
Bu arada yüksek lisans ve doktora tezlerinde yer alan anket çalışmaları için de analiz yapan ve makale formatında hizmet veren kişiler de var. Sadece bu analiz çalışmasını yaptığını söyleyen bir kişi, “Sadece SPSS analizi yapıyoruz. Teziniz anketli bir çalışma ise anketinize ait verilerin analizi hizmeti veriyoruz. Ücret olarak 750 lira talep ediyoruz” dedi.
Sıfırdan tez yazımı yapmayıp sadece tez formatını düzenleyenler de bulunuyor. Beşiktaş’ta bir ofiste çalışan ve çok sayıda bilgisayar işi yapan Canan Erboğa., “Ben tez düzenliyor, metin düzenliyor, dilekçe yazıyorum. Formata uygun olarak tezleri düzenliyorum. 100 sayfalık tez 1.5 saatimi alıyor. Saatlik ücretim 180 lira. Sıfırdan tez yazmıyorum onları yapanlar var internette ama çok astronomik rakamlar istiyorlar. Zaten buna da karşıyım. Öğrenci kendisi yapmalı, başkasının emeğini sömürmemeli” diye konuştu.
AKADEMİSYENLER YETERİ KADAR İNCELEMİYOR
Öğrencilerin kolay yola başvurmasında akademisyenlerin de dikkatsizliğinin olduğunu söyleyen Türk Alman Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız, şunları söyledi: “Bazı insanlar kolay yollardan bu unvanları elde etmek istiyorlar. Bu tür şeyler başta bireysel olarak yapıldı. Sonra bu yardımda bulunanlar baktılar ki bu iş ciddi sektör haline gelmeye başladı. Maalesef bu iş için ofisler kuruldu, iş yerleri açıldı. Başkaları adına parayla yüksek lisans, doktora, bitirme tezi, ödev gibi aklınıza gelen ne varsa yazıyorlar. Bu tezleri yazdığını iddia eden insanların hiçbir bilimsel özellikleri yok. İşin uzmanı insanlar değil. Bilgisayar başında 15 günde 1 ayda yüksek lisans tezi yazdıklarını iddia ediyorlar. Öğrenciler, konuyu bile onlarla bağlantılı alıyorlar. Başka yerlerden alıp bir araya getirip, tez halinde sunuyorlar. Her şey baştan itibaren planlanıyor. Hiçbir işe yaramayan tezler üretiliyor, bu insanlar da bunlarla unvan alıyor. Bu tezi incelemesi gereken kişiler de çok fazla ayrıntılı incelemeye tabii tutmuyorlar. İşin iki farklı boyutu var. Öğrenci boyutu ve bu işi yürüten yöneten akademik çevre. Sizin adınıza tez yazıyorlar bu olabilir bir şey değil. Hapis cezası var. Dolandırıcılık suçu, cezaevine girebilecekleri ve para cezası da olan bir suçtur.”
Görüntü Dökümü
——————
-Tez düzenlemesi yapılan ofisten görüntüler
– Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız
-Tez ve anket hazırlayanlarla telefon görüşmesi
-Mesajlaşma ekran görüntüsü
-Canan Erboğa röportajı
-Genel ve detay
=====================
3- (Geniş haber) HDP ESENYURT İLÇE BİNASINA OPERASYON: ŞÜPHELİLER ADLİYEDE
Halil Sadri YILMAZ – Murat SOLAK – Cemal YURTTAŞ- Serdar ALTINTEPE/İSTANBUL,(DHA)
HDP Esenyurt ilçe binasına gerçekleştirilen operasyon kapsamında dijital verilerin tekrar incelenmesinin ardından “terör örgütüne üye olmak” suçundan yeniden gözaltına alınan HDP Esenyurt İlçe Başkanı Ercan Sağlam ve aynı partinin ilçe yönetiminden Dilan Kılıç emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye getirildi.
Polis ekipleri, operasyon günü HDP Esenyurt İlçe Başkanı Ercan Sağlam ve Dilan Kılıç emniyette ifadeleri alındıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmış, dijital verilerin tekrar incelenmesinin ardından “terör örgütüne üye olmak” suçundan Sağlam ve Dilan Kılıç yeniden gözaltına alınmıştı. Emniyetteki sorgularının ardından Sağlam ve Kılıç adliyeye sevk edildi. Sağlık kontrolünün ardından şüpheliler Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na getirildi. Şüpheli Ercan Sağlam ve Dilan Kılıç’ın savcılıkta ifade vermesi bekleniyor.
Görüntü dökümü:
————–
-Gözaltlıların emniyetten çıkışı
-Genel ve detaylar
-Sağlık kontrolüne giriş-çıkış
-Cep telefonu görüntüsü:
-Şüphelilerin adliyeye getirilişi
-Şüphelilerin adliyeye girişi
===================
4- (Havadan görüntülerle) İSTANBUL BARAJLARINDA DOLULUK ORANI YÜZDE 40.39’A ÇIKTI
Ali AKSOYER/İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL’un barajlarında doluluk oranlarında artış devam ediyor. İSKİ verilerine göre, barajlardaki doluluk oranı yüzde 40.39’a ulaştı, kuruyan alanlar yeniden suyla dolmaya başladı. Terkos ve Alibeyköy Barajları havadan görüntülendi.
BARAJLARDAKİ SU 22 GÜNDE İKİ KATINDAN FAZLA ARTTI
İstanbul’da kuraklık nedeniyle barajlardaki doluluk oranı 9 Ocak 2021 tarihinde yüzde 19.16’ya kadar düşmüştü. Önce yağmur ardından gelen kar yağışlarıyla birlikte barajların su seviyelerindeki artış sürüyor. En düşük doluluk oranının ölçüldüğü günden bu yana geçen 22 günde İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 40.39’a ulaştı. 22 günde doluluk oranındaki yüzde 21.23’le barajlardaki su iki katından fazla arttı. İstanbul’un önemli ve büyük barajlarından Terkos’ta doluluk oranı 39.74’e yükseldi. Alibeyköy barajında ise yüzde 51.65 olarak ölçüldü. Her iki barajda da eskiden kuruyan alanlar yeniden suyla dolmaya başladı.
NEREDEN NEREYE GELDİ
İstanbul’un barajlarında geçtiğimiz yıl en fazla doluluk oranı yüzde 66.58’le mayıs ayında ölçülmüştü. Bu tarihten itibaren başlayan düşüşte eylül ayında doluluk oranı yüzde 41.95, Kasım ayında yüzde 27.66 olarak kayıtlara geçmişti. Aralık ayında yüzde 22.32’ye gerileyen baraj doluluk oranları son olarak 9 Ocak 2021 tarihinde en düşük seviye olan 19.16’ya kadar inmişti. Ancak son günlerdeki artışa rağmen baraj doluluk oranları geçen yılın gerisinde kaldı. Geçen yıl bu tarihte İstanbul barajlarının doluluk oranı yüzde 56.74 olarak kayıtlara geçmişti.
İstanbul barajlarının bugün itibariyle doluluk oranları şöyle:
-Ömerli Barajı doluluk oranı yüzde 44.56
-Papuçdere barajı doluluk oranı yüzde 13.55
-Sazlıdere barajı doluluk oranı yüzde 18.83
-Büyükçekmece barajı doluluk oranı yüzde 43.26
-Alibeyköy barajı doluluk oranı yüzde 51.65
-Terkos barajı doluluk oranı yüzde 39.74
-Kazandere barajı doluluk oranı yüzde 47.58
-Elmalı barajı doluluk oranı yüzde 45.57
-Darlık barajı doluluk oranı yüzde 54.18
-Istrancalar barajı doluluk oranı yüzde 63.24
===================
5- BAŞAKŞEHİR’DE KADINI ZORLA OTOMOBİLE BİNDİRMEK İSTEYEN KİŞİYE ÇEVREDEKİLER ENGEL OLDU
-O anlar kamerada
Emin YEŞİL/İSTANBUL DHA – BAŞAKŞEHİR’de bir kadını kolundan tutarak zorla otomobile bindiren kişiye çevredekiler müdahale ederek engel oldu.
Olay, Başakşehir Atilla Altıkat Caddesi’nde meydana geldi. Çevredeki bir binadan çekilen cep telefonu kamerasına yansıyan olayda bir kişi, cadde üzerinde tartıştığı kadını kolundan tutarak zorla otomobiline bindirmeye çalıştı. Yoldan geçen sürücüler ve araçlardan inenler, kadının yardımına koştu. Vatandaşların tepkisi üzerine kadını bırakan kişi, otomobiline binerek uzaklaştı. Kadın ise yaya olarak olay yerinde ayrıldı.
Görüntü Dökümü:
————–
-Cep telefonu kamerası
-Adamın kolundan tutarak otomobile götürmesi
-Otomobile bindirmesiyle çevredekilerin müdahalesi
-Otomobile binerek ayrılması
-Kadının yürüyerek uzaklaşması
===============
6- ZEYTİNBURNU’NDA KIYAYA VURAN GEMİDE ÇALIŞMALAR DEVAM EDİYOR
-Dalgıçlar, kıyıya vuran gemi tabanında hasar tespit çalışması yaptı.
Haber-Kamera: Elif YAVUZ-Feridun AÇIKGÖZ/İSTANBUL, DHA
İstanbul’da fırtına sebebiyle kıyıya oturan 108 metrelik Comoros bayraklı STREAMLINE isimli gemiye yönelik çalışmalar devam ediyor. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne (KEGM) bağlı dalgıçlar, kıyıya vuran gemi tabanında hasar tespit çalışması yaptı.
Zeytinburnu, Ahırkapı’da fırtına nedeniyle Morini Limanına kayıtlı ve Comoros Bayraklı “STREAMLİNE” isimli kargo gemisi Cuma saat 15.00 sıralarında kıyıya sürüklendi. Gemide bulunan Azerbaycanlı 53 yaşındaki Kaptan İlham Hüseyinov ve yağcı 23 yaşındaki Nurlan Glinjov ‘varagele’ sistemiyle kurtarılmıştı. Kıyıya vuran gemiye yönelik inceleme çalışmaları devam ediyor. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne (KEGM) bağlı dalgıçlar, su altında geminin kıyıya vurduğu bölgede hasar tespit çalışması yaptı. Öte yandan olası bir deniz kirliliğine karşı gemi etrafına bariyer sererek önlem aldı.
Görüntü Dökümü
——————
-Dalgıçların denizdeki görüntüsü
-Ekiplerin gemi üzerindeki çalışmaları
-Muhabir anonsu (Elif YAVUZ)
-Gemiden detaylar
====================
7- MALTEPE’DE 136 SUÇ KAYDI BULUNAN OTOMOBİL HIRSIZI YAKALANDI
* Şüphelinin otomobili çalma anları da kameraya yansıdı.
Ali AKSOYER – Adem VAROL / İSTANBUL, (DHA)
MALTEPE’de bir hırsızın düz kontak yöntemi ile otomobil çalma anları kameraya yansıdı. 136 suç kaydı olduğu öğrenilen şüpheli gözaltına alınrıken, şüphelinin evinin önünde de yine park halinde 2 çalıntı otomobil daha bulundu. Olay, Maltepe Bağlarbaşı Mahallesi’nde meydana geldi. 28 Ocak tarihinde şüpheli Ali A., gece vakti gözüne kestirdiği otomobilin ilk olarak kapısını tornavida yöntemi ile açtı. Sonrasında araç içerisinden kaputunu açan şüpheli, düz kontak yöntemi ile otomobili çalıştırıp kaçırdı. Otomobilin sahibi K.I. ise sabah kalktığında evinin önünde otomobilini göremedi. Otomobilinin çalındığını anlayan K.I. karakola giderek şikayetçi oldu.
136 SUÇ KAYDI ÇIKTI
Polis ekipleri de kamera kayıtlarından yola çıkarak şüpheli Ali A.’nın önce eşkalini sonra kimliğini tespit etti. Evine yapılan operasyonda Ali A. gözaltına alınırken, evinin önünde park halinde olan 2 çalıntı otomobil daha bulundu. Şüphelinin daha öncesinde ayrı ayrı 78 adet oto hırsızlığı, 15 adet mala zarar verme, 3 adet suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 40 adet resmi belgede sahtecilik suçlarından kaydı olduğu ortaya çıktı.
TUTUKLANDI
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Şüpheli Ali A., adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Görüntü dökümü:
——————–
-Adliyeye sevk görüntüleri
-Hırsızlık anları
=============
8- JANDARMANIN VİLLAYA YAPTIĞI UYUŞTURUCU BASKINI KAMERADA
Melike YAZGILI/İSTANBUL,(DHA)
Jandarma ekipleri bir şebekenin uyuşturucu madde imal etmek için Kartal’da kiraladığı villaya operasyon düzenledi. Operasyonda 5 kişi gözaltına alınırken, evde yapılan aramalarda işlenmeye hazır vaziyette 100 litre sıvı metamfetamin, bin 200 gram kristal metamfetamin, 100 gram marihuana, 100 gram toz esrar, bir miktar kokain ele geçirdi. Jandarmanın baskın anları kameralara yansıdı
İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, uyuşturucu madde kaçakçılığı ile mücadeleye yönelik yaptığı çalışmalar neticesinde; H.D.’nin yasadışı yollarla temin ettiği uyuşturucu maddeleri kullanıma hazır hale getirerek torbacı olarak tabir edilen kişiler aracılığıyla piyasaya sürdüğü bilgisi alındı.
UYUŞTURUCU PARTİSİ DÜZENLİYORLARDI
Alınan bilgi üzerine H.D.’nin Kartal’da kiraladığı villa çevresinde fiziki takip ve istihbarı çalışmalarını yoğunlaştıran jandarma ekipleri, H.D. ile birlikte H.A., E.Y., G.D., H.K. ve M.K.’nin yanlarında getirdikleri kişilerle sık sık villaya giriş çıkış yaptıklarını tespit etti.
UYUŞTURUCU İMALATHANESİNE ÇEVİRMİŞLER
Jandarma ekipleri şüphelilerin villada olduğu esnada operasyon için düğmeye bastı. Piyasaya sürülmek üzere hazırlanan uyuşturucu maddeleri torbacı tabir edilen şahıslara dikkat çekmeden dağıtmak ve villada düzenlenen uyuşturucu partilerine eleman temin etmek üzere kullandığı değerlendirilen kadın şüpheliler G.D. ve E.Y. de dahil olmak üzere örgüt lideri H.D. ile birlikte H.A., H.K. ve M.K. Jandarma ekiplerince gözaltına alındı.
Villada yapılan aramalarda 100 litre sıvı metamfetamin, bin 200 gram kristal metamfetamin, 100 gram marihuana, 100 gram toz esrar, bir miktar kokain, çok sayıda “bong” olarak tabir edilen uyuşturucu madde kullanma aparatı, 1 hassas terazi, 9 mm. çapında ruhsatsız tabanca ile çok sayıda dijital materyal ele geçirildi.
DAĞITIMDA KADIN MI KULLANIYORLARDI
Jandarmadaki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edilen şüphelilerden örgüt lideri H.D. ve örgüt üyeleri H.K. ve M.K. tutuklanarak cezaevine sevk edilirken diğer şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Olayla bağlantısı olduğu değerlendirilen şahısların yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü öğrenildi.
Görüntü dökümü:
——————
-Baskın anları
-Evde yakalanan şüpheliler
-Ele geçirilen malzemeler
-Evde yapılan aramalar
-Şişeler
-Bonglar
===================
9- (Özel) BAKIRKÖY’DE UYUŞTURUCU OPERASYONU KAMERADA
Vedat BAYRAKTAR / İSTANBUL, (DHA) – BAKIRKÖY’de gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 4 şüpheliden biri tutuklandı. Evde bir miktar uyuşturucu madde, uyuşturucu satışından elde edilen para ve 6 adet silah ele geçirilirken, operasyon anı kameraya yansıdı. Öte yandan gözaltına alınan diğer 3 şüphelinin emniyetteki işlemleri ise devam ediyor. Bakırköy İlçe Asayiş Büro Amirliği Ekipleri, Yenimahalle Mahallesi İstanbul Caddesi üzerinde bir evde uyuşturucu ticareti yapıldığı bilgisi üzerine harekete geçti. Akşam saatlerinde Asayiş Büro Amirliği ekipleri tarafından yapılan operasyonda, evde bulunan Yakup A., Kemal C., Ayşe A. ve Nurcan G. gözaltına alındı. Evde yapılan aramada ise, 4 tane kurusıkı tabanca, bir ruhsatsız tabanca, 1 adet pompalı tüfek, 1 hassas terazi, yaklaşık 10 gram esrar, 13 gram metanfetamin, 3 bin 700 adet uyuşturucu hap bulundu. Ayrıca, uyuşturucu madde ticaretinden elde edildiği düşünülen 5 bin lira para ve 5 tane cep telefonuna el konuldu. Gözaltına alınan şüpheli Yakup A., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, diğer şüpheliler Kemal A., Ayşe A. ve Nurcan G.’nin emniyetteki işlemleri devam ediyor.
Görüntü dökümü:
————–
-Evde yapılan aramada detay
-Uyuşturucu madde silah ve paradan detay
-Gözaltına alınan detay
-Genel görüntü ve detay
===================
10- MALTEPE’DE 136 SUÇ KAYDI BULUNAN OTOMOBİL HIRSIZI YAKALANDI
* Şüphelinin otomobili çalma anları da kameraya yansıdı.
Ali AKSOYER – Adem VAROL / İSTANBUL, (DHA)
MALTEPE’de bir hırsızın düz kontak yöntemi ile otomobil çalma anları kameraya yansıdı. 136 suç kaydı olduğu öğrenilen şüpheli gözaltına alınrıken, şüphelinin evinin önünde de yine park halinde 2 çalıntı otomobil daha bulundu. Olay, Maltepe Bağlarbaşı Mahallesi’nde meydana geldi. 28 Ocak tarihinde şüpheli Ali A., gece vakti gözüne kestirdiği otomobilin ilk olarak kapısını tornavida yöntemi ile açtı. Sonrasında araç içerisinden kaputunu açan şüpheli, düz kontak yöntemi ile otomobili çalıştırıp kaçırdı. Otomobilin sahibi K.I. ise sabah kalktığında evinin önünde otomobilini göremedi. Otomobilinin çalındığını anlayan K.I. karakola giderek şikayetçi oldu.
136 SUÇ KAYDI ÇIKTI
Polis ekipleri de kamera kayıtlarından yola çıkarak şüpheli Ali A.’nın önce eşkalini sonra kimliğini tespit etti. Evine yapılan operasyonda Ali A. gözaltına alınırken, evinin önünde park halinde olan 2 çalıntı otomobil daha bulundu. Şüphelinin daha öncesinde ayrı ayrı 78 adet oto hırsızlığı, 15 adet mala zarar verme, 3 adet suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve 40 adet resmi belgede sahtecilik suçlarından kaydı olduğu ortaya çıktı.
TUTUKLANDI
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Şüpheli Ali A., adli makamlarca tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Görüntü dökümü:
——————–
-Adliyeye sevk görüntüleri
-Hırsızlık anları
=================
11- AVCILAR’DA SOĞUKTA ÜŞÜYEN KÖPEKLER MAĞAZADA ISINIYOR
İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA)- AVCILAR’daki Marmara Caddesi’nde bir mağazanın çalışanları soğuk kış günlerinde dışarıda üşüyen sahipsiz köpeklere gün boyu kapılarını açık tutuyor.
Merkez Mahallesi’ndeki araç trafiğine kapalı caddede havanın soğuduğu günlerde iç giyim mağazasını kendilerine mesken eden sahipsiz köpekler, müşterilerin de ilgisini çekiyor. Girişin hemen yanında yere kıvrılarak uzanan ve burada ısınan köpeklerle ilgili konuşan mağazada görevli Sevcan Sevil, soğuk kış günlerinde sevimli dostların mağazanın açılışından itibaren geldiğini, sıkıldıklarında çıkıp dolaşıp geldiklerini söyledi. Sevil, müşterilerinin köpeklerden rahatsız olmadıklarını aksine, bu konuklara ilgi gösterdiklerini belirterek, “Özellikle ‘Zeytin’ adını verdiğimiz köpek sevilmekten çok hoşlanıyor. Gün boyu bizimle birlikteler” dedi.
Mağazadaki bazı müşteriler sahipsiz hayvanlara başta yerel yönetimler olmak üzere her kesimin bu soğuk günlerde destek olması gerektiğini, bunlardan rahatsız olmadıklarını söylediler.
Görüntü Dökümü.
——————-
Yağmur yağışı ve Marmara Caddesi’nde yürüyenler
Mağazanın hemen girişinde uyuyan iki köpek
Bir kadın köpeklerden ‘Zeytin’ isimli olanı severken
Mağaza müşterileri ile röportajlar
Genel ve detay görüntüler