DHA YURT BÜLTENİ- 3 

dha-yurt-bulteni-3-qXBqJ7tl.jpg

 

Karadeniz’de kısıtlamada, uyarılara rağmen yine köylere çıkıyorlar
 
SAĞLIK Bakanlığı’nın paylaştığı vaka sayısı haritasına göre oransal olarak en çok vaka görülen iller sıralamasında 5’inci olan Rize’de, yetkililerin tüm uyarılarına ve alınan tedbirlere rağmen vatandaşlar hafta sonu kısıtlama öncesi yine köy ve kırsaldaki mahallelere gitmeyi sürdürüyor. Aile içi toplu buluşmaların virüsün yayılmasına neden olduğu belirlenen kentte alışverişlerini yapanlar, dolmuşlarla ya da özel araçları ile köylere çıkıyor. Veliköy Köyü Muhtarı Muhammed Kopuz, “Biz ne kadar uyarıyor, anonslar yapıyorsak da ne yazık ki riayet edenlerin sayısı çok az. Şehirden gelen bir hastalık varsa köye geldiğinde bilmeden görüştüğü kişilere aktarıyor, ya da köyde birinde varsa ondan alarak geri döndüğünde şehre taşıyor” dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı vaka sayısı haritasına göre 15-21 Şubat 2021 tarihleri arasında oransal olarak en çok vakanın görüldüğü iller sıralamasında 5’inci sırada yer alan Rize’de filyasyon ekiplerinin yaptığı tespitlerde, vaka artışlarında yöreye özgü sosyal hareketlilik öne çıktı. Kentte özellikle hafta sonu kısıtlamalar öncesi köy ve yaylalardaki evlerine çıkanlar aile içi toplu buluşmalarla virüsün yayılmasına neden oluyor. Ancak yetkililerin tüm uyarıları ve tedbirlere rağmen vatandaşlar kısıtlama öncesi köylerine gitmeye devam ediyor. Rize’de alışverişlerini yapanlar, bu hafta sonu için yine köylere çıkmaya başladı. Duraklarda köylere çıkanlar dolmuşları dolduruyor, kimi vatandaşlar ise özel araçları ile yollara koyuluyor.

‘DOLMUŞLAR CUMA VE PAZARTESİ YOĞUN OLUYOR’
Kentte özelikle cuma ve pazartesi günleri dolmuş hatlarında yoğunluk olduğunu belirten köy dolmuşu şoförü Güven Özçelik, “Pandemi olsa da olmasa da Rize’de cuma ve pazartesi günleri yolcu yoğunluğu yaşanır. Pandemi sürecinde de kısıtlama dolayısıyla hafta sonunu şehir merkezinde geçirmek istemeyenler cuma gününden köylere çıkmaya başlıyorlar. Pazartesi günü köydeki vatandaşlar şehir merkezlerine inerek işlerini halletmeye çalışıyorlarö dedi.

‘HAFTA SONU KÖYLERE KAÇIYORLAR’
Veliköy Köyü Muhtarı Muhammed Kopuz hafta sonu kısıtlaması için şehirlerde oturanların cuma gününden köylere gelmek için yola çıktıklarını belirterek, “Arabası olan arabasıyla, olmayan dolmuşlarla 2 günlük kısıtlama için geliyor. Mahallelerde komşu ziyaretleri olabiliyor, havanın güzel olduğu zamanlarda kendi aralarında buluşuyor, zaman geçiriyorlar. Biz ne kadar uyarıyor, anonslar yapıyorsak da ne yazık ki riayet edenlerin sayısı çok az. Şehirden gelen bir hastalık varsa köye geldiğinde bilmeden görüştüğü kişilere aktarıyor ya da köyde birinde varsa ondan alarak geri döndüğünde şehre taşıyor. Vatandaşlar olarak önlemimizi kendimiz almalıyızö diye konuştu.

‘BİLMEDEN VİRÜSÜ YAYIYORLAR’
Köylülerden Mehmet Kopuz ise, “Karadeniz Bölgesi’nin şehirde yaşayanların büyük çoğunluğunun köyde bir evi vardır. Hafta sonları sokağa çıkma yasağında rahat etmek için vatandaşların çoğunluğu köydeki evlerine geliyor. Komşusu ile akrabası ile zaman geçiriyor. Kim hasta bilemiyoruz. Bir araya geldiklerinde herkese bulaştırıyorö ifadelerini kullandı.

‘CUMA GÜNÜ ÇOLUK ÇOCUK KÖYE ÇIKIYORUZ’
Dolmuş şoförü Ferhat Taşpınar, “Rize’de vatandaşlar hafta içi evlerde sıkılınca doğal olarak hafta sonu köye gidiyorlar. O yüzden cuma günleri dolmuşçular olarak yoğunluk yaşıyoruz. Pazartesi günleri de dönüş yolunda aynı yoğunluğu yaşıyoruzö dedi.
Köye çıkmak için dolmuşla yolculuk yapan Mehmet Ali Çap da, “Kısıtlama öncesinde cuma günü kumanyamızı alıyoruz, çoluk çocuk köye çıkıyoruz. Bağımızla bahçemizde ilgileniyoruz odun yapıyoruz. Pazartesi günü de yeniden merkeze dönüyoruzö ifadelerini kullandı. 
Temel Kurt ise “Cuma günü iş bittikten sonra malzemelerimi alıyorum, iki günlük kısıtlama için köye çıkıyorum. İki gün etraftaki işleri toparlıyorum, balkonda çayımı içiyorum, hava alıyorum pazartesi tekrar işimize geri dönüyoruzö diye konuştu.

VALİ ÇEBER: KÖYDEN ŞEHRE, ŞEHİRDEN KÖYE VİRÜS TAŞINIYOR
Rize Valisi Kemal Çeber, filyasyon çalışmalarındaki vakalarda yapılan analizlerde sosyo-kültürel hayatın öne çıktığını ifade ederek, “Örneğin tüm Karadeniz’de hemen hemen herkesin 2 evi vardır, biri şehirdedir birisi de köyündedir. Hafta sonları bir de bu kısıtlamaların olması nedeniyle insanlar perşembeden cumadan köylerine gider. Rize’de köyler aile köyü gibidir, köyüne gittiği zaman evinde insanlar o çekirdek aile olarak durmaz, halası, teyzesi, dayısı veya komşusu hep bir araya gelirler, evlerin içerisinde toplanırlar. Şehirden köye giderken köye, köyden şehre dönerken de şehre bu virüsü taşıyabiliyoruz” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Dolmuş durağından detaylar
-Dolmuşlar
-Yolcular
-Köylerden detaylar
-Röportajlar
-Muhabir anonsu (Arzu ERBAŞ)
-Minibüslerden görüntüler
-Yolcularla röp.
HABER:ARZU ERBAŞ KAMERA:DOĞANCAN İLEK-Selman KUTLU/RİZE-DHA

============================

Otomobilinin satın alma bahanesiyle çalındığını iddia etti

ANTALYA’nın Kumluca ilçesinde oturan Erkan Yılmaz (30), borcu yüzünden satılığa çıkardığı aracını 10 bin TL karşılığında satın alan H.S. tarafından dolandırıldığını iddia etti. Resmi satış yapamadığı ancak satış sözleşmesi imzaladığı aracı için H.S.’den 10 bin TL’lik senet aldığını söyleyen Erkan Yılmaz, “‘Ben arabayı kenara koyayım’ dedi, gitti bir daha da gelmedi. Gittikten sonra bir daha hiç gelmedi. Kaçıp gitti yani. Çaldı arabamı” dedi.

Kumluca’ya bağlı merkez Eski Camii Mahallesi’nde oturan evli ve 2 çocuk babası Erkan Yılmaz, borçları nedeniyle otomobilini satmaya karar verdi. Erkan Yılmaz’ın bir internet sitesi aracılığıyla satışa çıkardığı otomobiline Antalya’dan H.S. talip oldu. Taraflar; sigortası ve muayenesi olmadığı için trafiğe çıkışı yasak olan otomobili çekme belgesiyle satışı için 10 bin TL karşılığında anlaştı. Erkan Yılmaz’ın iddiasına göre hasta olduğu için aracı almaya gelemeyeceğini söyleyen H.S., Erkan Yılmaz’dan gönderdiği çekiciyle otomobili Antalya merkeze getirmesini istedi.

OTOMOBİLLE OLAY YERİNDEN KAÇTI
22 Şubat günü otomobili çekiciye yükleyip, Antalya merkeze getiren Erkan Yılmaz, burada H.S. ile buluştu. Muayenesi ve sigortası olmadığı için otomobilinin resmi satışını yapamayan Erkan Yılmaz, 10 bin TL’lik senet aldığı H.S.’ye bir A4 kağıda hazırlanan ‘Satış Sözleşmesi’ ile aracını teslim etti. Aracı deneme bahanesiyle gidip bir süre gelmeyen H.S., daha sonra geldiğinde ise parayı başka birinden alacağını söyledi. Erkan Yılmaz’ı da yanına alan H.S., kent merkezinde bir yere götürdü. Burada iddiaya göre Erkan Yılmaz’ın inmesinin ardından H.S., otomobille olay yerinden kaçtı. Bir daha ne H.S.’den ne de otomobilinden haber alamayan Erkan Yılmaz, polise şikayette bulundu. Polis olayla ilgili inceleme başlattı.

“BEN ARABAYI KENARA KOYAYIM’ DEDİ, GİTTİ’
Yaşadıklarını Demirören Haber Ajansı’na (DHA) anlatan Erkan Yılmaz (30), “1994 model arabam vardı. Borcumuz olduğu için satmak istedim. Arabamızın sigortası, vizesi yoktu. Çekme belgesi verecektik. Satmak için internete ilana koyduk. Antalya il merkezinde H.S. diye bir arkadaş ile tanıştık. Adam ‘ben hastayım’ dedi. Gelmedi. ‘Çekiciyi tuttum, çekiciyle getirin’ dedi. Biz de götürdük. Antalya il merkezine vardık. Arabamızı evin önüne indirdik. Adamla sözleşme yaptık. Elinden senet aldım parayı alıncaya kadar. Ben senedi ve sözleşmeyi aldıktan sonra adam ‘ben deneyip geleyim’ dedi. Gitti bir zaman gelmedi. Geldikten sonra bindik arabaya. ‘Çay ocağındaki kadından alacağız parayı, il merkezinde, oraya gidelim’ dedi. Gittik. Ben orada arabandan aşağıya indim trafiğin içinde olduğumuz için. ‘Ben arabayı kenara koyayım’ dedi, gitti bir daha da gelmedi. Gittikten sonra bir daha hiç gelmedi. Kaçıp gitti yani. Çaldı arabamı” dedi.

‘BORCUMU ÖDEMEK İÇİN SATMAYA ÇALIŞTIM’
Olaydan sonra cep telefonuyla aradığı H.S.’nin ‘5 dakikaya geliyorum, 10 dakikaya geliyorum’ diyerek oyaladığını, ancak gelmediğini, ihbarda bulunduğu polislere de aynı şeyi söylediğini anlatan Erkan Yılmaz, “Ben polislere ifademi aynı bu şekilde verdim. Dilekçemi verdim. Şikayetçiyim. Bana yardımcı olun. Arabamı gören, tanıyan birileri varsa ne olur yardım edin. 2 çocuğum var. Borcum var. Borcumu ödemek için satmaya çalıştım arabamı. Arabama 3- 4 ay boyunca hiç binmedim. Arabamın vizesi, sigortası olmadığı için binmiyordum. Satıp borçlarımız ödeyecektim. Ev kiramı dahi vermedim” diye konuştu.

‘HIRSIZLIK YAPIP, ADAM ÖLDÜRECEĞİM, SUÇU ÜZERİNİZE ATACAĞIM’
Aracı sattığı kişinin adresine gittiğini ancak bulamadığını kaydeden Erkan Yılmaz, şöyle dedi:
“Şu anda hala telefonlarımıza bakmıyor. Bizi tehdit ediyor. Eşimi tehdit ediyor. ‘Siz benim fotoğraflarımı internette yaymışsınız’ diyor. ‘Sizin arabanızla hırsızlık yapacağım. Adam öldüreceğim. Tüm suçu sizin üstünüze atacağım’ diyor. Bu şekilde bizi tehdit ediyor. Biz de hiçbir şey söylemedik. Telefonu kapattık. Herkesten ricamız, bu adamı gören, bilen varsa bize yardımcı olsun.”

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
—————
– Erkan Yılmaz’ın elinde evraklara bakarken
– RÖP: Erkan Yılmaz ile röportaj
– Erkan Yılmaz’dan detay
– Zanlı H.S.’nin fotosu
– Sattığı arabanın fotosu
HABER-KAMERA: Ramazan SARIKAYALI/KUMLUCA (Antalya), (DHA) 

=============================

Kaçak içkileri plastik su şişeleri ve damacanada saklamışlar

Antalya’da E.G. ve O.G. isimli şahısların evinde kaçak içki yaptıkları bilgisi üzerine yapılan operasyonda 107 litre kaçak içki ele geçirildi. 
Kaçak içki yapımında kullanılan aroma ve katkıların da ele geçirildiği operasyonda içkilerin plastik şişe ve damacanalarda muhafaza edildiği ortaya çıktı.

Antalya İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Şuçlarla Şube Müdürlüğü ile Konyaaltı İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince Karatepe Mahallesinde ikamet eden E. G. ve O. G. isimli şahısların kaçak içki yaparak sattığı istihbaratı alındı. Bir süre takibe alınan ikilinin evine operasyon gerçekleştirildi. Şahısların evlerinde ve araçlarında yapılan aramada 76 litre rakı, 31 litre viski, 2 litre gliserin, 1 litre viski aroması, 1 litre gıda boyası ele geçirildi. Şahısların kaçak içkileri plastik su şişeleri ve damacanalarda muhafaza ettiği dikkati çekti.
E.G. ve O.G. 5607 sayılı kaçakçılıkla mücadele kanununa muhalefetten adliyeye sevk edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
(cep telefonu)
– Jandarma ekiplerinin eve baskın yapması
– Damacana ve alkol şişelerinden
– Kutulardaki içki şişelerinden
HABER:Alparslan ÇINAR-KAMERA: ANTALYA, (DHA) 

=============================

Zonguldak’ta mahalle karantinaya alındı

ZONGULDAK’ın Ereğli ilçesinde koronavirüs vakalarının bulunduğu Danışmentli Köyü’nde Aşağı Mahalle karantinaya alındı.

Ereğli’ ye bağlı Danışmentli köyünde Muhtar Fahrettin Donat’ın koronavirüs testinin pozitif çıkması sonucu köy halkına test yapıldı. Dün yapılan testler sırasında yeni koronavirüs vakalarının görülmesi üzerine Danışmentli Köyü Aşağı Mahalle karantinaya alındı. Jandarma ekipleri köye giriş ve çıkışı kapattı. Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu sabah saatlerinde köye gelerek çalışmaları inceledi.  

Kaymakam Çorumluoğlu yaptığı açıklamada, “Dün akşam bölgede tarama testi yaptık. Birkaç gündür de vaka sayılarımızda da artış vardı. Bu vaka artışından sonra tarama testi ihtiyacımız oldu. Onu da yaptık. Ne yazık ki tarama test sonuçlarında beklediğimizin oldukça üzerinde vaka çıktı. Tedbir amaçlı olarak hem burada ki mahallemizi korumak hem de yayılmasını engellemek için böyle bir tedbir hararı aldık. Şüphesiz ki vatandaşlarımız bu süre içerisinde özgürlüklerinden kısıtlanmış olacak. Ama biz bunu almak zorundayız. Çünkü burada virüsün başka bir yere de yayılmasını engellememiz gerekiyor. Bugünden itibaren vatandaşlarımıza destek olarak gıda desteğimiz olacak.” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Köyden drone ile detay
Jandarmanın köyün girişini kapatması
Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu’nun gelişi
Jandarma ekiplerinden bilgi alması
İsmail Çorumluoğlu ile röportaj
Detaylar
HABER-KAMERA: Sinan KABATEPE/EREĞLİ (Zonguldak), (DHA)

=============================

Balıkçı ağlarına, Roma dönemine ait amforalar takıldı

ORDU’nun Perşembe ilçesinde denize açılan balıkçıların ağlarına, Roma dönemine ait olduğu değerlendirilen yaklaşık bin yıllık tekne parçaları ile 13 amfora takıldı.

Perşembe ilçesinde denize açılan balıkçıların ağlarına, 13 amfora (sivri dipli, iki kulplu antik testi) ve gemi enkazı takıldı. Gördükleri karşısında şaşıran balıkçılar hemen durumu, Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın’a bildirdi. Aydın, ağlara takılan parçaları Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi’ne getirtti. Roma döneminden kalma olduğu tahmin edilen 13 amfora ve gemi ahşap enkaz parçalarının yapılan incelemede yaklaşık bin yıllık geçmişi olduğu tahmin ediliyor.

‘BATIĞIN DEVAMIYLA İLGİLİ BİLGİLER EDİNİLEBİLİR’
20 gün önce balıkçıların kendisine ulaştığını belirten Prof. Dr. Mehmet Aydın, “Balıkçılar, ağlarına bazı tarihi eserlerin takıldığını söylediler. Bu kapsamda ben de fotoğraf çekip bana atmalarını söyledim ve nesnelere bakınca tarihi eser olduğunu, amforalar olduğunu fark ettim. Daha sonra fotoğrafları Bodrum’da yer alan ve Türkiye’nin tek sualtı müzesinde bulunan arkeolog arkadaşlarıma yolladım. O arkadaşlarım da bunların Roma dönemine ait odluğunu söylediler. Bu parçaları balıkçılardan alıp, Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi’nde topladım. Balıkçılar, bazı parçaları arkadaşlarına hediye etmiş, onları da alarak fakültemiz bünyesinde biriktirdim. Ordu Müzesi ile temasa geçerek, bunların müzeye transferini sağladım. Bu batık 70 metre civarında ve Medreseönü açıklarında bulundu. Bu kapsamda belki sualtı arkeologları bir çalışma yürütürse batığın devamıyla ilgili bilgiler edinilebilir” dedi.

‘TARİHİ BİR DEĞERİ OLDUĞUNU BİLMİYORDUK’
Ağına amforalar takılan balıkçı Serdar Memiş, “Ağımıza, tekne parçalarıyla bazı küpler takıldı. Ben de hemen Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Aydın’ı arayıp, bilgi verdim. O gün kalkan avına çıkmıştık, ilk önce bir kısım geldi, ikinci çekişimizde diğer kısım geldi. Ağları hep aynı yere kuruyoruz, daha önce de ağlarımıza ufak tefek takılıyordu. Çıkanları barınağa koyuyorduk, buraya gelen misafirlerimizin hoşuma giderdi, onlara verirdik. Ama tarihi bir değeri olduğunu bilmiyorduk” diye konuştu.

‘TARİHİ BİR ŞEY BULDUĞUMUZ İÇİN MUTLU OLDUK’
Çıkan parçaları Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi’ne götürdüklerini belirten İlkay Çelik, “Okulda yapılan incelemede Roma dönemine ait olduğu söylendi. Böyle tarihi bir şey bulduğumuz için mutlu olduk” şeklinde konuştu.

O gün kalkan avına çıktıklarını anlatan İsa Memiş ise, “Ağlarımıza parçalar takıldı, daha önce de ufak tefek takılırdı ama önemsemezdik. Bu sefer çok geldi, sanırım ağları tam merkezindeydi. Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi, nesnelerin tarihi değeri olduğunu ve Roma dönemine ait olduğunu söyledi. Bunları bulduğumuz için çok mutluyuz” ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
Limadan ve balıkçılardan detaylar
Amforalardan detay
Balıkçılarla röp.

Haber-Kamera: Ahmet BAYRAK ORDU-DHA

=============================

Balon balığının derisi, yeni istihdam alanı sağlayacak

Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan Taner Okan Acar ve Mehmet Özata, siyanürden 1200 kat daha zehirli olan balon balığını deri sektöründe kullanmaya hazırlanıyor. 

Bunun için bir proje geliştiren ikili, patentini almaları durumunda kendilerine imkan tanınırsa bu projeyle istihdam alanı sağlamayı hedefliyor.

Kızıldeniz’den gelerek Akdeniz’e yerleşen ve başta kendi türleri olmak üzere balıkları yiyerek popülasyona, ağları kopararak da balıkçılara zarar veren balon balığı, burada kendine yeni yurt edindi. Popülasyonu hızla artan bu zararlı balık için Tarım ve Orman Bakanlığı geçen yıl 31 Aralık tarihine kadar balon balığı kuyruğu getiren balıkçılara, kuyruk başına 5 lira ödeme yaptı. Bu uygulamaya büyük ilgi gösteren Antalyalı balıkçılar, 22 günde 35 bin kuyruk teslim etti.

Diğer yandan Alanya’da yaşayan ve özel bir şirkette yöneticilik yapan girişimciler Taner Okar Acar ve Mehmet Özata, balon balığıyla ilgili oldukça farklı bir proje için bir araya geldi. Alanya Balon Balığı Araştırma ve Geliştirme Projesi (ABAP) adını verdikleri proje hazırlayan ikili, bununla balon balığını deri sektöründe kullanmayı hedefliyor. Balon balığının derisinin çanta, kemer, ayakkabı gibi sektörlerde kullanılmasını sağlayacak projeyi hazırlayan Acar ve Özata, destek verilmesi durumunda bu projenin bir işkolu olabileceğini ve istihdam sağlanabileceğini vurguladı. 

BALON BALIĞI DERİSİNİ YÜZMEK UZMANLIK GEREKTİRİYOR
Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Üretme ve Eğitim Enstitüsü’nden yasal izinleri aldıktan sonra temin ettikleri balıkların derisini, bitkisel yöntemlerle tabaklayan girişimciler, balon balığının derisinin değerlendirilmesi aşamasının da aslında başlı başına bir iş olduğunu, bunun kesinlikle profesyonel eller tarafından yapılması gerektiğini söyledi. Bu balığın zehirli olmasından dolayı eğitim almış kişilerin dikkatle bu işlemi yapması gerektiğini anlatan girişimciler, projenin patentini aldıktan sonra devlet desteği alabilirlerse oluşturacakları iş koluyla birçok kişiye de yeni bir meslek edindirebileceklerini ifade etti.

‘BALON BALIĞININ DERİSİNİN ELASTİK ÖZELLİĞİNİ FARK ETTİK’
Projenin girişimcilerinden Taner Okan Acar, balon balığıyla serüveninin 7 yıl önce babasıyla balık avına çıktığında başladığını anlattı. Acar, “Tuttuğumuz balıkların hepsi balon balığıydı. Babam, balon balığının yenmediğini, insanları zehirlediğini, zararlı bir balık olduğunu ifade etti. Fakat teknenin içerisinde dururken balon balığının bir anda şiştiğini gördük. Elastik özelliği olduğunu anladık. Bundan yola çıkarak amatör bir şekilde 2 balon balığı derisi tabakladık. Balon balığı tedarik edemediğimiz için de projeyi durdurmak zorunda kaldık. 2019 yılında Akdeniz Su Ürünleri Araştırma Enstitüsü’nün izni ve bilgisi dahilinde, onlardan balıkları tedarik ederek tekrar bu konuyla ilgili çalışma yapmayı düşündük. Balon balıkları üzerinde yapılacak tabaklama işlemleri farklı bir yöntem de olsa bunun ekonomide kullanılabilecek bir materyal haline geleceğini anladık” dedi. 

‘BU İŞİ EKONOMİYE KAZANDIRDIĞIMIZ ZAMAN İSTİHDAM ALANI OLUŞACAK’
Bu işi daha profesyonel yapmak istediklerini ifade eden Acar, “Bizim geldiğimiz nokta, amatör bir süreçte gelinebilecek en son nokta. Devlet yetkililerimizden balon balığının bizlere tedarikini yasal bir zemine oturtmasını istiyoruz. Biz de balon balığına yatırım yaparak, bu işi daha profesyonel hale getirip ekonomiye kazandırmayı düşünüyoruz. Bunun yanında ekonomiye kazandırdığımız zaman bir istihdam alanı oluşacak. Atılı ve kullanılmayan, denizlerimizi son derece rahatsız eden balon balığını eğer bize fırsat verilirse ticari olarak, ekonomik yönden ülkemize kazandırmak istiyoruz” diye konuştu. 

‘DERİNİN KULLANILDIĞI HER SEKTÖRDE KULLANILABİLİR’
Balon balığı derisinin, derinin kullanıldığı tüm alanlarda kullanılabileceğini aktaran Acar, şunları söyledi: 
“Derinin kullanılabildiği bütün alanlarda kullanılması mümkün. Bu derileri kullanma şekli tabaklanmasına göre değişiyor. Mesela ayakkabı yapılacak derinin tabaklanması farklı, ceket yapılacak olan ürünün farklı. Tabaklama işlemleri yapıldıktan sonra her türlü kullanılabilir.” 
Yaklaşık 7 yıl önce tabakladığı deriyi gördükten sonra Taner Okan Acar ile birlikte bu projeyi başlatan Mehmet Özata ise “Akdeniz Su Ürünleri Enstitüsü’nde 2017-2020 yılları arasında yapılan Bayoma projesine dahil olup balon balıklarının derilerini tedarik ettik. Birkaç farklı tabaklama yöntemlerini kullanarak çalışma yaptık. Yaptığımız tabaklamalar sonucunda ortaya farklı deriler çıktı. Bu derilerin aksesuar ve giyim olarak her türlü sektörde kullanılabileceğini gördük. Gerekli başvuruları yaptık. Yaptığımız çalışmalara daha iyi şartlar sağlandığında ortaya çok daha iyi ürünler çıkacağını düşünüyoruz” dedi. 

‘BU PROJEYLE BİRÇOK KİŞİYE DE İLHAM OLDUK’
Balon balığını endüstriye kazandırabilmeyi hedeflediklerini aktaran Özata, şöyle konuştu:
“Endüstriye kazandırabilmeyi ve faydalı bir ürün elde edebilmeyi hedefledik. Bu projeye böyle başladık. Ortaya da somut olarak iyi şeyler çıktığına inanıyoruz. Bununla alakalı birçok kişiden görüş aldık. Birçok kişiye de ilham kaynağı olduk. Üniversitedeki hocalarımız, ‘Böyle bir şey olabiliyor muymuş’ dedi. Somut olarak gösterince kendilerine de ilham kaynağı olduğumuzu düşünüyoruz. Bunlarla alakalı çalışmalar yaptıklarını ve yaptıkları çalışmalardan olumlu sonuçlar çıktığını söylediler.”

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
– Balon balığının derisinin görüntüleri
– Girişimcilerin derilerle birlikte görüntüleri
– Taner Okan Acar RÖP.
– Mehmet Özata RÖP.

**arşiv**
– Balon balığının yakalandıktan sonra şişmiş halde 
– Balon balığının kutuyu ısırırken
– Balon balıklarından yakın plan ve derisinden
– Oltayla tutulan balon balığının tekneye alınması
– Detay

HABER-KAMERA: Burcu MUTLU- Engin ANAK/ALANYA,(Antalya)(DHA)

 

Exit mobile version