Bolu Dağı’nda kar yağışı
BOLU Dağı’nın D-100 ve TEM Otoyolu geçişlerinde yoğun kar yağışı etkili oluyor. Karayolları ekipleri kar küreme ve tuzlama çalışması yaptı.
TEM Otoyolu ile D-100 Karayolu’nun Bolu Dağı kesiminde 2 gündür aralıklarla süren kar yağışı bu sabah saatlerinde de devam etti. Kar yağışı nedeniyle yolda ulaşımda herhangi bir aksama yaşanmadı. Karayolları ekipleri, yolda beyaz örtü oluşmaması için kar küreme ve tuzlama çalışması yaptı. Güzergahta ayrıca sis de etkili oldu. Görüş mesafesi 20 metreye kadar düştü.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kar yağışından görüntüler
-Araç geçişleri
-Detaylar
Haber-Kamera: Murat KÜÇÜK/BOLU,(DHA)
================================
Koronavirüsün vücutta çoğalmasını engelleyen etken madde geliştirdi
ZONGULDAK Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zuhal Gerçek, koronavirüsün vücutta çoğalmasını engelleyen yeni bir etken madde geliştirdi. Geliştirdiği etken maddenin Covid-19’a yakalanan hastalara verilen ilaçlarda kullanılabileceğini ifade eden Doç. Dr. Gerçek, “Virüsü vücudumuza aldığımızda virüs hemen sayısını arttırmaya başlıyor. Bu ilaç ise virüsün kendini replike etmesini engelliyor. Dolayısıyla virüs sayısı minimumda tutulduğu için kişi hastalık semptomlarını göstermeyebilir bile” dedi.
Doç. Dr. Zuhal Gerçek, üniversitenin organik araştırma laboratuvarında antiviral bileşikler sentezi üzerine çalışma başlattı. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Erçağ ve Dr. Deniz Ceyhan’ın da destek verdiği çalışmalarla Doç. Dr. Gerçek, Covid-19 tanısı konan hastaya verilen ilaçlarla olan bir bileşenin daha etkili olanını geliştirdi. Çalışmada sentezlenen 7 adet yeni bileşiğin vücuda giren virüsün çoğalmasının önüne geçtiği laboratuvar ortamında yapılan deneylerle kanıtladı. Bileşenin Covid-19 ilaçlarında kullanılması durumunda, hastanın koronavirüsü az semptomla atlatabileceği görüldü.
Doç. Dr. Zuhal Gerçek, çalışmada sentezlenen bileşiklerin tüm insanlığın uğraştığı Covid-19 salgınına karşı bir umut olacağını düşündüğünü söyledi. Doç. Dr. Gerçek, “Bu amaçla 7 tane yeni malzeme sentezledik. Bunların Covid-19 RNA’sı ile Sars Cov-2 RNA’sı ile etkileşimlerine baktık. Bizim hedeflediğimiz bileşikler Covid’e karşı mücadelede virüsün çoğalmasını engellemek üzere kurgulandılar. Virüs RNA’sı ile olan etkileşimlerini çalışmaya destek veren Tekirdağ Üniversitesi’nden akademisyenlerimiz çalıştılar. Bizim sentezlediğimiz aktif bileşiklerin RNA’ya bağlanma enerjilerini şu anda kullanılan Covid ilaçlarıyla karşılaştırıldı. Bu karşılaştırma sonunda sentezlediğimiz maddelerin hidroksiklorokinonun çok üstünde etkili olduğu, NSF 12 ve NSF 15 proteinlerine bağlanma aktivitesinin de çok daha fazla olduğu kanıtlanmış oldu” dedi.
‘KİŞİ, HASTALIK SEMPTOMLARINI GÖSTERMEYEBİLİR’
Çalışmada ortaya çıkan bileşiklerin bir diğer özelliğinin üretim sentezlerinin çok kolay olması olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gerçek, bu sayede maliyetin düşük verimin ise olabildiğince verimli olmasının hedeflendiğini belirtti. Bunu başardıklarını ifade eden Doç. Dr. Gerçek, şöyle konuştu:
“Kullandığımız yöntem sayesinde çok fazla türevlendirme şansı mevcut. Virüsü vücudumuza aldığımızda virüs hemen sayısını arttırmaya başlıyor. Bu ilaç ise virüsün kendini replike etmesini engelliyor. Dolayısıyla virüs sayısı minimumda tutulduğu için kişi hastalık semptomlarını göstermeyebilir bile. Bu çalışmayı geliştirmek için bizimle ortak çalışacak bir gruba ihtiyacımız var. Biz sentezlenen moleküllerin RNA’lar ile etkileşimlerini yaptık. Enzim içerisinde kararlı bir şekilde kaldığını kanıtlamak için etkileşimin simülasyonunu da gerçekleştirdik. Simülasyon sonucunda molekülün çok güzel bir şekilde yerleştiği ve burada kararlı olarak kaldığı da ispat edilmiş oldu.”
Görüntü Dökümü
-Fakülteden detay
-Doç. Dr. Zuhal Gerçek’in laboratuarda çalışması
– Doç. Dr. Zuhal Gerçek ile röp.
Haber-Kamera: Gürkay GÜNDOĞAN/ZONGULDAK,(DHA)
=============================
Otizmli Ali’nin tatlıları damak çatlatıyor
HATAY’da özel eğitim gerektiren öğrencilerin eğitim gördüğü Ekinci Özel Eğitim Meslek Lisesi aşçılık bölümü son sınıf öğrencisi otizmli Ali Vural (18), staj gördüğü künefe işletmesinde hem müşterilere servis açıyor hem de kendi elleriyle yaptığı tatlı çeşitlerinin sunumunu yapıyor. Ailesinin 5 yaşında otizmli olduğunu fark ettiği Vural, aldığı özel eğitimlerin ve aile desteğinin sonunda becerilerine her gün yenisini ekliyor.
Antakya ilçesinde ailesi tarafından 5 yaşında otizmli olduğu fark edilen Ali Vural, özel eğitim okullarında yaşıtlarıyla beraber eğitim gördü. Öğretmenlerinin ve ailesinin desteğiyle hayata tutunan Vural, mücadeleci ruhuyla otizmlilere ve onların ailelerine örnek oluyor. Okulunu çok sevdiğini ve güzel vakit geçirdiğini anlatan Ali Vural, “Arkadaşlarımla okulda sarma içi, makron, pankek, kurabiye yapıyoruz. Okulumu çok seviyorum, künefe yapmayı da çok seviyorumö dedi.
‘ALİ’Yİ HİÇBİR ZAMAN DİĞER ÇOCUKLARIMDAN AYIRMADIM’
Oğlunun mutfakta yemek yapma becerisini fark ettiklerini, o yönde eğitimlere ağırlık verdiklerini söyleyen anne Nazife Vural (39), hiçbir zaman diğer iki kardeşinden ayırmadıklarını kaydetti. Çocuklarına sevgi ve şefkatle yaklaştıklarını söyleyen Vural, “Oğlumun otizmli olduğunu 5 yaşında öğrendik. Daha sonra özel eğitimler almaya başladı ve ben de birebir ilgilenmeye başladım. Ali’yi hiçbir zaman özel bir çocuk olarak görmedik, kendisine bunu yansıtmadık. Evde beraber pastalar yapıyoruz, mutfakta yemek yaparken bana hep yardımcı oluyor. Ali künefeler yapıyor, bize de getiriyorö dedi.
‘ÇOCUKLARINIZI EVE KAPATMAYIN’
Otizmli çocuğu olan ailelere tavsiyelerde bulunan anne Nazife Vural, “Çocuklarınızı eve kapatmayın. Onlar özel çocuk olabilir, biz evlerde bıraktıkça insanlar onları dışlıyor. Biz bu çocuklarımızı dışarı çıkarmalıyız. Çocuklarımız ne kadar sosyal olursa, sevgiyi ne kadar alırsa o kadar normalleşiyor. Biz böyle yaptık, böyle başardık. Benim oğlum hiçbir zaman kendisini otizmli olarak görmüyor. Biz başarımızın üstüne daha neler yapabiliriz, artılarımız daha fazla ne olabilir çabası içindeyiz. Çocuklar evlerde değil, dışarıda özgür, dışarıda mutluö diye konuştu.
‘ÖZEL ÇOCUKLARA, ÖZÜRLÜ GİBİ KELİMELER KULLANMAYALIM’
Otizmin bir engel olmdığını, gelişimsel farklılar olarak gördüklerini söyleyen ve verdikleri eğitimlerle çocukları topluma kazandırmayı amaçladıklarını söyleyen öğretmeni Hakan Küçükler, “Ali ve onun gibi öğrencileri topluma kazandırmak bizim en büyük gururumuz. Verdiğimiz eğitimlerle ve ailesinin desteğiyle Ali’yi bu seviyeye getirdik. Öz bakım becerileri ve akademik olarak gelişmesi yönünde artıları var. Ali ve onun gibi özel çocuklara, sokaklarda özürlü gibi kelimeler kullanılıyor. Biz bunları duyunca gerçekten çok üzülüyoruz. Ali’nin eğitimler sonunda künefe yapma becerisi çıktı ortaya ve biz bundan dolayı gurur duyuyoruzö ifadelerini kullandı.
‘BÜTÜN İŞLETMELER, ÖZEL ÇOCUKLARI ALIP EĞİTİMİNE KATKI SUNMALI’
Otizmli Ali’nin iki aydır yanlarında staj gördüğünü anlatan künefe ustası Müslim Günal ise, şunları kaydetti: “İlk geldiğinde konuşmayan Ali şu an konuşuyor. Her gün üzerine katarak künefe yapmayı da öğrendi. Bütün işletmeler aslında, birer özel çocuğu stajyer olarak alıp ya da yanlarında çalıştırsa eğitebilse, hayatları boyunca daha rahat bir yaşam sürmesine vesile olabilir. Ben bunu bir insanlık vazifesi olarak görüyorum, herkes de bu şekilde görürse bu özel çocuklar hayata daha çok bağlı kalırlar.”
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
———————
– Özel eğitim okulundan detaylar
– Otizmli birey Ali Vural’ın birebir ders alması
– Özel eğitim öğretmeni Hakan Küçükler’in konuşması
– Otizmli genç Ali Vural’ın konuşması
– Anne Nazife Vural’ın konuşması
– Künefe ustası Müslim Günal’in konuşması
– Otizmli gencin künefe yapmasından detaylar
– Otizmli gencin müşteriye servis açmasından detaylar
Haber-Kamera: İzzet NAZLI / HATAY,(DHA)
========================
Aniden ısınan yer altı suyu korkuttu
DÜZCE’de bir akaryakıt istasyonunda araçların yıkanması için kullanılan sondajla çıkarılan yer altı suyu aniden ısındı. Suyun aşırı sıcak olduğunu fark eden çalışanlar Düzce’nin birinci derece deprem bölgesinde olması nedeniyle paniğe kapıldı. Düzce Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde görevli Dr. Şeref Karadeniz incelenmek üzere sudan numune aldı.
Düzce Çoban mevkiinde bulunan bir akaryakıt istasyonunda sondaj yöntemi ile çıkarılan su yıllardır araç yıkama için kullanılıyordu. Dün sabah saatlerinde istasyon çalışanları suyu açtıklarında suyun ellerini yakacak derecede ısınmış olduğunu ve soğuk havanında etkisiyle suda oluşan buharı fark etti. İstasyon çalışanları Düzce’nin birinci derecede deprem bölgesi olması ve suyun ısınmasının deprem habercisi olduğunu düşünerek paniğe kapıldı. Haber verilmesi üzerine istasyona gelen Düzce Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde görevli Dr. Şeref Karadeniz incelemek üzere sudan numuneler aldı.
İstasyon sahibi Fahrettin Yıldırım, suyun ısınmasıyla önce şaşırdıklarını daha sonra paniğe kapıldıklarını ifade ederek, “Yaklaşık 4 yıldır biz bu işletmeyi çalıştırıyoruz. Ne yaz ne kış hiç başımıza gelmemişti. Bugün böyle bir durumla karşılaşınca üniversiteye haber verdik. Hocalarımız incelemek için su örnekleri aldılar. Bunun tabiat olayı mı? Yoksa başka bir durum mu var merak ettiğimiz için üniversiteden yardım istedik. El yakacak kadar suyun ısınması bize ilginç geldi. İnşallah iyi sonuçlar alırız. Düzce deprem bölgesi onun için paniğe kapıldık.ö dedi.
‘İLK İZLENİMİMİZ BİR TERMAL AKINTI KARIŞMIŞ OLABİLİRö
Dr. Şeref Karadeniz incelemeler yapacaklarını belirterek, “Suyun içinde ki iyonları, metal içeriğini belirlemek için yerinde olan ölçümlerimizi gerçekleştirdik. Daha ileri ölçümleri ise merkezde yapmak üzere örneklerimizi aldık. Örneklerin laboratuvarda analizlerini gerçekleştirdikten sonra çok daha detaylı suyun içeriği hakkında bilgi sahibi olabileceğiz. İlk belirlemelere göre kuyu suyu olarak değerlendiriliyor. Bir termal akıntıya karışmış olabilir. İlk aşamada bu durum oluşuyor. Ama bunu anlamak için suyun izlenmesi, daha detaylı analizlerin yapılarak termal su özelliğinde olup olmadığının anlaşılması için tetkiklerimizi devam ettirmemiz gerekiyor. Bunları gerçekleştirdikten sonra suyun niteliği hakkında kesin bilgilere varabileceğiz.ö diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
Suyun çeşmeden akarken görüntüsü
Sıcak suda oluşan buharın görüntüsü
Suda ölçüm yapan öğretim üyelerinin görüntüsü
Sudan numune alınması
İstasyon sahibi Fahrettin Yıldırım ile röp
Öğretim Üyesi Doktor Şeref Karadeniz ile röp ve detaylar
HABER-KAMERA: Tezcan SOLMAZ/DÜZCE, (DHA)