Doğu Karadeniz’de 448 köy yolu kardan kapandı
DOĞU Karadeniz’in yüksek kesimlerinde süren kar yağışı nedeniyle 6 ilde, 448 köy yolu ulaşıma kapandı.
Doğu Karadeniz’in yüksek kesimlerinde etkisini gösteren soğuk havayla birlikte başlayan kar yağışı sürüyor. Bölgede, Trabzon, Rize, Giresun, Artvin, Gümüşhane ve Bayburt’ta kar yağışı nedeniyle 448 köy yolu, ulaşıma kapandı. Özel İdare ve belediye ekipleri, iş makineleriyle kapalı yolları ulaşıma açmak için çalışma yürütüyor.
Kar yağışıyla bölgedeki çam ağaçları ve çayırlar beyaz örtüyle kaplandı. Karadeniz’de kışın zorlu yaşamın sürdüğü bazı yayla ve köylerde de güzel manzaralar oluştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Doğu Karadeniz’den kar manzaraları
-Zigana Dağı’ndan kar görüntüleri
-Yolda kalan araçlardan görüntüler
-Araçlarına zincir takanlardan görüntüler
-İş makinesi görüntüsü
-Uzungöl kar manzaraları
-Haber genel ve detay görüntüleri
Haber-Görüntüler: Aleyna KESKİN – TRABZON – (DHA)
======================
İşkence yaptığı eşi tarafından öldürülen Ramazan İpek’ten, ‘en ölümcül mermi’ paylaşımı
ANTALYA’da, işkence uygulayıp ölümle tehdit ettiği 12 yıllık eşi Melek İpek (35) tarafından öldürülen Ramazan İpek’in (36), sosyal medya hesabındaki tüfek, silah, kesici alet paylaşımları dikkati çekti. ‘En ölümcül mermi’ olarak bilinen RIP mermi fotoğrafı paylaşan İpek’in, özelliğini anlatırken ‘parçalara ayrılıp damarları kesiyor’ yazdığı görüldü.
Antalya’nın Döşemealtı ilçesinde servis şoförlüğü yapan Ramazan İpek ile 12 yıllık eşi Melek İpek arasında, 7 Ocak gecesi yaşadıkları müstakil evde tartışma çıktı. Tartışma sonrası Ramazan İpek, eşini kelepçe takarak çıplak şekilde saatlerce dövdü. İşkence ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini belirterek sabaha karşı evden ayrıldı. Birkaç saat sonra eve dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. İkili arasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, ardından 112 Acil Çağrı Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen sağlık ekipleri, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı sulh ceza hakimliği tarafından tutuklandı.
SOSYAL MEDYAD TÜFEK, MERMİ PAYLAŞIMI
Ramazan İpek’in sosyal medya hesabındaki tüfek, silah, kesici aletler paylaşımları dikkat çekti. Sosyal medya hesabında ‘Eşinden ayrı’ bildirimi yapan Ramazan İpek’in, 7 Ocak sabahı içki şişesi paylaşımı yaparak ‘Alkolün müptelası değiliz ama’ yazdığı görüldü. Bir başka paylaşımında evindeki dört av tüfeğinin sezon başında temizliğini yaptığını kaydeden Ramazan İpek’in en dikkat çekici paylaşımı ise mermilerin bulunduğu fotoğraf oldu. Hedefe ulaştıktan sonra parçalara ayrıldığı için ‘en ölümcül mermi’ olarak bilinen RIP mermi hakkında arkadaşına açıklama yapan Ramazan İpek, ‘parçalara ayrılıp damarları kesiyor’ yazdığı görüldü.
RIP MERMİ
RIP (Radically Invasive Projectile) mermilerinin her biri, birkaç küçük mermiden oluşuyor ve hedefe isabet ettiği anda dağılarak hedefe ciddi zarar veriyor.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Paylaşılan silah fotoğrafları
-Arşiv görüntüler
Aslı DURAN/ANTALYA, (DHA)-
=======================
Elmalılı’nın orijinal ikinci meali, torunundaki arşivde bulundu
ARAŞTIRMACI Yazar Necmi Atik, Elmalılı Hamdi Yazır’a ait ve şu an torununda bulunan arşivde, Kuran-ı Kerim’in ikinci bir mealinin orijinalini bulduklarını, bu mealin daha anlaşılır dille yazıldığını söyledi.
Antalya’da yaşayan ilahiyatçı araştırmacı yazar Necmi Atik, doktorasını Elmalılı Hamdi Yazır’ın eserleri üzerine yapmaya karar verince Yazır’ın yakın akrabalarına ulaştı. Elmalılı Hamdi Yazır’ın İstanbul’da yaşayan torunu Mehmet Hamdi Yazır ile görüşen ve dev kütüphanenin arşivine giren Atik, buradaki el yazması eski günlükler, hat çalışmaları, mektuplar, şiirleri tek tek tasnif etti. Bir taraftan da bu eserleri dijital ortama aktaran Atik, Türkçeye çevirdiği eserler arasında Elmalılı Hamdi Yazır’ın kaleme aldığı, Kuran-ı Kerim’in orijinal Türkçe mealinin ikincisine rastladı.
TEFSİR ELMALILI’YA, MEAL MEHMET AKİF’E VERİLİYOR
Şu an hemen herkesin evinde bir örneğinin olduğu Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran-ı Kerim Türkçe mealinin yazım aşamalarının da arşiv evraklarından çıktığını anlatan Necmi Atik, 1924 yılında kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın başına Mehmet Rıfat Börekçi’nin getirilmesinin ardından tefsir ve meal çalışmalarının hız kazandığını söyledi. Tefsirin Yazır’a, mealin ise Mehmet Akif Ersoy’a görev olarak verilmesini de anlatan Necmi Atik, “1923 yılından sonra yeni bir devlet kuruldu ve bazı reformları vardı. Türkçe Kuran, İslami metinlerin Türkçe olması gibi. 1924 yılında farklı kişilerin Kuran-ı Kerim’den bazı çeviri eserleri vardı, ancak çok fazla yanlış ifadeler yer alıyordu. 1924 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı kurulup başkanlığına da Mehmet Rıfat Börekçi getiriliyor. Danışılan herkes Kuran-ı Kerim’in tefsiri için Elmalılı Hamdi Yazır’ı, Türkçe meali için de Mehmet Akif Ersoy’u öneriyor. İkisi de ilk başta bu işin ağır bir vebal olduğunu, yanlış götürmez bir iş olduğunu belirterek kabul etmek istemese de sonrasında kabul ediyorlar” dedi.
‘DAHA ANLAŞILIR BİR DİL VAR’
1926 yılında Mısır’da olan Mehmet Akif Ersoy’un, meali yazmaktan 1931 yılında noter kanalıyla vazgeçtiğini bildirdiğini de ifade eden Necmi Atik, bu durumun noter belgeleri ve Mehmet Akif’in kendi hatıratlarında da belgeli olduğunu sözlerine ekledi. Akif’in meal yazmaktan vazgeçmesi üzerine tefsiri yazan Elmalılı’dan Türkçe meali de yazmasının istendiğine değinen Atik, “Elmalılı da tefsir ve mealin aynı anda basılması şartı ile bu görevi kabul ediyor. İkinci mealde, çok daha net, anlaşılır bir dil var. İkincisinde bazı şeyleri çevirmemiş. Allah’ın isimlerini çevirmemiş mesela. ‘Allah görür ve duyar’ yerine ‘Allah aziz ve hakimdir’ demiş. 29’uncu ve 30’uncu cüzü tamamen şiir vezninde yazılmış. Mükemmel tercüme etmiş” diye konuştu.
Elmalılı’nın, hem meal hem tefsir üzerine çalışırken bu süreçte Diyanet İşleri Başkanlığı ile son durumun ne olduğuna dair sürekli mektuplaşıldığını da kaydeden Necmi Atik, Yazır’ın yazıp üzerinden defalarca geçip, düzenleyerek son halini arşivinde sakladığı meali 8 yıllık çalışma ile ortaya çıkardığını, kısa süre sonra okurların dikkatine sunacağını sözlerine ekledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
—————
– Elmalılı Hamdi Yazır’ın hat çalışmasından detay
– Araştırmacı yazar Necmi Atik röp
– Genel detaylar
HABER: Alparslan ÇINAR-KAMERA: Mehmet KILIÇASLAN/ANTALYA, (DHA)
=======================
NASA, Türkiye’nin kuraklık haritasını yayımladı
NASA Ulusal Kuraklık Azaltma Merkezi, Yerçekimi Kurtarma ve İklim Deneyi İzleme (GRACE-FO) uydu ölçümleriyle, Türkiye’nin kuraklık haritalarını yayımladı. Yağışların mevsim ortalamasının altında olduğuna dikkat çekilen haritalarla, Türkiye’nin çoğu bölgesinin şiddetli kuraklık yaşadığı vurgulandı.
NASA Ulusal Kuraklık Azaltma Merkezi, 11 Ocak 2021 günü GRACE-FO uyduları tarafından kaydedilen, Türkiye’nin yer altı suyu ve toprak nemi ölçümlerine ilişkin iki harita yayımladı. Daha önce Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nce yayımlanan meteorolojik haritalarda Türkiye’nin yüzde 80’inden fazla alanında ‘olağanüstü şiddetli kurak ve şiddetli kurak’ verilerinde olduğu gibi NASA’nın yayımladığı benzer iki haritada şiddetli kuraklık tehlikesine işaret edildi.
BAKAN YARDIMCISI PAYLAŞTI
NASA’nın Türkiye’deki şiddetli kuraklığı gösteren haritalarını Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Emin Birpınar, “Ülkemizdeki kuraklık şimdi de NASA’nın radarında” ifadesiyle sosyal medya hesabında paylaştı. Haritaları sosyal medyada paylaşan İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği’nden Doç. Dr. Barış Önol ise, “NASA tarafından uydu gözlemlerinden alınmış 11 Ocak itibariyle yer altı suyu ve toprak nemindeki durum. Normallere göre su eksikliği, yani kuraklık ciddi seviyede. Son yağışlar durumu biraz olsun iyileştirmiştir ama durum ciddi” dedi.
İSTANBUL SON 15 YILIN EN DÜŞÜK SEVİYESİ
NASA’dan yapılan açıklamada, 2021 başladığında, Türkiye’nin çoğu bölgesinde şiddetli kuraklık yaşandığı vurgulandı. Ülkenin en kalabalık şehri olan İstanbul civarındaki çok sayıda rezervuarın, 15 yılın en düşük su depolama seviyelerine ulaştığı, koşullar böyle devam ederse mahsul üretiminin tehdit altında olabileceği uyarısı yapıldı.
1981-2010’A GÖRE YÜZDE 48 DÜŞÜŞ
2019’da da yaz ve sonbahar aylarının çoğunlukla yağmurdan mahrum kaldığı, rezervuarlardaki su seviyelerinin azaldığı belirtilen açıklamada, 2020’nin ikinci yarısında ise oldukça az yağışla son beş yılın en kurak aylarının yaşandığı kaydedildi. Temmuz 2020’den bu yana, Türkiye’deki hemen hemen tüm illerin neredeyse her ay ortalamanın altında yağış aldığı belirtilerek, ekimden aralık ayına kadar, ülke genelinde yağışların, 1981-2010 ortalamasından yüzde 48 daha düşük olduğu vurgulandı.
HARİTALARDA ŞİDDETLİ KURAKLIK UYARISI
İlk harita, GRACE-FO uyduları tarafından ölçülen 11 Ocak 2021 itibariyle sığ yer altı suyu depolamasını gösteriyor. Renkler, yağış yüzdesini veya yer altı suyu miktarının uzun vadeli kayıtlarla (1948-2010) nasıl karşılaştırıldığını gösteriyor. Mavi alanlarda normalden daha fazla su bulunduğu, turuncu ve kırmızı alanlarda daha az su bulunduğuna işaret ediliyor. Açıklamada, akiferlerdeki (Ekonomik olarak önemli miktarda suyu depolayabilen ve yeterince hızlı taşıyabilen geçirimli jeolojik birimler) yer altı sularının, birçok ülkede mahsul sulama ve içme suyu için önemli bir kaynak, ayrıca kurak dönemlerde akarsuları besleyebileceği kaydedildi. Yer altı sularının kuraklıktan geri dönüşünün ise aylar alacağı vurgulandı.
İkinci harita ise topraktaki bitki kök bölgeleri için önemli olan yüzeydeki nem oranlarını gösteriyor. 11 Ocak 2021 tarihi itibariyle yapılan ölçümlere göre tarımsal üretim açısından büyük önem arz eden bu oranlarda da kuraklık ciddi boyutlarda gözüküyor. Ancak gerçekleşecek yağışlarla bu oranların olumlu yönde çok hızlı değişim yaşayabileceği de kaydedildi.
ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE
Mehmet ÇINAR/ANTALYA, (DHA)