1) ‘BAZI HASTALARIMIZDA BİLEŞİK MUTASYONLARA RASTLADIK’
KOCAELİ Üniversitesi Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Savlı ve Doç. Dr. Naci Çine tarafından İngiliz mutasyonlu koronavirüs tanısı koyulan 56 hastadan alınan örneklerin genetik haritaları çıkarıldı. Yapılan araştırmalarda, bazı hastalarda farklı mutasyon türlerine rastlanıldığını belirten Savlı, “56 hastamızda 243 ayrı mutasyon izledik ve bunların farklı kombinasyonlar halinde hastalara dağıldığını gördük. Bulduğumuz soylar arasında bu varyantların karşılıklı paylaşıldıklarını da gördük. Artık İngiliz ve Güney Afrika mutasyonu gibi kavramların yerine bileşik mutasyonlar halinde de hastalarımıza aktarıldığını ve virüsün bileşik yapıda evrimleştiğini gördük” dedi.
Kocaeli Üniversitesi Tıbbi Genetik Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Savlı ve öğretim üyesi Doç. Dr. Naci Çine, yaptıkları araştırmalarda 2021 yılının ilk çeyreğinde koronavirüs tedavisi gören 56 kişiden elde edilen viral RNA öneklerine ‘tüm gen yeni kuşak dizi analizi’ gerçekleştirdi. Analizlerden elde edilen genetik haritalarda 56 örneğe farklı kombinasyonlar şeklinde yayılmış 243 farklı mutasyon tespit edildi. Bazı hastaların birden fazla mutasyonlu virüsü aynı anda taşıdığı belirlenirken, daha önce PCR testleri ile İngiliz mutasyonu tanısı koyulmuş bazı hastaların ise aslında Güney Afrika mutasyonu taşıdıkları ortaya çıktı. Ayrıca bu çalışmada, koronavirüsün henüz Türk varyantı denilebilecek mutasyona da uğramadığı belirlendi.
‘VİRÜS, YOLCULUĞUNDA ÜZERİNDE YENİ MUTASYON BİRİKTİREREK HAREKET ETTİ’
Virüsün Çin’de ortaya çıkmasının ardından sürekli yeni mutasyonlar kazanmaya devam etiğini belirten Doç. Dr. Naci Çine, “Virüs, Çin’den çıkıp Avrupa’ya yayılırken böyle değildi. Bu yolculuğu esnasında üzerinde yeni mutasyon biriktirerek hareket etti ve Avrupa’ya yayıldı. Virüs üzerinde bu mutasyonlar birikirken de her bir mutasyon virüse farklı özellikler kattı. Genetikteki en büyük şey, öngörülemezlik prensibi. Bizim bundan sonraki süreçlerde virüsün nereye gideceğini öngörmemiz çok doğru olmaz. Şunu görüyoruz ki bundan 2 ay önce ortaya çıkan B.1.1.7 soyu, toplum içinde İngiliz mutasyonu olarak eksik ifade edilen soy, bir mutasyonlar bütünü taşıyan koronavirüs alt tipidir. 2 ay önce ortaya çıkan bu soy, hiç kimsenin öngöremediği şekilde Avrupa’daki baskın soy haline geldi. Bundan 3 ay önce Avrupa’da birden çok Covid virüsü soyu varken, şu anda yüzde 70, yüzde 80 oranında İngiliz olarak tabir edilen soy var” dedi.
‘GÜNEY AFRİKA SOYU, GENETİK PROFİL DEĞİŞİKLİĞİ TAŞIYOR’
Güney Afrika mutasyonunun vücudun savunma sistemlerinden kaçtığını ve aldatıcı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Çine, şunları söyledi:
“Virüsün sahip olduğu bu değişken mutasyonlar, kendi üzerinde mutasyon biriktirmesi hiçbirimizin tahmin edemediği yeni özellikleri virüse katabilir. Bu her zaman için bir risktir. Dolayısıyla toplumsal genom araştırmaları, virüsün genomuna toplu bakan çalışmalar her zaman için kıymetlidir. Takip edilmesi gerekir. İngiltere ve Güney Afrika soyları kendi içlerinde yaklaşık 23-21 mutasyon barındıran koronavirüs tipleridir. Bu 2 farklı tip, birbirleri ile örtüşen mutasyonlar taşırlar. Fakat asıl önemli olan, birbirlerinden ayrılan mutasyonlar da taşırlar. Ayrıştıkları mutasyonlar onlara karakterler katıyor. İngiliz mutasyonundaki ana karakter, hastalığın yayılımını artıran, hücreye girişini artıran bir özellik katan bir mutasyon. Fakat Güney Afrika soyunda bu virüsün immün sistemlerden kaçtığı, immün sistemi aldattığı, ona karşı sessizleştiği bir genetik profil değişikliği taşıyor. Bizi de korkutan o. Aşıya karşı tepkisini çok söyleyememek ile birlikte yapılan ön çalışmaların bize verdiği bir veri var. Bu da virüsteki bir mutasyonun edinsel bağışıklığa ve aşı ile sağlanan bağışıklığa karşı virüsün etkilenmemesi yönünde bir sonuç ile karşılaşacağımızı gösteriyor. Fakat bu bilginin yapılan başka çalışmalar ile doğrulanması gerekiyor.”
’56 HASTAMIZDA 243 AYRI MUTASYON İZLEDİK’
Örnekleri incelenen 56 hastada 243 farklı mutasyona rastlanıldığını söyleyen Prof. Dr. Savlı, “Çalışmamız hastanemize başvuran 56 kişinin tam genom analizi. Bu hastalar PCR testleri pozitif bulunan, Covid tedavisi alan insanlar. Bunlardan 7 tanesinde önceden PCR temelli çalışmada İngiliz mutasyonu, diye adlandırılan pozitifliği izlemiştik. 56 hastamızın tümünde haritalama yapmak ve virüsün her bir hastadaki soyda nasıl bir haritaya sahip olduğunu görmek istedik. Boydan boya bütün virüsleri taradık. Bu taramada 3 soya rastladık. Bunlar B.1.1 soyu diye adlandırılan soy, B.1.1.7 olarak adlandırılan İngiliz soyu denilen soy ve bizi daha çok korkutan B.1.1.351 olarak adlandırılan Güney Afrika mutant soyuna rastladık. Öncelikle bu 56 hastamızda 243 ayrı mutasyon izledik. Bunların farklı kombinasyonlar halinde hastalara dağıldığını gördük. Bu kadar çok sayıda varyant izlemeyi beklemiyorduk. Bulduğumuz soylar arasında bu varyantların karşılıklı paylaşıldığını gördük. Dolayısıyla artık İngiliz mutasyonu, Güney Afrika mutasyonu gibi kavramların yerine bileşik mutasyonlar halinde de hastalarımıza aktarıldığını ve virüsün bileşik bir yapıda evrimleştiğini gördük. Bunun Güney Afrika soyu dediğimiz parçalarının bizim için daha kritik parçalar olduğunu izlemiş olduk” diye konuştu.
‘TÜRK MUTASYONU GÖRMEDİK”
Çalışmalarında henüz ‘Türk varyantı’ denilebilecek mutasyona rastlanılmadığını belirten Prof. Dr. Savlı, “Dizi analizi yaparak neyle karşı karşıya olduğumuzu periyodik olarak ya da atipik vakalarda mutlaka görmemiz lazım. Şu an sevindirici taraf, bir Türk varyantı, Türk mutasyonu dediğimiz yeni bir oluşumu bu son 3 ayda, Kocaeli’de gördüğümüz hastalarda görmemiş olmamız. Fakat her an böyle bir gelişme de yaşanabilir. Bunun için tekrar dizi analizi dediğimiz yöntem ile virüsleri haritalayarak bir Türk varyantı çıkıp çıkmadığını sürekli kontrol altında tutmamız lazım. Sonucu pozitif çıkan her hastaya dizi analizi uygulanamaz. Çünkü hem pahalıdır hem profesyonel ekipler ister. Popülasyon taramasında kullanılacak teknik değildir. PCR yine altın standart, en iyi testtir. Belki dizi analizlerinde ortaya çıkacak yeni bölgelere göre, yeni PCR testleri üretmek ve dinamik şekilde salgını izlemek lazım. Yani salgına dinamik yaklaşımda dizi analizleriyle virüsü haritalamanın daha yoğun şekilde uygulanması lazım” dedi.
Görüntü Dökümü
———————–
– Araştırma laboratuvarlarından görüntüler
– Doç. Dr. Naci Çine ile röp.
– Prof. Dr. Hakan Savlı ile röp.
– Genel ve detay görüntüler
HABER: Dinçer AKBİR-KAMERA: Alişan KOYUNCU/İZMİT(Kocaeli),(DHA)
==============================================================
2) İRAN’DA YAPTIRAMADIĞI AŞIYI TÜRKİYE’DE 20 GÜNDE YAPTIRDI
İRAN’da yaşayan Peri Şahbaz (69), koronavirüs salgını döneminde ülkesinde aşı yaptıramadı. Antalya’nın Alanya ilçesinde yaşayan müzik öğretmeni oğlu Siyaveş Shahani’nin (49) yanına gelmeye karar veren Şahbaz, Türkiye’ye ulaştığı 20 gün içinde Covid-19 aşısı yaptırdı. Şahbaz, “20 gün önce geldim, bu süre içinde hem ikametimi verdiler hem de aşı oldum. Dünyanın her yerindeki insanlar gönül rahatlığıyla Türkiye’ye gelebilir. Gelip baksınlar, Türk halkını görsünler. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ne çok teşekkür ediyorum. Ülkemin yapmadığı aşıyı yaptılar” dedi.
Peri Şahbaz, İran’da pandemi sürecinde evinden hiç çıkamadığını, tüm ihtiyaçlarını orada yaşayan diğer oğlunun karşıladığını söyledi. İran’da vakaların çok arttığını ve aşılama sayısının az olduğunu aktaran Şahbaz, Alanya’da yaşayan ve burada müzik öğretmenliği yapan diğer oğlu Siyaveş Şahbaz’ın yanına geldiğini kaydetti. Burada Türkiye’nin aldığı tedbirlere hayran kaldığını ve gelir gelmez 20 gün içinde aşısını yaptırdığını anlatan Şahbaz, tüm yetkililere teşekkür etti. Şahbaz, “Alanya’ya hem oğlumu görmek için hem de aşı olabilmek için geldim. 1 senedir İran’da evdeydim. Evime kimse gelmiyordu. Diğer oğlum, benim için alışverişimi yapıyordu. Buraya geldiğimden beri dışarı çıkabiliyorum. Burada İran’a göre çok çok daha iyi tedbirler alınıyor. Kendimi gerçekten güvende hissediyorum” diye konuştu.
‘İRAN’DA HALA SAĞLIK ÇALIŞANLARI DAHİ AŞI OLMADI’
Salgın sürecinde dünyadaki gelişmeleri de yakından takip ettiğini belirten Peri Şahbaz, “İran’da hala sağlık çalışanları dahi aşı olmadı. Halkın aşılanması neredeyse 1 sene sürecek. Ben evden çıkmam gerektiğine karar verdim. 1 senedir evdeyim ve depresyona girmeye başladığımı fark ettim, Türkiye’ye geldim. 20 gün önce geldim, bu süre içinde hem ikametimi verdiler hem de aşı oldum. Dünyanın her yerindeki insanlar gönül rahatlığıyla Türkiye’ye gelebilir. Gelip baksınlar, Türk halkını görsünler. Ben Türkiye Cumhuriyeti’ne çok teşekkür ediyorum. Benim ülkemin yapmadığı aşıyı yaptılar” dedi.
‘YAŞAMAK İÇİN İYİ BİR ÜLKE SEÇTİM’
Müzik öğretmeni Siyaveş Shahani de “Koronavirüs sürecini başından beri takip ediyorum ve Sağlık Bakanlığı’nı çok takdir ediyorum. Avrupa’dan bile daha iyi iş çıkardılar. Gerçekten takdire şayanlar ve tebrik ediyorum. Anneme buraya gelmesini teklif ettim. ‘İran’da süreç belli değil, sorun var. Sen buraya gel’ dedim; ama emin değildim. Yabancıya aşı yapıyorlar mı, nasıl oluyor; ama anneme söz verdim. Anneme olup olmayacağını söyleyemedim. Annem geldi, 20 gündür burada kalıyordu, ‘Acaba olur mu?’ diye çok tedirgindim. E-nabız’dan sıra aldık, nasıl gurur duydum. Hem kendim için anneme bir şey yapabildiğim için hem yaşamak için iyi bir ülke seçtim. Çok memnun oldum ve gurur duydum” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– Peri Şahbaz ve Siyaveş Shahani konuşurken genel görüntüler
– Peri Şahbaz genel görüntüler
– RÖP 1: Peri Şahbaz ile röportaj (Yabancı dil-tercüme yok)
– RÖP 2: Siyaveş Shahani (Türkçe)
– Genel ve detay görüntüler
HABER- KAMERA: Burcu MUTLU- Engin ANAK/ALANYA (Antalya), (DHA)
==============================================================
3) KURAKLIĞIN ETKİLEDİĞİ DUMLUCA BARAJI, TARİHİNİN EN DÜŞÜK SEVİYESİNDE
MARDİN’in Derik ilçesinde, 18 bin 600 dekar alanı sulama kapasiteli Dumluca Barajı’nın doluluk oranı, 20 milyon metreküp olması gerekirken, kuraklığın etkisiyle 2 milyon metreküpe düştü. Dumluca Sulama Birliği Sorumlusu Şeyhmus Ekinci, barajda ihtiyacı karşılayacak 3-4 günlük su kaldığını belirterek, “Bölgemizde kuraklığın olmasından dolayı barajımız dolmadı. Bu yüzden çiftçilerimiz mağduriyet yaşıyor. Nisan ayının sonundayız ama birçok çiftçi tarlasında yeterli su bulamadı” dedi.
Derik ilçesinde 20 milyon metreküp su kapasitesine sahip Dumluca Barajı, tehlike sinyali veriyor. Mevsimin kurak geçmesi nedeniyle barajdaki doluluk oranı, 2 milyon metreküpe düştü. 18 bin 600 dekar tarım arazisini sulama kapasitesine sahip barajdaki su oranı, son 11 yılın en düşük seviyesine indi. Dumluca Sulama Birliği Sorumlusu ve Bahçelievler Mahallesi’nin muhtarı Şeyhmus Ekinci, şu an barajda ihtiyacı karşılayacak 3-4 günlük su kaldığını, çiftçinin de kara kara düşündüğünü belirtti. Ekinci, “2021 yılı sulama sezonunda, bölgemizde kuraklık sürüyor. Barajımız 18 bin 600 dekarlık tarım arazisini suluyor. Bu yıl yağış olmaması nedeniyle barajımız dolmadı. 4 kanalımız var. Bu kanallara şu anda su vermiş bulunmaktayız. Yaklaşık 7 bin dönüm araziyi inşallah kurtarmaya çalışıyoruz. En son 2008 yılı kurak geçmişti. 2008’deki kuraklıkta çiftçimiz mağdur olmuştu. Bu yıl da çiftçimiz mağdur oldu. Nisan ayının sonundayız. Birçok çiftçi tarlasını bıraktı. Şu anda baraj ölü seviyesindedir. Yani yaklaşık 2 milyon metreküp suyumuz kaldı. 3-4 günlük suyumuz var” dedi.
Çiftçilerden Sabah Bedirhanoğlu da kuraklığa karşı çaresiz kaldıklarını belirterek, “Baraj şu an ölü seviyede. Çevre köyler de bu barajın suyundan faydalanıyor ancak suyumuz bitme noktasına ulaştı. Ne yapacağımızı bilmiyoruz” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
————————
-Dumluca Barajından detay
-Baraja bağlı 4 su kanalından detay
-Röportajlar
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Emrullah KARAKAŞ/ DERİK (Mardin),(DHA)
==============================================================
4) ÖĞRETMENLERDEN ÖĞRENCİLERE 23 NİSAN HEDİYESİ
Antalya’nın Manavgat ilçesinde bir grup öğretmen, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı evinde geçirmek zorunda kalan öğrenciler için halk oyunları oynayıp, bayramlarını kutlayacak.
Koronavirüs salgını nedeniyle okula gidemeyen ve bu yıl da 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı’nı okullarında kutlayamayacak olan öğrencilere bir hediye vermek isteyen Manavgat Toros İlkokulu öğretmenleri, kurdukları halk oyunları ekibiyle öğrenciler için bayram kutlaması düzenledi. Okulda gönüllü öğretmenler tarafından kurulan halk oyunları ekibi, oynadıkları halk oyunlarını videoya kaydetti. Hazırlanan video 23 Nisan günü okulun resmi internet sayfası ve sosyal medya hesaplarından paylaşılarak, öğrencilerin bayramı kutlanacak.
‘İNŞALLAH GELECEK BAYRAMDA ÇOCUKLAR SAHNEDE OLUR’
Halk oyunları eğitmeni Akay Öz’ün idaresinde ders saatlerinin ardından günde 2 saat olmak üzere yaklaşık 1 aydır çalışma yaptıklarını belirten okul müdürü Muzaffer Erdem Haznedar, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 101. yıl dönümü kutlamalarında öğrencilerimizle ayrı kaldığımız bu pandemi sürecinde öğrencilerimiz için velilerimiz için ulusal egemenliğimizi bir arada tutmak için moral için halk oyunları gösterisi hazırladık. Hazırladığımız gösteri tüm çocuklarımıza bayram armağanıdır” dedi.
Koronavirüs salgını nedeniyle okullarından ve arkadaşlarından uzak kalan öğrencileri bir nebze de olsa mutlu etmek istediklerini ifade eden ekip oyuncularından öğretmen Ebru Güngör de “Covid-19 ile geçen bu 23 Nisan sürecinde biz çocuklara seslenmek hitap etmek istedik. 23 Nisan sönük geçmesin diye gönüllü öğretmen arkadaşlarımızla birlikte bir çalışma düşündük. Müdürümüz de kabul etti, çok teşekkür ederiz kendisine, aynı zamanda kendisi de katıldı. Çocuklar için halk oyunları ekibi kurduk ve onların 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı biraz daha hareketlendirmek, biraz daha coşturmak, onları 23 Nisan içerisine öğretmenleriyle dahil etmek istedik. Bundan çok mutlu ve gururluyuz, inşallah bundan sonraki 23 Nisan’larda sahne çocukların olur, biz de sahneyi onlara bırakırız” diye konuştu.
Görüntü Dökümü
———————–
– Öğretmenlerin halk oyunları çalışmasından kesitler
– Okul müdürü Muzaffer Erdem Haznedar’ın konuşması
– Okul öğretmenlerinden Ebru Güngör’ün konuşması
HABER-KAMERA: Ömer KARÇA/MANAVGAT,(Antalya)(DHA)
==============================================================
5) KAÇAK ÜRETİLEN 34 TON DETERJAN ELE GEÇİRİLDİ
KONYA’da polisin iş yerine düzenlediği operasyonda piyasada bilinen markaların ambalajlarına paketlenmiş kaçak olarak üretilen 34 ton toz, 125 kilo sıvı deterjan ele geçirildi, 2 kişi gözaltına alındı.
İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi ekipleri, Meram ilçesi Çomaklı Mahallesi Yeni Meram Sanayi Sitesi’ndeki iş yerine operasyon düzenledi. Operasyonda yapılan aramada iş yerinde piyasada bilinen markaların ambalajlarına paketlenmiş kaçak olarak üretilen 34 ton toz, 125 kiloda sıvı deterjan ele geçirildi. İmha edilmek üzere deterjanlara el konuldu. Olayla ilgili 2 kişi gözaltına alındı.
Görüntü dökümü
————————-
– Ele geçirilen deterjanlar
Haber: Adem YILDIZ KONYA (DHA)
==============================================================