Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack-boost domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ – (C BÖLGE) – Haberolduk.com – Son Dakika Haberler

DHA YURT ÖZEL GÜNDEMİ – (C BÖLGE)

dha-yurt-ozel-gundemi-c-bolge-vHXC8Ejp.jpg

HALİME: EŞİM, BABAMI VE ENİŞTEMİ ÖLDÜRDÜ, BENİ DE SİYANÜR İÇİRMEKLE TEHDİT ETTİ
 
KONYA’da kayınpederi Bekir Dağdeviren’i (68) ve bacanağı Mustafa Arslan’ı (36) iş yerlerinde pompalı tüfekle vurarak öldüren Şenol Yasak’ın (39) 6 aydır ayrı yaşadığı eşi Halime Yasak (43), yaşadıklarını DHA’ya anlattı. Eşinin soyadını taşımak istemediğini ve bir an önce boşanmak amacında olduğu belirten Halime Yasak, “Evi terk edip gittiğim Muğla’nın Bodrum ilçesinde beni bulup, tüfekle rehin aldı. Onun elinden jandarma kurtardı. Her gün çocuklarımın önünde şiddet görüyordum. Çocuklarımı, beni siyanür içirip öldürmekle tehdit ediyordu. Sonrasında ‘şaka yaptım’ diyordu. Babam beni korumak için canından oldu” dedi.

Konya’da oturan evli 2 çocuk annesi Halime Yasak, işsiz olan 17 yıllık eşi Şenol Yasak’tan şiddet gördüğü için 6 ay önce 15 yaşındaki oğlunu da yanına alıp, Muğla’daki akrabasının yanına gitti. Ardından da boşanma davası açtı. Geçen ekim ayında Şenol Yasak’a boşanma davasıyla ilgili tebligat ulaştı.

BOŞANMA DAVASINI ÖĞRENİNCE BODRUM’A GİDİP EŞİNİ REHİN ALMIŞ

Tebligat sayesinde eşinin Bodrum’daki adresini öğrenip, yanına giden Şenol Yasak, boşanmak istemediğini ve barışmak istediğini söyledi. Olumsuz cevap alınca da eşini çalıştığı iş yerinde tüfekle rehin aldı. İhbar üzerine gelen jandarma sayesinde Halime Yasak, kurtulurken gözaltına alınan Şenol Yasak da tutuklandı. Yaklaşık 1 ay tutuklu kalan Yasak, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye oldu. Şenol Yasak, cezaevinden çıktıktan sonra, eşinin ailesi ve bacanağı Mustafa Arslan’ı, eşiyle barışma konusunda aracı olmalarını istedi, olumsuz cevap alınca da tehdit etti. 

OLAYDAN 1 GÜN ÖNCE GÖZALTINA ALINIP SERBEST BIRAKILDI

Şenol Yasak, 12 Ocak günü akşam saatlerinde oto tamircisi kayınpederi Bekir Dağdeviren’in, evine gitti. İddiaya göre evin önünde kayınbiraderleri Miraç ve Enes Dağdeviren ile mobilya ustası bacanağı Mustafa Arslan ile tartışıp, tehdit etti. Şikayet üzerine gözaltına alınan Yasak, ifadesinin ardından gece yarısı serbest bırakıldı.

TÜFEĞİ MONTUNUN İÇİNE GİZLEMİŞ

Şenol Yasak, 13 Ocak günü saat 16.30 sıralarında montunun içine sakladığı pompalı tüfekle bacanağı Mustafa Arslan’ın Şefikcan Caddesindeki iş yerine gitti. Yasak, içeri girer girmez tüfekle Arslan’a ateş ederek, öldürdü. Daha sonra iş yerine ait kamyoneti alan Yasak, bu kez de kayınpederi Bekir Dağdeviren’in iş yerine gitti. Yasak, iş yeri önünde karşılaştığı kayınpederi Dağdeviren’e pompalı tüfekle ateş açıp, karnından yaraladı. İçeri girip öldürmek istediği kayınbiraderi Enes Dağdeviren tarafından engellendi. Yaşanan arbede sırasında ikili, dışarı çıktıktan sonra çevredekilerin de müdahalesiyle etkisiz hale getirilen Yasak’ın elindeki tüfek alındı. İhbarla gelen sağlık görevlilerince ambulansla Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi’ne kaldırılan Bekir Dağdeviren, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Şenol Yasak ise olay yerine gelen polis ekiplerince gözaltına alındı. Olay anları ise iş yerlerinin güvenlik kamerasına kaydedildi. 

REHİN ALINMA OLAYINDAN SONRA SÜRESİZ KORUMA KARARI ALDIRMIŞ

Eşi tarafından babası ve eniştesi öldürülen Halime Yasak, yaşadıklarını anlattı. Yasak soyadını bile kullanmak istemediğini belirten Halime Yasak, şiddetten kaçıp gittiği Bodrum’da da eşinin kendisini bulup rehin aldığını ve jandarma sayesinde kurtulduğunu belirtti. Yasak, o olaydan sonra süresiz koruma kararı aldırdığını kaydetti.

SİYANÜR İÇİRMEKLE TEHDİT ETTİ 

Eşinin, her gün alkol alarak çocuklarının gözü önünde şiddet uyguladığını söyleyen Halime Yasak, ”Çocuklarımı, beni siyanür içirip öldürmekle tehdit ediyordu. Sonrasında ‘şaka yaptım’ diyordu. Beni öldürmesini bekliyordum; ama babamdan, kardeşimden korkar diye, düşünüyordum. Babam zaten beni korumak için canından oldu.” diye konuştu.

‘ŞİKAYET ETTİĞİMİZ HALDE BU ADAM EMELİNE ULAŞTI’

Daha sıkı tedbirler alıp, başka kadınların ve ailelerinin canlarının yanmamasını isteyen Yasak, ”Daha sıkı tedbirlerle önlem alınmalı ki, benim gibi nice kadınlar ve aileleri var. Onların da canı yanmasın. Bizim toplum baskımız çok fazla. Biz kadınlar çok eziliyoruz ve polislere şikayette bulunulduğu zaman lütfen, bizi tiye almasınlar. Göz göre göre şikayet ettiğimiz halde, bu adam emeline ulaştı. Böyle canilerin emeline ulaşmasına izin verilmesin. Bu esneklikler kapatılsın. Başka canlar yanmasın.” dedi.

‘BU KATLİAMI YAPMAMASI İÇİN DEFALARCA ŞİKAYETTE BULUNDUK ‘

Öldürülen Bekir Dağdeviren’in oğlu Mecit Dağdeviren de, bu katliamın yaşanacağının aylar öncesinden belli olduğunu Şenol Yasak hakkında sürekli şikayette bulunmalarına rağmen önlem alınmadığını öne sürdü. Dağdeviren, ”Biz bu katliamı yapmaması için çok uğraştık. Defalarca ailemle birlikte şikayette bulunduk. Ben devletimden şunu istiyorum; davaya müdahil olsun. Bize sahip çıksın. Bu caninin içeriden çıkmaması için hakim ve savcılarımızdan rica ediyorum Ellerinden geleni yapsınlar. Allah kardeşimi bize bağışladı. Kardeşim ilk hedefti, babama ateş ettikten sonra kardeşimi de öldürmek istiyordu” ifadelerini kullandı.

SALDIRIDA MÜDAHALE EDEREK KURTULAN ENES: ÜZERİNE ATLADIM

Kendisini öldürmek isteyen eniştesi Şenol Yasak’a müdahale ederek kurtulan Enes Dağdeviren, saldırı anını anlattı. Dağdeviren, ”Yazıhaneden babamın sesini duyunca direk çıktım. Onun sesini duydum ve silahı ateşledi. Gözlerimin önünde babamı vurdu. Can havliyle babamın iç çektiğini duydum. Daha sonra direk benim üzerime yürüdü. Tekrar yazıhaneye girdim. Çünkü o mesafede silahla mücadele edilmezdi. Kapıyı açmaya çalışıyordu. Açamayınca silahın namlusunu aşağıya indirdiğini gördüm. Saliseler içinde düşünceler oluştu ve can havliyle kapıyı açıp üzerine atladım. Üç, dört tur yerde yuvarlandık. O sırada silahı ateşledi. Kendimi bir anda onun arkasında buldum. Hatırlamıyorum nasıl olduğunu. Sonra iş yerinin dışına çıktık. Çevredekilerde yardım edip, silahı aldık” dedi.

‘BABAM, BENİ ÖPEREK VEDA ETTİ’

Kanlar içinde olan yaralı babasının kendisini öpüp adeta vedalaştığını belirten Enes Dağdeviren, “Zaten babamı o halde görünce yıkıldım. Bağırıyordum, ‘Babamı vurdu. Polisi arayın’ diye. Babam, başta ablam olmak üzere bizi korumak için gözüyle gördüğü silaha hiç tereddüt etmeden atladı ve canını feda etti. Babamın, son cümlelerini duymak bana nasip oldu; ‘Babam’ dedi. Ben de ‘İyi misin?’ dedim. ‘İyiyim kuzum’ dedi. Öptü sarıldı. Ama bana orada veda etti” dedi.

‘HEM ÇOCUKLARIM, HEM BEN YETİM KALDIM

Saldırıda öldürülen Mustafa Arslan’ın eşi Melek Arslan da, şunları söyledi:

”Eşim ve babam ölmeden bir gün önce şikayetçi olduk. Eşime ‘bacanak benim hayatım zaten bitti, benimle beraber herkesi götüreceğim’ demiş. Polise şikayetimize rağmen yetersiz kaldı. Benim çocuklarım ve ben yetim kaldık. Olay olmadan bir gün önce onun ailesine ve polise bu adamı tedavi ettirmeleri için baskı yaptık. En ağır cezaları almasını istiyorum. Hiçbir indirim almadan kıydığı canlar için en ağır şekilde ceza almasını istiyorum. Daha yaptırımlı bir ceza olsaydı bugün o canları alamayacaktı. Eşim ve babam hayatta olacaktı.”
Görüntü Dökümü
——————————
-Mustafa Arslan’ın öldürülmesi anının güvenlik kamera görüntüleri
-Bekir Dağdeviren’in öldürülmesi anının güvenlik kamera görüntüleri
-Zanlı Şenol Yasak’ın adliyeye sevk edilmesi 
-olay yerinden detay
-Aileden detay
-Katliam yapan Şenol Yasak’ın eşi Halime Yasak’ın konuşması 
-Eşini Kaybeden Mustafa Arslan’ın Eşi Melek Arslan’ın konuşması
-Babası Bekir Dağdeviren’in Öldürüldüğünü Gören Enes Dağdeviren’in Konuşması
-Bekir Dağdeviren’in oğlu Mecit Dağdeviren’in konuşması 

Haber-Kamera:Salih BÜYÜKSAMANCI/KONYA, DHA)) 

=======================================

BU İLÇEDE GÜNDE 60 KAMYON KAR TAŞINIYOR

BİNGÖL Karlıova’da belediye ekipleri, çarşı merkezinde biriken karları kamyonlarla ilçe dışına taşıyor. Yaklaşık 1 haftadır etkili olan kar yağışı nedeniyle ekipler, günde ortalama 60 kamyonla kar taşıma çalışması yapıyor. Karlıova Belediyesi yetkilisi Metin Bingöl, bugüne kadar 200 kamyon kar taşıdıklarını belirterek, “İlçe merkezinde biriken karları ekiplerimiz toplayarak kamyonlarla taşıyor. Günde 60 kamyon kar taşıyoruz. Bu çalışmamızı her yıl sürdürüyoruz” dedi.

Bingöl ve çevresinde yaklaşık bir haftadır etkili olan kar yağışı nedeniyle Karlıova ilçesinde kar kalınlığı 1 metreyi geçti. Özellikle çarşı merkezinde hayatı olumsuz etkileyen bu durum karşısında belediye ekipleri kar küreme ve tuzlama işlemi yaparken, biriken karlar da ilçe dışına taşınıyor. Dünden beri etkisini artıran kar yağışı nedeniyle günde 60 kamyon kar, ilçe dışına aktarılmaya başladı. Bir hafta içerisinde yaklaşık 200 kamyon kar ilçe dışına taşındı. 

‘HERKES KAR YAĞIYOR DİYE SEVİNİRKEN BİZ SEVİNEMİYORUZ’

Karlıova Belediyesi Zabıta Müdürü Metin Bingöl, karla mücadelede yoğun çaba sarf ettiklerini dile getirerek, “Herkes kar yağıyor diye sevinirken biz ilçe olarak, bu kara pek sevinemiyoruz. İlçe merkezine 1 metreye yakın kar yağdı ve hala yağmaya devam ediyor. Belediye olarak, ekiplerimiz 24 saat boyunca sahada. Çalışmalarımız aralıksız devam ediyor. Çarşı merkezinde biriken karları ekiplerimiz toplayarak kamyonlarla ilçe dışına çekiyor. Günde 60 kamyon kar çekiyoruz. Bir haftadan beri yaklaşık 200 kamyon kar çektik. Her sene bu çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———-
Karların kamyonlara yüklenmesi
Çarşı merkezinde ekiplerin karı temizlemesi
Muhabir Serkan Bingöl’ün anonsu
Zabıta Müdürü Metin Bingöl’ün konuşması
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Serkan BİNGÖL/KARLIOVA(Bingöl),(DHA)

===================================

BİNGÖL’DE, ELEKTRİK EKİPLERİ TİPİ VE FIRTINADA KÖYLERE ULAŞIYOR

BİNGÖL’de Fırat Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (FEDAŞ) görevlileri, kent genelindeki kırsal alanlarda kar yağışı ve tipi nedeniyle fırtınadan kopan iletken tellerin yerine yenisini bağlamak, kopan iletken hatları ile yanan trafolardaki arızaları gidermek için yoğun çaba sarf ediyor.
Bingöl ve çevresinde etkisini sürdüren kar yağışı ve tipi hayatı olumsuz etkiledi. FEDAŞ görevlileri, kent genelindeki kırsal alanlarda kar yağışı ve tipi nedeniyle fırtınadan kopan iletken tellerinin yerine yenisini bağlamak, kopan iletken hatları ile yanan trafolardaki arızaları gidererek, elektriksiz kalan köyleri elektriğe kavuşmak için yoğun çaba sarf ediyor. Arıza ekipleri, kardan yolu kapanan köylere, paletli araçlarla, patika ve araçların gitmediği yollarda ise saatlerce yürüdükten sonra ulaşarak arızaları gideriyor. FEDAŞ ekipleri, çağrı merkezine gelen arıza ihbarı üzerine, Genç ilçesine bağlı Doğanevler köyüne ulaşarak, metrelerce yükseklikteki direklere çıkarak arızayı giderdi. Yeniden elektriğe kavuşan köylüler, ekiplere teşekkür etti.

Görüntü Dökümü
———
Arıza ekiplerinin iletken telleri sırtında iken karda yürümeleri
Arıza ekiplerinin fırtınalı havada direkte onarım yapması
Genel ve detay görüntüler

Haber-Kamera: Aziz ÖNAL/BİNGÖL,(DHA)

===============================

HAYVANLARIN KIŞ UYKUSUNDA ‘KURAKLIK’ TEHLİKESİ: HASTALIKLARLA KARŞILAŞABİLİRLER

DİCLE Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, kuraklık ve mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklık nedeniyle hayvanların kış uykusuna yatmadığını belirtti. Prof. Dr. Kılıç, “Son dönemlerde kışlar sert geçmediği için bazıları kış uykusuna yatamıyor. Yatmaları için neden kalmıyor fakat burada bir sıkıntı var. Bu hayvanların normal yaşamlarını idame ettirmeyince üremelerinde aksama meydana gelecek. Hastalıklarla güçsüzlükle karşılaşabilirler” dedi.

Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Kılıç, kuraklık ve mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklığın yaban hayvanları üzerinde olumsuz etkileri olduğunu söyledi. Normal şartlarda kış uykusuna yatması gereken hayvanların kışların sert geçmemesiyle bu olayı gerçekleştiremediklerini belirten Prof. Dr. Kılıç, bu durumun da onların dengesini bozacağını, hastalıklarla karşılaşabileceklerini ve üremelerinde aksama olacağını kaydetti.

‘SONRAKİ YILLARDA ÜREME SAYILARINDA CİDDİ DÜŞÜŞLER OLUR’

Prof. Dr. Ahmet Kılıç, kış dinlenmesi olarak da tabir edilen kış uykusu sorunun sonraki yıllarda hayvanların üreme sayılarında ciddi düşüşlere neden olacağını ifade ederek, “Son dönemlerde kışlar sert geçmediği için bazıları kış uykusuna yatamıyorlar. Yatmaları için neden kalmıyor. Bu hayvanlar, normal yaşamlarını idame ettirmeyince üremelerinde aksama meydana gelecek. Hastalıklarla, güçsüzlükle karşılaşabilirler. Önceki yıllarda şunu gördük; Aralık ayında bile kurbağalar dolaşıyordu. Bu kurbağalar için büyük tehlikedir. Çünkü onların kış uykusuna, daha doğrusu kış dinlenmesine geçmeleri lazım. Bölgemizde memeli hayvanlardan kuşlar burayı ya terk ettiler ya da kışı burada geçiriyorlarsa kış uykusu yok. Kokarcagiller ve kaya sansarı kış uykusuna yatabilirler. Bölgemizde yok ama kırsalda ayılar var. Sıcak devam ettiği zaman bunlar kış uykusuna yatamıyorlar. Doğal ve biyolojik süreçleri aksıyor” diye konuştu.

‘AĞAÇLANDIRMAYA ÖNEM VERMEMİZ LAZIM’

Bütün bunların nedeninin küresel ısınma, küresel ısınmanın sebebinin de insan olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Kılıç, şunları söyledi:

“İnsan bunun üstesinden gelir. Biz 200 yılda bu hale getirdik. Umarım kısa sürede eski hale getiririz. Eğer fosil yakıtlardan vazgeçersek, güneş ve rüzgar enerjisine dönersek küresel ısınmanın olumsuz etkilerini azaltırız. Bir de ağaçlandırmaya önem vermemiz lazım. Belediyeler, sivil toplum kuruluşları, valilikler, özel ya da kamu kuruluşları ağaçlandırma seferberliğine katılmalı. Bunu insan bozdu, insan yapabilir de.”

Görüntü Dökümü
————
Dicle Nehri’nden detay
Kuş yuvaları
Kuşları uçması
Prof. Dr. Ahmet Kılıç ile röp.
Cep telefonu ile çekilmiş görüntüler
Su samurları
Gezen ayı sürüsü
Ayılardan detay
Dağ keçisi
Dağlarda dolaşan yaban keçileri
Genel ve detay

Haber-Kamera: Burak EMEK-Serdar SUNAR/DİYARBAKIR,(DHA)

=================================

DİYARBAKIRLI MODACI, YAZLIK GELİNLİĞİ KARDA TANITTI

DİYARBAKIR’da, yöresel kıyafet ve gelinlik tasarlayan modacı Mehmet Kaymak, yaz ayları için hazırladığı, sırtı açık gelinliğin tanıtım çekimini parkta karlar üzerinde yaptı. Gelinliği giyen manken Sena İbrikçi, “Hava soğuk ama güzel çekimler çıkardık” dedi.

Kentte yöresel kıyafet ve gelinlik tasarlayan modacı Mehmet Kaymak, 4’üncü şubesinin açılışına özel olarak hazırladığı, sırtı açık ve yazlık gelinliğin tanıtım çekimini, sabah saatlerinden itibaren etkili olan kar yağışıyla beyaza bürünen 15 Temmuz Şehitler Parkı’nda yaptı. Çocukların yaptığı kardan adamların yanında gerçekleştirilen tanıtım çekimi, çevredekiler tarafından ilgiyle izlendi. Modacı Kaymak, karın keyfini çekimle birlikte kendilerinin de çıkardığını belirterek, “Son zamanlarda Diyarbakır’da kar yoktu. Hem yaz sezonu için güzel bir hazırlığımız oldu hem de mutlu olduk” diye konuştu. 

‘HAVA SOĞUK AMA GÜZEL ÇEKİM OLDU’

Manken Sena İbrikçi de genelde yaz aylarında mankenlik yaptıklarını dile getirerek, “Şu an soğuk ve üşüyorum. Halimden de belli oluyor. Mutluyuz. Hava soğuk ama güzel çekimler çıkardık. Çekim için beni seçtikleri için de teşekkür ederim” dedi. 

‘MANKENİ UZAKTAN KARDAN ADAM SANDIM’

Parka arkadaşlarıyla kar topu oynamaya gelen Mehmet Emin Gür ise mankeni uzaktan gördüğünde ilk önce kardan adam sandığını anlatarak, yakınına gelince şaşırdığını söyledi.

Fotoğrafçı Murat Dağ da bu tür çekimler için karlı alanların daha iyi olduğunu aktardı.

Görüntü dökümü
———
Modelin gelinlikçiden çıkması
Park içerisinden detay
Muhabir Burak EMEK’in anonsu
Model çekimlerinden detay
Röportajlar
Parkta oynayan çocuklar
Genel ve detay

Haber-Kamera: Burak EMEK-Serhat ÖZDEMİR/DİYARBAKIR, (DHA)

======================================

KARS PİŞİSİ KAZ YAĞIYLA TANDIRDA

KARS’ın meşhur mutfak lezzetlerinden biri olan pişi, ekmek yapılmak için her tandır yakıldığında kadınlar tarafından pişiriliyor. Kaz yağının da katıldığı pişinin kokusu ise nerede ise bir köye yayılıyor

    Merkez Hacıveli köyünde Mehmet Maldar’a ait tandırda eşi Hatice Maldar ve komşusu Sevda Tanı, el ele vererek Kars pişisi hazırladı. Maldar ve Tanı, önce tandırın küllerini temizledi ve ardından tezeklerle ateşe verildi. Bir gün öncesinden hamuru hazırlanan pişiler tezekle tutuşturulan tandırda tek tek pişirildi. Bir süre sonra kızan tandırın üzerine konulan saca tereyağı döküldü. İçerisine kaz yağı da bırakılan sacda pişirilen pişiler çocuklar tarafından afiyetle yenildi.
    Hatice Maldar, her tandır yaktıklarında pişi pişirdiklerini de belirterek, “Pişi bizim yöresel yiyeceğimiz. Kahvaltılarda iyi oluyor. Çok da lezzetli. Komşular bir araya gelerek birbirimizin hamuruna yardım ediyoruz. El ele vererek pişi ve daha sonra ekmek pişiriyoruz. Son zamanlarda pişiye kaz yağı da kattığımız için çok lezzetli ve sağlıklı oluyor” diye konuştu.
    Şehirde yaşayanlara oranla köylerde doğal beslendiklerini söyleyen Sevda Tanı ise “Köyde yaptığımız her şey organik. Bu nedenle bağışıklık sistemimiz güçlü. Koronavirüse karşı durabiliyoruz. Kokuyu alıp, tandıra gelen çocuklar bir taraftan bunları yerden bir taraftan da nasıl pişirildiğini öğretiyoruz. Çocuklar böylelikle hem köy hayatına alışıyor hem de bu yolla köyleri daha çok seviyorlar” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
-Hamurların hazırlanması
-Pişi pişirilmesi
-Kaz yağı detayı ve Sevda Tanının konuşması
-Pişi pişirilmesinden genel ve detaylar
-Hatice Maldar’ın konuşması
-Sevda Tanı’nın konuşması

Haber-Kamera: Bedir ALTUNOK / KARS, (DHA)

==================================

ERZURUM’DA ‘KAR DAĞLARI’NIN GEÇİLMESİ İÇİN ZORLU MÜCADELE

ERZURUM Büyükşehir Belediyesi kar timleri,  kardan kapanan yerleşim birimlerinin yolunu açmak için zorlu bir mücadele veriyor. Kar timleri, Kargapazarı Dağı eteklerindeki 3 köyün yolunu açabilmek için yoğun tipi ve kar yağışıyla birlikte yer yer 2 metreye ulaşan karı temizlemekte zorlandı.
    Karadeniz’den gelen yağışlı havanın etkisine giren Erzurum’da etkili olan kar yağışı 760 yerleşim biriminin merkezle bağlantısını kesti. Coğrafi alan olarak Türkiye’nin büyük kentlerinden biri olan Erzurum’da Büyükşehir Belediyesi bin 500 personel ve bine yakın araçla oluşturduğu kar timleri, yerleşim birimlerinin yolunu açmak için çalışmalara başladı. 
BİR YANDA KAR BİR YANDA TİPİ
    Büyükşehir Belediyesi Pasinler Şantiyesi kar timi, Kargapazarı Dağı eteklerindeki 2300 rakımda kurulan Çalıyazı, Kotandüzü ve Başören Mahallelerinin yolunu açmak için sabah saatlerinde çalışmaya başladı. Kar yağışının devam ettiği bölgede başlayan tipi kar timinin çalışmasını zorlaştırdı. Kar timi, zaman zaman görüş mesafesinin sıfıra indiği yolda 2 metreye ulaşan karları temizlemekte zorlandı. Operatör, kepçeyle 4-5 deneme sonrası tipinin biriktirdiği karı temizlemeyi başardı. 
    Pasinler Şantiyesi ekipbaşı Hasan Güney Parlak, 3 köye ulaşım sağlayan yolu açmanın zor olduğunu söyledi. Yoldaki bazı bölgelerin tipi aldığını belirten Parlak, hava şartlarının elverişli olmamasına rağmen çalıştıklarını ifade etti. 
    Kar timlerine teşekkür eden Kotandüzü Mahalle Muhtarı İsmail Kotan, kar ve tipi sebebiyle açılan yolların hemen kapandığını söyledi. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Kar yağışı ve tipi altında çalışan iş makinesi
-İş makinesinin karlı bölgeyi geçme çalışması
-Kar yığınından görüntü
-İş makinesinin karlı bölgeyi aşma denemesi
-Şantiye ekipbaşı Hasan Güney Parlak ile röp
-İş makinesinin son denemede kardlı alanı geçmesi
-İş makinesi üzerinden çekilen görüntü
-Yolu açılan yerleşim birimleri
-İş makinesi operatörünün görüntüsü
-İş makinesinin kara kaplanan aracı kurtarması
-İş makinesinin yolu temizleyerek ilerlemesi
-Yolu açılan yerleşim yeri
-Muhtar İsmail Kotan ile röp
-İş makinesinin yola devam etmesi

Haber-Kamera: Salih TEKİN / ERZURUM, (DHA)

===================================

KIZILAY’IN GENÇ GÖNÜLLÜLERİNDEN YAŞLILARA ZİYARET

AĞRI Kızılay Şube Başkanlığı’nın gönüllü gençleri, hafta sonu sokağa çıkma kısıtlamalarında evlerinden çıkamayan yaşlı ve bakıma muhtaç vatandaşları ziyaret ederek gıda kolisi dağıttı. Ağrı’da virüsün yayılmaması için alınan önlemler kapsamında risk grubunda olan ve evden çıkamayan yaşlı ve hasta vatandaşlar, Kızılay Ağrı Şube Başkanlığı’na bağlı gönüllü gençler tarafından ziyaret edildi. İhtiyaç sahibi vatandaşları ziyaret eden gönüllü gençler, onlarla sohbet ederek vakit geçirdi, yardımda bulundu.

‘ONLARIN HAYIR DUASINI ALIYORUZ’
    Genç Kızılay Ağrı Başkanı Miraç Tanrıverdi, pandemi sürecinin başladığı günden itibaren alınan tedbirler kapsamında evlerinden çıkamayan yaşlı ve ihtiyaç sahibi vatandaşları düzenli olarak ziyaret edip ihtiyaçlarını karşılamaya çalıştıklarını belirtti. Tanrıverdi, “Genç Kızılay ekibi ile birlikte hafta sonu evlerinden çıkamayan yaşlılarımızı ziyaret ettik. Kendilerine gıda ve meyve kolisi dağıttık. Herhangi bir ihtiyaçları olup olmadığını sorduk. Hepsinin hayır duasını aldık.  Kendileri özellikle temizlik konusunda bizden talepte bulundular. Bizde bu isteklerini liste şeklinde düzenleyerek önümüzdeki günlerde arkadaşlarımızla birlikte evlerinde temizlik yapacağız. Bu pandemi sürecinde gönüllü arkadaşlarımızla birlikte toplumumuzun her kesimine ulaşmaya çalışıyoruz. Yaşlılarımızın yanında köyde yaşayan çocukları da ziyaret ediyoruz. Bu çalışmalarımızı pandemi devam ettiği sürece sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
‘YAŞLILIK MAAŞIM VAR, BANA YETİYOR’
    Genç Kızılay gönüllülerinin ziyaret ettiği Dilber Güneş ise Kızılay Ağrı Şube Başkanlığına bağlı gönüllü gençlerin kendilerini sürekli ziyaret ederek yardım ettiklerini belirtti. Güneş, “Gençlerimiz bize devamlı uğruyor. Daha önce Kurban ve Ramazan Bayramı’nda da ziyarete geldiler. Her gelişlerinde bana bir şeyler getiriyorlar. Ben yalnız yaşıyorum. Yaşlılık maaşım var, bana yetiyor. Fazlası bana yaramaz. Fakir ve ihtiyaç sahibi insanlarımız çok. Allah onların yardımcısı olsun. Allah gençlerimizden çok razı olsun. İnşallah onlar ilerde bizim durumumuza düşmezler. Allah kimseyi bizim durumumuza düşürmesin. Allah herkesin yardımcısı olsun” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————–
-Gönüllülerin şubeden kolileri araca yüklemesi
-Gönüllülerin yaşlıları evlerinde ziyaret edip yardım kolisi vermesi
-Gönüllülerin Dilber Güneş’i ziyareti
-Dilber Güneş ile röp
-Genç Kızılay Başkanı Miraç Tanrıverdi ile röp

Haber-Kamera: Ramazan BAYRAM / AĞRI, (DHA)

=================================

MİLYONLARCA YILDA OLUŞAN TAŞLAR, İŞLENEREK EKONOMİYE KAZANDIRILIYOR

TOKAT’ın Zile, Artova, Reşadiye ilçelerinde çıkarılan değerli taşların yurt dışına kaçırılmasını önlemek amacıyla kurulan atölyede milyonlarca yılda oluşan colla wood (ağaç opal) taşı gibi yarı değerli 10 taş işlenerek ekonomiye kazandırılıyor.
Tokat’ın, Zile, Artova, Reşadiye ilçelerinden çıkartılan 10 farklı yarı değerli taş Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Özel İdaresi destekleri ile kurulan atölyede kurulan atölyede işlenerek takı ve tespihe dönüştürülerek ekonomiye kazandırılıyor. Türkiye’nin ihracatta öne çıkan ürünlerinden doğal taşa daha fazla katma değer kazandırılması amacıyla kurulan atölyede, değerli doğal taş açısından oldukça zengin olan Tokat’ta da ekonomik kazanım ve ev hanımları için istihdam sağlanıyor. Değerli taşların yurt dışına kaçırılmasını önlemek amacıyla kurulan atölyede milyonlarca yılda oluşan ağaç opal taşlar işleniyor. Opal taşı, halk arasında panzehir taşı ya da gökkuşağı taşı olarak biliniyor. Yeryüzündeki en değerli taşlardan biri olan opal taşı, yer altı sularının hareket etmesi ile beraber, kayalar arasında oluşan boşlukların çökelmesi neticesinde oluşuyor.

’10 FARKILI TÜRDE TAŞ BULUNUYOR’
10 farklı türde yarı değerli madenin bulunduğu ifade eden Tokat İl Milli Eğitim Müdürü Murat Küçükali, “Tokat merkez ve ilçelerimizde 10 farklı türde yarı değerli maden bulunmaktadır. Bu madenler, yani taşlar yaklaşık 50 milyon yılda oluşmaktadır. Her ne kadar adları yarı değerli de olsa çok değerli taşlar bunlar. Biz bu taşların ülke ekonomisine katkı sunması için Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü bünyesinde taş atölyesini ve kuyum atölyesini açtık. Bu atölyenin açılmasında Orta Anadolu Kalkınma Ajansı(OKA), Milli Eğitim Bakanlığı ve İl Özel İdare desteği mevcut. Burada 22 hanımefendi çalışıyor. Bu hanımefendiler buradan evine ekmek götürüyor. Bu taşlar sadece ekonomiye katkı sağlamayacak aynı zamanda Tokatımızın tanıtımına ve turizmine de çok büyük katkı sağlayacak” dedi.

‘İLİMİZ TAŞLARI İLE MARKA ŞEHİR HALİNE GELECEK’
Taşların ham olarak atölyeye geldiğini kaydeden Küçükali, “Burada işlenerek, kuyum atölyesinde de gümüş ve altınla buluşturularak takı ve süs eşyası olarak satışa hazır hale getiriliyor. Tarihi Taşhan’da bir dükkan kiraladık. Orada bulunan işyerinde satışımız başlayacak. Şu anda internet üzerinden satışlarımız devam ediyor. En eski ve en değerli taşımız 55 milyon yıllık ağaç opali kova denilen bir taştır. Çok değerli bir taştır. Hepsi bir birinden değerli aslında taşlarımızın. Tokatımız taşları ile marka şehir haline gelecek” ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————-
-Atölyeden görüntüler
-Değerli taşların görüntüleri
-Kadınların ötelye çalışmaları
-Üretilen takı ve süs eşyaları
-Milli Eğitim Müdürünün açıklamaları

Haber-Kamera: Fatih YILMAZ/Halil İbrahim YEL/TOKAT, (DHA) 

===============================

MUHTARIN DUYARLILIĞI VAKA SAYILARINI AZALTTI

SİVAS’ta koronavirüs vaka artışlarının en çok birbirini ziyaret eden ev hanımlarında görüldüğünü öğrenen Paşabey Mahallesi Muhtarı Ahmet Yıldız harekete geçti. Yıldız, mahalle sakinlerini uyarmak amacıyla her apartman girişine tedbirlere uyulması ve kimsenin birbirine ziyarete gitmemesi yönünde uyarıcı yazılar astı. Muhtarın bu çabası ile mahallede son günlerde yeni koronavrüs vakası görülmedi. 
Sivas’ta geçen yıl eylül ayında koronavirüs vakalarının pik yapması ile ciddi önlemler alınmaya başlandı. Yapılan araştırmalarda vaka artışının en çok ev ziyaretlerinden kaynaklandığı tespit edildi. Bunun üzerine harekete geçen Paşabey Mahallesi Muhtarı Ahmet Yıldız, apartman girişlerine astığı uyarıcı yazılarla vatandaştan tedbirlere uymaları konusunda hassasiyet göstermelerini istedi. Muhtar Yıldız, ev ziyaretlerinin virüs sürecinde askıya alınması ve giriş çıkışlarda maske takmaya özen gösterilmesi gibi uyarıları sıraladı. Bina girişlerine asılan uyarı yazıları mahalle sakinleri tarafından dikkate alındı. Uyarılara özen gösterilmesiyle son günlerde mahallede yeni vaka görülmedi.

’10 GÜNDÜR MAHALLEMİZDE VAKA YOK’
Paşabey Mahallesi Muhtarı Ahmet Yıldız, “Valimiz Salih Ayhan ile gerçekleştirdiğimiz toplantılarda, yapılan anketler sonucu virüsün genellikle ev hanımlarının toplantı ve komşuluk ilişkilerinden yayıldığı anlatıldı. Bu toplantının üzerine mahalleme gelince muhtar olarak ne yapabilirim diye düşündüm. Apartman yöneticileri ile görüşerek her apartmanın girişine bir uyarı yazısı asmaya karar verdim. Yazdığımız yazı ile komşuluk ilişkilerinin kısa bir süre askıya alınması gerektiğini rica ettik. Çünkü bütün bu komşuluk ilişkilerinde dışarıdan gelenler farkında olmadan virüsü bulaştırıyorlar. Mahallemizde önceden virüse yakalanan 28 aile ve 80-90 kişi vardı. Allah’a şükürler olsun şimdi sıfırladık. 10 gündür mahallemizde vaka yok. Sağ olsunlar mahalle sakinleri yazdığımız yazıları dikkate aldı. Mahalle sakinlerimizin sağlığı için böyle bir hizmet yaptık. Önce elektronik olarak mahalle sakinlerine mesaj atmayı düşündüm. Onu okumazlar diye yazı asmak aklıma geldi. Yaklaşık mahallemizde 500-600 hane vardı. Bunları apartman girişlerine asarak yeterli ve etkili olsun istedik. Pandemi döneminde de virüs olan hanelerin bulunduğu apartmanlara ve genel diğer apartmanlara yöneticiler ile konuşarak ortak kullanım alanlara dezenfekte yaptırdık. Mahalle sakinleri olumlu karşıladı, teşekkür ettiler. Vatandaşlarımız fakında olmadan birbirini ziyaret ediyordu. Kurban Bayramı’nda kadın kardeşlerimiz bir araya gelerek sarma sarmışlar ve birden çok aile virüs kapmıştı. Bu pandemide gereken şey dikkat, başka bir yolu yok” dedi.

‘MUHTARIN YAZISI BİZE GÜVENCE OLDU’
Mahalle sakinlerinden Nermin Eryıldız(70), “Muhtarımızın astığı yazı bizleri çok memnun etti. Ben kanser hastasıyım, zaten misafir kabul etmiyorduk. Muhtarın yazısı ise bize güvence oldu” diye konuştu.
Mahallelinin yüzde 80’inin asılan yazıyı dikkate aldığını söyleyen Seyit Efendi Güler(46) ise, “Muhtarımız pandemiden dolayı böyle bir şey yaptı ve çok güzel oldu. İster istemez misafirliklerimiz çok oluyor. Özellikle Sivas yöresinde daha çok oluyor. Muhtarımız zaten bu süreçte de Paşabey Mahallesi’nde kaç vatandaş varsa hepsi ile tek tek ilgilendi, ilgilenmeye de devam ediyor. Yazıyı yüzde 80 vatandaşımız dikkate aldı. Misafirlikler artık yapılmıyor” ifadelerini kullandı.

İŞTE O YAZI
Muhtarın apartman girişlerine astığı yazıda ise şu ifadeler yar alıyor:
“Değerli mahalle sakinlerimiz, öncelikle sizleri saygı, sevgi ve muhabbetle selamlıyorum. İçişleri Bakanlığı talimatı ve Valiliğimizin tavsiyeleri gereği belirli bir süre zarfında apartman sakinlerinin misafir kabul etmemeleri, apartman giriş ve çıkışlarda mutlaka maske takılması, apartmana gelen kurye, tadilat ve tamirat için ve her asansör kullanımında mutlaka maske takması gerekir. Ağustos ayında yapılan kamu araştırmasına göre vakaların büyük bir bölümü ev hanımlarında ve yirmi yaş altında görülmüştür. Bunun için ev toplantıları, komşuluk ilişkileri, komşuda çay- kahve etkinliklerini bir süre ertelemenizi, siz apartman sakinlerinin sağlığı açısından bu hassas dönemde bu kurallara uymanızı önemle arz ve rica ediyoruz.  Sizlerin sağlığı bizim için çok önemlidir. Tüm mahalle sakinlerime saygı, sevgi ve mutluluklar diliyorum.”

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————-
-Mahalleden görüntüler
-Apartmanlara asılan muhtarın uyarı yazısı
-Muhtarın görnütüsü ve konuşmaları
-Mahalle sakinlerinin konuşmaları
-Detaylar

Haber-Kamera: Arife Defne ARSLAN- Ayşe Mine EĞÜZ/SİVAS, (DHA)

===============================

ENES, UZAKTAN EĞİTİMDEN ARTA KALAN ZAMANDA AİLESİNE YARDIM EDİYOR

AKSARAY’ın Eskil ilçesinde, 9’uncu sınıf öğrencisi Enes Keskin, koronavirüs nedeniyle yapılan uzaktan eğitimde ders dışında kalan zamanlarını ailesine yardımcı olmak için ağıllarında geçiriyor. Küçükbaş hayvanların bakımını yapıp, yemlerini veren Keskin, yaşıtları gibi ders dışı zamanında oyun oynamak yerine ailesine yardımcı olmayı tercih ettiğini söyledi.
Eskil ilçesinde oturan çiftçi Yusuf  ve Nazire  Keskin çiftinin 4 çocuğunun üçüncüsü olan Eskil Lisesi 9’uncu sınıf öğrencisi Enes Keskin, diğer öğrenciler gibi o da koronavirüs tedbirleri uzaktan eğitim alıyor.  Uzaktan eğitim ders saati bittikten sonra da o gün derste gördükleri konuların tekrarı ve ödevlerini tamamlayan Enes, boş vaktinde de ailesine yardımcı oluyor. Ağıldaki küçükbaş hayvanlarla ilgilenen Enes, onların  bakımı yapıp, su ve yemlerini veriyor. Yaşıtları gibi dersten kalan zamanını oyuna ayırmak yerine ailesine yardım etmeyi tercih ettiğini belirten Enes Keskin, “Yaşıtlarım belki dersten sonra internetten oyunlar oynuyor; ancak ben bu zamanı aileme yardımcı olarak geçirmeye çalışıyorum. Hem aileme yardım ediyorum, hem de hayvan yetiştiriciliğini hem de ticaret yapmayı şimdiden öğrenmeye çalışıyorum. Aileme destek oluyorum. Koyunları çok seviyorum. Onlarla zaman geçirmek hoşuma gidiyor.” diye konuştu.
Kardeşinin yaşıtlarına göre daha girişimci olduğunu ifade eden ağabey Ali Keskin, “Enes bu işe çok meraklı. Yaşıtlarına göre çok girişimci. Koyunlarla zaman geçirmeyi ve ticaret yapmayı çok seviyor. Eğitimden arta kalan zamanını oyun oynamak yerine bu işle geçiriyor. Bizde onun hevesini kırmamak için maddi ve manevi her türlü desteği veriyoruz. Kendisinden büyük kişilerle hayvan ticareti yapıyor. Görenler şaşırıyor.” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————–
-Enes Keskin’in ders çalışması
-Ders sonrası koyunlara yem vermesi
-Koyunları sevmesi ve ağılı temizlemesi
-Enes Keskin’in açıklaması
-Abisi Ali Keskin’in açıklaması
-Genel detaylar

Haber- Kamera: Hilmi YOL ESKİL AKSARAY DHA))

=========================================================

BUZLU SUDAN KURTARDIĞI YAVRU KÖPEĞİN ANNESİNİ DE 7 YAVRUYLA BULUP, SAHİPLENDİ

VAN’ın Erciş ilçesinde Seyfullah Kasımoğlu (49), yüzeydeki buzun kırılmasıyla Zilan Çayı’na düşmesi sonucu donarak ölmek üzereyken kurtardığı yavru köpeğe ‘Buz’ adını verdi. Kasımoğlu, yaptığı aramalar sonucu anne köpeği ve 7 yavrusunu buldu. Kasımoğlu, anne köpek ve 8 yavrusunu yaşadığı eve götürerek sahiplendi, 

Kentte kar yağışının ardından etkili olan soğuk hava, hayatı olumsuz yönde etkiliyor. Erciş ilçesinde bulunan Zilan Çayı’nın Van Gölü’ne döküldüğü yakın noktada yavru köpek, buzun kırılması sonucu suya düştü. Düştüğü yerde sıkışan ve hareket edemeyen yavru köpeği gören Seyfullah Kasımoğlu, ölmek üzere olan hayvanı kurtarmak için üzerindeki giysileri çıkarıp, soğuk suya atladı. Hava sıcaklığının sıfırın altında 15 dereye kadar düştüğü bölgede, buzlu sudan yüzerek kurtardığı yavru köpeği önce havluyla sarıp, ardından da aracının içinde kaloriferi açarak ısıtıp ölümden kurtardı. 

BUZ’UN ANNESİNİ BULDU
Hayvansever Kasımoğlu, kurtardığı ve sahiplendiği yavru köpeğe ‘Buz’ adını verdi. Ardından da annesini aramaya karar verdi. Yapılan aramalar sonucu Kasımoğlu, ‘Buz’ un annesini, 1 hafta sonra yavru köpeğin suya düştüğü bölgeye yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki sazlık alanda 7 yavrusu ile birlikte buldu. Annesine kavuşan ‘Buz’un hemen annesini emmeye başlaması ise dikkat çekti.  

‘BUZ, ANNESİZ OLAMAZDI’
Yaşadıklarının kendisini duygulandırdığını, anne köpek ve 8 yavrusunu sahiplendiğini anlatan Kasımoğlu, “Geçtiğimiz hafta yeğenim ile Zilan Çayı’nın olduğu bölgede gezerken suyun içinde bir köpeğin olduğunu fark ettik. Ben de elbiselerimi çıkartıp, hemen suya atladım. Biraz yüzüp, yavru köpeği buz gibi soğuk suda buğulamak üzereyken kurtardım. Tabi yavru köpeğin annesiz olması beni rahatsız etti. Soğuk buzlu suda ölmek üzereyken kurtardığım için ‘Buz’ adını verdiğim yavru köpeğin annesini bulmak için de arama çalışmalarına başladım. Buz, annesiz olamazdı. Bir hafta boyunca yavru köpeğimin annesini aradık. Çayın aktığı sazlık alanda yavru köpeğin annesini 7 yavrusu ile bulduk. Hemen onları alıp aracıma atarak eve getirdim. Onlara yiyecek verip evimde besliyorum. Yavru köpeğimiz Buz’un, annesini ve kardeşlerini bulup onları kavuşturmak beni çok mutlu etti” dedi. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Çay’a düşen köpeğin kurtarma görüntüleri
-Yavru köpeğin Anne ve kadeşleri ile buluşması
-Yavru köpeklerin Anne sütü ile beslenmesi
-Köpeklere mama bırakma
-Seyfullah Kasınoğlu’nun konuşması
-Genel detaylar
-Boyut: 184 MB
-Süre: 3 Dakika 29 Saniye

Barış KUL/ERCİŞ (Van), (DHA)- 

========

KÜREK VE SÜPÜRGELERİNİ BIRAKARAK BAYRAK TÖRENİNE EŞLİK EDEN İŞÇİLERE HEDİYE

VAN’ın Erciş İlçesi Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Nuri Mehmetbeyoğlu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kararıyla ülke genelinde yapılan bayrak törenine kürek ve süpürgelerini bırakarak, İstiklal Marşı’na eşlik eden 12 temizlik görevlisini makamında ağırlayıp, teşekkür etti. Sürekli cadde ve sokaklarda olmaları nedeniyle de temizlik görevlilerine kışlık bot hediye etti.

Milli Eğitim Bakanlığı, koronavirüs salgını nedeniyle yüz yüze eğitime ara verilince pazartesi sabahları ve cuma akşamları okullarda İstiklal Marşı’nın okunmaması nedeniyle karar aldı. Bunun üzerine ülke genelinde tüm okullarda, pazartesi sabahı bayrak töreni düzenlenmesi ve İstiklal Marşı okunması kararlaştırıldı. Van’daki okullarda da geçtiğimiz hafta pazartesi günü saat 10.00’da İstiklal Marşı okundu. Erciş ilçesi Kışla Mahallesi’ndeki Kazım Karabekir İlkokulu ve Ortaokulu’nda öğretmenler, bahçede İstiklal Marşı okurken, göndere bayrak çekildi. Bu sırada yol kenarında çalışan Erciş Belediyesi’nin temizlik ekipleri de kürek ve süpürgelerini bırakarak, törene eşlik etti.

Kazım Karabekir İlkokulu ve Ortaokulu’nun Müdürü Kenan Yıldız, Erciş Belediyesi temizlik görevlilerinin bu törene katılmalarının kendilerini sevindirdiğini belirtirken, Erciş Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Nuri Mehmetbeyoğlu da temizlik görevlilerini unutmadı ve 12 temizlik görevlisini makamda kabul ederek teşekkür etti. Mehmetbeyoğlu, sürekli cadde ve sokaklarda gezip temizlik yapan görevlilere ayrıca kışlık bot hediye etti.

Temizlik görevlilerinin hareketinin kendisini mutlu ettiğini belirten Kaymakam Mehmetbeyoğlu, “Geçen hafta ulusal basında çıkan, Erciş Belediye başkanlığımızın temizlik işleri müdürlüğü personeli İstiklal Marşı’mızın okunduğu esnada elindeki işleri bırakıp İstiklal Marşı’mıza eşlik etmeleri şahsım adına beni çok gururlandırdı, onurlandırdı. Açıkçası böyle bir Belediye Başkanlığında kıymetli mesai arkadaşlarımla çalışmanın mutluluğunu, gururunu yaşadım. Demek ki bu vatanın evlatları, doğusundan, batısına, güneyinden, kuzeyine söz konusu olan bayrak, söz konusu olan istiklal marşı olduğu zaman aynı dik duruşu, aynı saygıyı, aynı vatan sevgisinin Salih bir göstergesidir. Bugün arkadaşlarımızla bir araya geldik, sohbet ettik aynı duyguları yaşamanın gururunu yaşadık. Biz arkadaşlarımıza dağ sakızı, çoban armağanı hediye takdim ettik. Asıl olan bunun manavı kıyametinin olmasıydı. Bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorumö dedi.

Temizlik işleri görevlisi Mehmet İşleyen ise “Geçen hafta Kazım Karabekir okulunda cadde temizliği yaparken İstiklal Marşı’nın okunduğunu fark ettik. Ben ve arkadaşlarım hemen kürek ve süpürgelerimizi bırakıp İstiklal Marşı’na eşlik ettik. İstiklal Marşı bizim onurumuz, gururumuzdur. Bizim oradaki duruşumuz Erciş kaymakamımızı çok duygulandırmış. Bugün bizi makamında ağırlayıp hediyeler takdim etti. Ben ve arkadaşlarım Erciş kaymakamı, Belediye Başkan vekilimiz Nuri Mehmetbeyoğlu’na çok teşekkür ediyoruzö dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-Temizlik görevlilerinin istiklal marşına eşlik etmeleri
-Temizlik görevlilerinin caddeleri temizlemesi
-Temizlik görevlilerinin makamda ağırlanmaları ve hediye takdimi
-Kaymakam Nuri Mehmetbeyoğlu’nun konuşması
-Temizlik görevlisi Mehmet İşleyen’in konuşması
-Detaylar

Barış KUL/ERCİŞ (Van), (DHA)

==========

TELEFON GÖRÜŞMESİ İÇİN KARLI TEPELERE ÇIKIYORLAR

VAN’ın Gürpınar ilçesine bağlı Uzungedik Mahallesi’nde yaşayanlar, GSM operatörlerinin şebekelerinin çekmemesi nedeniyle görüşme yapmak için yüksek yerlere çıkıyor. Mahalleli, 2 kilometrelik yürüyüşün ardından çıktığı karlı tepede şebeke bularak, yakınlarıyla telefon görüşmesi yapıyor.

Van’a 90, Gürpınar ilçesine ise 70 kilometre uzaklıkta bulunan 70 hane ve 500 nüfuslu Uzungedik Mahallesi’nde yaşayanlar, telefon şebekesini bulabilmek için köylerinde yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki karla kaplı tepeye çıkarak şebeke arıyor. Hiç bir GSM operatörü şebekesinin çekmediği köyde, yaşayanlar özellikle kışın acil hastaları olduğunda çığ ve kurt saldırısı riskini göze alıp, kar kalınlığının yer yer yarım metreyi aştığı tepeye çıkıp, yakınlarıyla telefon görüşmesi yapabiliyor. Kurt saldırısına karşı toplu halde tepeye çıkan mahalle sakinleri, burada yakınlarıyla görüşebiliyorlar. Kış mevsiminde yolları kapalı olunca büyük sıkıntılar yaşadıklarını anlatan mahalle sakinleri, yetkililerin bu sorunlarına bir çözüm bulmalarını istiyorlar.

Mahalle Muhtarı Hadi Bilek, mahallede GSM operatörlerinin şebekelerinin çekmemesi nedeniyle büyük sıkıntılar yaşadıklarını belirterek, “Daha önce bir baz istasyonu kuruldu. Bilinmeyen bir nedenle daha faaliyete geçmeden söküldü. Mahallemiz 70 hane. Bizler bir telefon görüşmesi yapmak için tepeye çıkıp, şebeke arıyoruz. Burada normal bir hasta olduğunda 2 kilometre yürüyüp, tepeye çıkıyoruz. Eğer şebeke çekseydi normalde 1 saatte ambulans gelebiliyor. Yazın mahallemiz 100 hanedir. Ancak telefon şebekesinden dolayı kışın hane sayısı 70’e düşüyor. Defalarca ilgili yerlere müraccatta bulundum. Ancak şu ana kadar olumlu bir gelişme yok. 3 dönemdir muhtarlık yapıyorum. Bu süre zarfında da her seferinde GSM operatörlerinin baz istasyonu için başvuru yapıyorum. Şu ana kadar sesimizi duyan olmadı. Özellikli kış mevsiminde büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Çığ  ve kurt  saldırısı riskini göze alıp, şebeke için tepeye çıkıyoruz. Tek kişi ile de kimse tepeye çıkamıyor. Toplu halde gidip, yakınlarımızla telefon görüşmesi yapıyoruz” dedi.

‘ŞEBEKE ÇEKMEDİĞİ İÇİN AİLEMLE GÖRÜŞEMİYORUM’
Mahallede imamlık yaptığını söyleyen Yunus Yetişkin ise şebeke sıkıntısından dolayı Bitlis’te yaşayan ailesiyle çok az görüştüğünü ifade ederek, “Askere giden çocuklar var. Anneleri görüşemiyor kendileriyle. Bu soğukta bu tepeye çıkmak epey zaman alıyor. Tek başıma tepeye çıkamıyorum. Mahalle sakinleriyle çıkabiliyoruz. Ben annem ve babamla görüşebilmek için bu tepeye çıkmak zorunda kalıyorum. Hastalarımız oluyor. Bu tepeye çıkıp ancak ekiplere haber verebiliyoruz. Bu çok büyük bir sorun. Bu konuda devletimizden yardım bekliyoruz. Bu sorunumuza çözüm bulsunlar” diye konuştu.

Diyarbakır’da asker olan kuzeni Abidin Oruç ile telefonla görüşen Ferhat Bilici de, yetkililerin bu sorunlarına bir çözüm bulmalarını istedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————
-Çekmeyen telefon şebekeleri için dağa çıkan vatandaşlardan detaylar
-Vatandaşların dondurucu soğukta yürümesi
-Vatandaşların ellerinde telefonla yürümesi
-Muhabir anonsu
-Vatandaşların ellerinde telefonla şebeke araması
-Vatandaşların şebek çeken yerde yakınları ile görüşmesi
-Vatandaşlar ile röportaj
-Vatandaşların çıktıkları dağdan mahalleye geri dönmesi

Behçet DALMAZ-Orhan AŞAN-Tuncay AVCI/GÜRPINAR (Van), (DHA)

========

PROFESÖRDEN ‘KARGA İSTİLASI’ AÇIKLAMASI: GÜVENLİK İÇİN KAVAK AĞACINA GELİRLER

VAN’ın Erciş ilçesinin Kasımbağı Mahallesi’nde yoğun olarak görülen ve halkı tedirgin eden kargalarla ilgili açıklama yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özdemir Adızel, bu kuş türünün güvende hissetmek için çoğunlukla kavak ağaçlarına konduğunu söyledi. Adızel, “Bunlar, genelde köpeklerin, tilkilerin ve insanların kolay ulaşamayacağı, kendini güvende hissettiği kavak ağacı benzeri yüksek ağaçlarda yuvalanırlar. Olay tamamen güvenlikle ilgilidir” dedi. 

Erciş ilçe merkezine 10 kilometre uzaklıkta bulunan ve çevresine göre ağaçlık alanı daha fazla olan Kasımbağı Mahallesi’nde yaşayanlar, son zamanlarda kargalar nedeniyle endişeli. Akşam saatlerinde ortaya çıkan yüzlerce karga, bir süre toplu halde sağa-sola uçup, havanın kararmaya başlamasıyla birlikte evlerin çevresindeki ağaçlara konuyorlar. Mahalleli, kargaların yoğun görüntüsünden, çıkardıkları seslerden ve ekinlerine zarar vermelerinden de şikayetçi.

‘KARGALAR, YAŞAM ALANLARI TAHRİP OLDUĞU İÇİN ŞEHİR ORTAMINDA’

Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özdemir Adızel, en sık karşılaşılan ve yine özellikle Erciş Çelebibağ, Kasımbağ bölgesinde sorun olduğu söylenilen kargaların daha çok cüce ve ekin kargaları olduğunu söyledi. Bu türlerin toplu üreme, toplu beslenme hatta toplu savunma toplulukları oluşturduklarını ve bu nedenle insanların gözüne sayısal olarak fazla göründüklerini söyledi. Dünyanın her yerinde olduğu gibi artan nüfus nedeniyle çok fazla doğaya, yaban hayatına müdahale olduğunu da belirten Prof. Dr. Adızel, kargaların yaşadığı alanların tahrip olması nedeniyle kargaların daha çok insanlarla birlikte şehir ortamında yaşamaya başladığını söyledi. 

‘ZARARLARINI ELE ALMAK GEREKİR, KİMİSİ YARARLI’

Her bir karga türünün her bir bölgede ele alıp zararlı olup olmadıklarını ya da ne kadar zararlı olduklarını ele almak gerektiğini de belirten Prof. Dr. Adızel, “Doğu Anadolu Bölgesi’nde kış erken bastırıyor ve yaz oldukça kısa. Bu bölgede çoğunlukla tarlaların içinde ekin kargası sürülerini ve bunun yanında cüce karga sürülerini görürüz. Cüce kargalar daha çok yaz dönemlerinde bitkisel beslenirler. Bunlar nispeten tarım ürünlerinde etkisi olabilir. Fakat ekin kargaları yaz boyunca büyük oranda böcekçil beslenirler. Eğer bu hayvanları tarlanızda görürseniz zararı değil faydası olduğunu düşünürsünüz” dedi. 

‘KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMEK İÇİN KAVAK AĞACINA YUVALANIRLAR’

Bu karga türlerinin kendilerini güvende tutmak için kimsenin ulaşamayacağı yerlerde yuvalandıklarını da belirten Prof. Dr. Adızel, “Bunlar genelde köpeklerin, tilkilerin ve insanların kolay ulaşamayacağı, kendini güvende hissettiği kavak ağacı benzeri yüksek ağaçlarda yuvalanırlar. Olay tamamen güvenlikle ilgilidir. Ayrıca kavak ağacının yuva malzemesini yerleştireceği çatalların fazla olması nedeniyle bu bölgede kavak ağacını tercih ediyorlar. Eğer kavak ağacı bulamazlarsa nadiren söğüt ve benzeri ağaçları kullanırlar” dedi.

‘SESLERİ VE DIŞKILARI RAHATSIZ EDER’

Prof. Dr. Adızel, kargaların toplu üreme alanlarının eğer şehir merkezine yakın bölgelerde ise sesleri ve çıkardıkları dışkıların vatandaşları rahatsız ettiğini de belirterek, “Bunların çok fazla tarıma zararlı olduklarını söyleyemeyiz. Ekin kargası bilakis faydalıdır. Cüce karga zaman zaman bitkisel beslense de daha çok yaban ortamlarını tercih ederler ve hayvansal besinlerde var. Çözümüne gelince eğer siz bağınızda bahçenizde bu hayvanların kesinlikle zarar verdiğine eminseniz 2 çeşit mücadeleden söz ederiz. Biri teknik mücadeledir. Ses çıkaran cihazlar var. Bu cihazlar yardımıyla kargaları kovabilirsiniz. Yada çok önemli bir zarar söz konusuysa kargaların geçemeyeceği güneşide engellemeyecek bir örtü serilebilir. Benim önereceğim biyolojik mücadeledir. Bu kargaların sayıca fazla olmasında yine bizim suçumuz var. Çünkü bunların nüfusunun dengede kalmasında rol oynayan tilkileri, yırtıcı kuşları gördüğümüz her yerde öldürüyoruz. Bunların üzerinde avcı etkisini yapan ve nüfusunu dengede tutan faktörü ortadan kaldırdığımızda bunların sayısı hızla çoğalıyor” diye konuştu. 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
——————————–
-Kavak ağaçlarından genel
-Kavak ağaçlarındaki kargaların yuvaları
-Prof. Dr. Adızel ile röportaj
-Prof. Dr. Adızel’in açıklamaları
-Kavak ağaçlarından genel ve detay
-Erciş’teki kargaların genel görüntüsü

Gülay KUYUCU/VAN, (DHA)-

=========
 

Exit mobile version