Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack-boost domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114

Notice: Function _load_textdomain_just_in_time was called incorrectly. Translation loading for the jetpack domain was triggered too early. This is usually an indicator for some code in the plugin or theme running too early. Translations should be loaded at the init action or later. Please see Debugging in WordPress for more information. (This message was added in version 6.7.0.) in /home/haberolduk/domains/haberolduk.com/public_html/wp-includes/functions.php on line 6114
En az 10 yıl sonra ortaya çıkıyor; birçok hastalığın nedeni helikobakter olabilir – Haberolduk.com – Son Dakika Haberler

En az 10 yıl sonra ortaya çıkıyor; birçok hastalığın nedeni helikobakter olabilir

en-az-10-yil-sonra-ortaya-cikiyor-bircok-hastaligin-nedeni-helikobakter-olabilir-epXi4Nbf.jpg

İSTANBUL, (DHA)- Dünyada bilinen en yaygın enfeksiyon nedenlerinden biri olan helikobakter pilorinin en az 10 yıl sonra hastalık yapmaya başladığını dile getiren Prof. Dr. Vedat Göral, “Helikobakteri akut ve kronik gastrit, ülser, midede lenfoma, mide kanseri, ağız kokusu, gaz, şişkinlik, bulantı, yemek sonrası dolgunluk hissi, geğirme ve demir eksiliği, ayrıca B12 vitamin eksikliğine bağlı kansızlıklara neden olur” dedi.

Helikobakter enfeksiyonunun gelişmiş ülkelerde yüzde 10 ila 40, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 50 ila 80 civarında görüldüğünü söyleyen Medipol Mega Üniversite Hastanesi’nden Prof. Dr. Vedat Göral, helikobakter piloriye ilişkin önemli uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Göral, “Ülkemizde 30 yaş ve yukarısında yüzde 50 ila 60 civarında olup, son yıllarda uygulanan iyi tedaviler ve hijyen kurallarına uymakla bu oranlarda düşme başlamıştır. Toplumda sıklığın en önemli belirleyicisi, sosyoekonomik farklılıklardır. Yüksek yaşam standardı, yüksek eğitim düzeyi ve daha iyi sağlık koşullarına sahip olma, enfeksiyon sıklığının düşük olmasını sağlar. Sosyo-ekonomik yapının kötü olması, alt yapı ve kanalizasyonun kötü olması, yeterince hijyene uyulmaması, bakterinin toplumda yüksek oranda görülmesine neden olur. Kalabalık yaşam ve sağlıksız yaşam koşulları da bakterinin sık görülmesine neden olur” diye konuştu.

KİRLİ SEBZE VE MEYVELERDE; TEMİZ OLMAYAN İÇME SULARINDAN BULAŞIYOR

Helikobakterinin kirli sebze ve meyvelerin yenilmesi, gıdaların ve içme sularının temiz olmaması ile bulaştığına dikkat çeken Prof. Dr. Göral, şöyle devam etti:

“Bulaştığı gün hastalık yapmaz, en az 10 yıl sonra hastalık yapmaya başlar. Bakteri mide mukozasına yerleşir ve tedavi edilmezse uzun yıllar burada yaşar. Helikobakter mideye yerleşse bile herkeste hastalık yapmaz. Birçok kişi kronik helikobakter enfeksiyonu geçirse de herhangi bir belirti göstermez. Bakteri bulunan bireylerde de farklı mide hastalığına sebep olur. Bazılarında ülser, bazılarında gastrit, nadiren de mide kanserine neden olabilir. Muhtemelen kişinin genetik yapısı ve bakterinin de genetik yapısı bunda rol oynar. Bakteri insanlarda, akut ve kronik gastrit, ülser hastalığı, midede lenfoma, atrofik gastrit, intestinal metaplazi ve mide kanserine neden olabilir. Yaklaşık 20-30 yıl önce, mide ve oniki parmak bağırsak ülseri çok sık iken uygun helikobakter pilori tedavisi ile günümüzde artık ülser hastalığı çok azaldı. Bakteri tedavi edilmezse, ileriki yıllarda yüzde 1 oranında mide kanseri riski vardır. Bu risk sigara ve alkol içen, anne veya babasında mide kanseri olanlarda fazladır.”

AĞIZ KOKUSU, ŞİŞKİNLİK VE KANSIZLIĞA NEDEN OLABİLİR

Prof. Dr. Göral, helikobakteri belirtilerini ise şu şekilde sıraladı:

“Bakteri ayrıca ağız kokusu, gaz, şişkinlik, bulantı, yemek sonrası dolgunluk hissi, geğirme ve demir eksiliği, ayrıca B12 vitamin eksikliğine bağlı kansızlıklara neden olur. Kansızlık vakalarında da helikobakter olup olmadığı araştırılmalıdır. Bakterinin teşhisi için endoskopi, üre nefes testi, gaita testi vardır. Mide şikayeti olanlarda mutlaka tedavi önerilmektedir. Bakteri var ve hiçbir şikayeti yoksa tedavi önerilmemektedir. Günümüzde uygun antibiyotikler ve mide koruyucular ile beraber kullanıldığında, helikobakter yok edilmekte ve tedavide büyük başarı sağlanmaktadır.”

Exit mobile version