HABEROLDUK YURT BÜLTENİ- 13

haberolduk-yurt-bulteni-13-QGftmL3S.jpg

 

106 YILLIK BATIKLAR THE NEW YORK TİMES’A HABER OLDU
 

 ÇANAKKALE Savaşı’ndan kalma 106 yıllık batık gemiler, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı adıyla dalış turizmine açılacak. İlk batık, İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ‘HMS Majestic’ zırhlısı olacak. Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir “14 ayrı dalış noktası var ve 150 kilometrelik alanda dalışa imkan veren bir destinasyon oluştu” dedi. Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı, Amerikan gazetesi The New York Times’a konu oldu.

Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı tarihi Gelibolu Yarımadası’nda, 106 yıl önce batan yabancı savaş gemilerinin envanterinin oluşturulmasıyla ortaya çıkacak ‘Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı’, dalış turizmine açılacak. Seddülbahir Kalesi açıklarında batırılan İngiliz zırhlısı ‘HMS Majestic’in de içinde olduğu 14 farklı dalış noktasının, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı koordinasyonunda Milli Savunma Bakanlığı, TÜBİTAK ve farklı kamu kurum kuruluşlarının katkılarıyla dalış turizmine açılması planlanıyor.

Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı dalış noktaları; ‘HMS Majestic’, ‘Ertuğrul Koyu Massena ve Saghalien gemi kalıntıları’, ‘Helles Barçları’, ‘Tekke Koyu (W Beach) batıkları’, ‘Arıburnu Barç’, ‘Küçükkemikli Barçları’, ‘Arıburnu Layter’, ‘Lundy’, ‘HMS Louıs’, ‘S.S. Milo’, ‘Tuzla’, ‘Denizaltı Mania Ağı’, ‘Bebek Kayalıkları’ ve HMS Trıumph’tan oluşacak. Seddülbahir ve kemikli burnu arasındaki 150 kilometrelik alan ile Çanakkale Boğazı’ndaki batık savaş gemilerinin envanterinin çıkarılması sürüyor.

İlk inceleme 27 Mayıs 1915’te Seddülbahir açıklarında Alman U-21 denizaltısı tarafından batırılan 120 metre uzunluğundaki İngiliz zırhlısı ‘HMS Majestic’ batığında yapıldı. 24 metre derinlikteki batık gemi, üzerinde halen top mermilerinin bulunduğu görüntülendi. Batığın dalış turizmi için tehlike oluşturup oluşturmadığı yönünde araştırmalar yapıldı. Dalış turizmine açılacak ilk batık, İngiliz Kraliyet Donanması’na ait ‘HMS Majestic’ zırhlısı olacak.

THE NEW YORK TİMES’A HABER OLDU

Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nca yürütülen Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı, The New York Times gazetesine konu oldu. Dün gazetede yayınlanan haberde, Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı hakkında bilgi verildi.

‘DÜNYADA 1’İNCİ DÜNYA SAVAŞI TEMALI BİR SUALTI PARKI İLK DEFA OLUŞTURUYORUZ’

Çanakkale’nin dünyanın en önemli dalış merkezlerinden biri olma yolunda ilerlediğini ve artık sona gelindiğini belirten Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, “2017 yılından beri Çanakkale Savaşı Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nca yürütmekte olduğumuz çalışmalar, bu ay itibarıyla nihayetlendi ve Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda 1’inci Dünya Savaşı temalı hem bir dalış merkezi hem de su altı parkı oluşturduk. 14 ayrı dalış noktası var ve 150 kilometrelik alanda dalışa imkan veren bir destinasyon oluştu. Bu konuda çok iddialıyız çünkü dünyada 1’inci Dünya Savaşı temalı bir su altı parkı ilk defa oluşturuyoruz. Ve suyun altındaki tarihsel önemi olan batıkları hem sportif dalışlara hem teknik hem de turistik amaçlı dalışlara açıyoruz. Bu konuda da dünyada büyük bir beklenti vardı. Dalış camiası, Çanakkale’deki batıklara dalmayı çok arzu ediyordu. Fakat daha önce orası birtakım ihtiyaçlar sebebiyle askeri yasak bölgeydi. Dalışa yasak bölgeydi. Zaman zaman dalışlar oluyordu daha sonra devletimizin ilgili makamlarıyla görüşerek dalışa yasak bölge olmaktan çıkardık ve daha sonra bir proje koyduk. Projemizin de esası suyun altındaki yatan tarihi gün yüzüne çıkarmak ve dünya dalış camiasının da hizmetine sunmak. Bununla alakalı Milli Savunma Bakanlığımız ve askeri yetkililerle konuştuk. Daha sonra da burada TÜBİTAK’la çok hummalı ve çok teknik detayı çalıştık. Ortaya su altı parkı çıktı” dedi.

‘SUYUN ALTINDA BİR TARİH YATIYOR’

Ekim ayının başında çok büyük bir tanıtımla burayı dünyaya duyurmuş olacaklarını kaydeden belirten Kaşdemir, şöyle devam etti:

“Şuna çok inanarak söylüyorum ki, Çanakkale en önemli dalış destinasyonlarından biri olacak. İnsanlar suyun altına daldığı zaman 1’inci Dünya Savaşı sırasında batan çıkarma tekneleri, gemileri görmüş olacak. Bunların hepsinin de bir hikayesi var. Dünyanın birçok dalış noktasında, birtakım şeyler sonradan batırılır ve dalış merkezi oluşturulur. Bunların hepsi doğal batıklar, tarihi var, geçmişi var, gerçekliği ve hepsinin de bir hikayesi var. Dalışa meraklı olan kişiler de hikayesi olan bu tarihi batıklara dalmayı büyük bir merakla bekliyor. Bu ay sonunda bitirmiş olacağız. Ve dünyanın en önemli dalış merkezlerinden birisi olmuş olacağız. Ümit ediyoruz ki dalış camiası da buraya bir teveccüh gösterecek. Bir Kaş gibi, Mısır’daki dalış noktaları gibi dünyanın değişik yerlerindeki dalış noktaları gibi Gelibolu Tarihi Sualtı Parkı çok bilinen, çok arzu edilen bir yer olacak. Turizm anlamında da çok büyük bir pay sahibi olmuş olacağız çünkü amacımız; en az yılda 20-30 bin dalgıcı buraya getirip daldırmak. Hem tanıtım amaçlı hem tarihsel gerçekleri ön plana çıkaran dalışlar hem de turizmden pay almak amaçlı bir çalışma oldu. Bütün dalış meraklılarını Çanakkale’ye davet ediyoruz. Onları suyun altında bekleyen büyük bir tarih var. Çanakkale’de suyun altında tam bir tarih yatıyor.”

‘SAVAŞIN RUHUNUN DENİZ ALTINDAN İNCELENMESİ AÇISINDAN BU PROJE ÇOK ÖNEMLİ’

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay ise, “Çanakkale Savaşları sırasında gerek Çanakkale Boğazı önünde, gerekse boğazın içerisinde, gerek Marmara çıkışında pek çok batık meydana geldi. Bu batıklara baktığımız zaman, özellikle dönemin gemilerine bağlı olarak Türk tarafının toplam 254 tane gemisini kaybettiğini, bunların içerisinde 220 tanesinin yelkenli olduğunu görüyoruz. Düşman gemileri arasında ise hepsi savaş gemisinin çeşitli boyutları olmak üzere toplam 16 deniz altı ve savaş gemisi Çanakkale Boğazı’nda battı. Aradan geçen 106 yıllık zaman dilimi içerisinde hem Çanakkale Boğazı’nın uluslararası su niteliği arz etmesi hem geçiş nitelinin olması hem de özellikle sürekli akıntı bulunması nedeniyle batıklara dalış, uzun süre sadece kıyı bölgelerinde gerçekleşti. Ancak Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nın yaptığı bir proje çerçevesinde özellikle dalışa uygun olan yerlerde, bir dalış turizminin başlamasına karar verildi. Dalış turizmi şu açıdan önemli, hem bu batıkları 1’inci Dünya Savaşı sırasında meydana gelen ve insanların manevi duygularını da içinde taşıdıkları gemileri içermesi açısından dikkat çekicidir. Bugün ise eğer Çanakkale Boğazı’nın kuzeyinden bakarsak Gelibolu Yarımadası’nın etrafını adeta birer kolye gibi çevirmiş zümrüt parçaları olarak bunları görebiliriz. Hem bugün tarih, hem manevi duygular, hem de ülkenin ekonomisi açısından batık turizminin çok önemli bir yer tutacağını görüyoruz. Özellikle hem yabancı turistlerin buraya gelmesi, hem yerli ilginin artması hem de savaşın ruhunun deniz altından incelemesi açısından çok önemli bir proje olduğunu görüyoruz. İlk başta hemen Arıburnu karşısında bulunan batıklardan başlamak üzere uygun olan yerlerde batık turizminin gelişeceğini görüyoruz. New York Times’ta bu projeyle ilgili bir haber çıktı. Bunun önemi şudur; gerçekten boğazların özel bir statüsü var. Bu statü nedeniyle pek çok izin alınması gerekiyor. Bu nedenle de tarih boyunca özellikle Cumhuriyet döneminde bu batıklara dalış çok uygun olmadı. İzin alabilmek ve oralarda inceleme yapabilmek, şimdiye kadar çok uzun prosedürler gerektirdi. Bugün böyle bir projenin başlaması ve uluslararası nitelik arz eden boğazlarda böyle bir etkinliğin başlaması hem uluslararası barışın, hem aynı zamanda da toplumların etkileşimi açısından, ayrıca da Türkiye ekonomisinin gelişmesi açısından önem arz ediyor. O yüzden uluslararası basın ajansları ve aynı zamanda da ülkeler buna rağbet ediyorlar ve dikkatle takip ediyorlar” diye konuştu.

Görüntü Dökümü
———————-
-Tarihi Gelibolu Yarımadasından görüntü
-Batıkların sualtı görüntüleri
-Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir
-Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay

(Haber-Kamera:Mustafa SUİÇMEZ-Vuslat AY-Oğuzhan DEMİR-ÇANAKKALE/DHA

================

KEZZAPLI SALDIRIYA UĞRAYAN KUYUMCU, SOL GÖZÜNÜ KAYBETTİ
 
İZMİR’in Buca ilçesinde, tanımadığı kişinin kezzaplı saldırısına uğrayan 30 yıllık kuyumcu İsa Tatlı (48), sol gözünü kaybederken, vücudunun çeşitli yerlerinde yanıklar oluştu. Olayın ardından ortadan kaybolan şüphelinin belirlenip, yakalanması için polis çalışma başlattı. Saldırı anının ise güvenlik kamerasına yansıyan görüntüleri ortaya çıktı. 

Olay, 2 Temmuz’da, Yiğitler Mahallesi Menderes Caddesi’nde meydana geldi. İş yerinin önünde oturan 30 yıllık kuyumcu İsa Tatlı, kimliği henüz tespit edilemeyen kişinin kezzaplı saldırısına uğradı. Tatlı’nın bağırışlarının ardından şüpheli, olay yerinden kaçtı. Tatlı, üzerindeki tişörtü çıkarırken, çevredeki esnaf tarafından hastaneye kaldırıldı. Uzun süren tedavisinin ardından sol gözünü kaybeden Tatlı’nın vücudunun çeşitli yerlerinde de yanıklar oluştu.

KAÇARKEN KIYAFETLERİNİ ÇIKARIP ÇÖPE ATMIŞ

Saldırının ardından polis ekiplerince geniş çaplı çalışma başlatıldı. Ekiplerin yaptığı çalışmada, şüphelinin şapka ve maske taktığı, olay sonrası ara sokakta üzerini değiştirdiği ve kıyafetlerini çöpe attığı belirlendi. Saldırganın kimliğinin belirlenmesi ve yakalanması için çalışma sürüyor.

‘KİMSEYLE HUSUMETİM YOK’

Şüphelilerin yakalanmasını isteyen İsa Tatlı, “2 Temmuz’da dükkanımın önünde otururken, hiç tanımadığım biri yüzüme kezzap atarak, beni yere düşürmeye çalıştı ardından soygun girişiminde bulundu. BağIrışlarımın ardından panik yaparak kaçtı. Olayın ardından sol gözümü kaybettim. 5 gün Bozyaka, 4 gün Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gördüm ve tedavim hala sürüyor. Evden çıkarken korkarak çıkıyorum çünkü tanımadığım bir insan tarafından saldırıya uğradım. Kimseyle bir husumetim yok, burada 30 yıllık esnafım, kuyumculuk yapıyorum. Bana bunu yapan kişinin yakalanmasını istiyorum” dedi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ;

-Olay yerinden görüntü
-İsa Tatlı röp.
-Güvenlik kamerası görüntüsü
-Genel ve detay görüntü

Haber-Kamera: Fırat AKAY/İZMİR,(DHA)

========

BURSA’DA UYUŞTURUCU OPERASYONUNA 62 TUTUKLAMA
 
BURSA’da 850 polisin katılımıyla düzenlenen uyuşturucu operasyonunda, gözaltına alınan 70 şüpheliden 62’si tutuklandı.
İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 7 Eylül’de kent genelinde uyuşturucu operasyonu düzenledi. 850 personelin katıldığı operasyonda 50 adrese şafak baskını yapıldı. Direnişin yaşanabileceği evlere, kapıları koçbaşlarıyla kırılarak girildi. Ekiplerin adreslerde yaptığı aramada silah ve uyuşturucu madde ele geçirdi. 70 kişi gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede mahkemeye çıkarılan şüphelilerden 62’si tutuklandı, 8 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

ARŞİV GÖRÜNTÜLERLE 

Kazım BULUT/ BURSA, (DHA)- 

============

SİVAS KÜLTÜRÜNE IŞIK TUTAN ŞEHİR MÜZESİ, ZİYARETE AÇILDI
 
SİVAS Valiliği tarafından yapımı tamamlanan ve kentin geleneği ile kültürüne ışık tutan Şehir Müzesi, törenle ziyarete açıldı.

Sivas Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Tarihi Valilik Binası içinde oluşturulan, kentin tarihine, geleneklerine ve kültürüne ışık tutan materyallerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan, bölgenin en önemli müzelerinden Sivas Şehir Müzesi, düzenlenen törenle açıldı. Törene Sivas Valisi Salih Ayhan, AK Parti Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, İl Jandarma Komutanı Albay İdris Tataroğlu, Demir Grup Sivasspor Teknik Direktörü Rıza Çalımbay, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çok sayıda kişi katıldı. Müzede kentin tarihi mekanları, Aşık Veysel, Kangal köpeği, konaklar, arkeolojik bulgular ve yöresel ürünler ile ilgili bölümler yer alıyor. Müzede ayrıca 2009 yılında BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte helikopter kazasında hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş’in eşyaları da sergileniyor. 

‘MÜZELER ŞEHRİN KİMLİĞİ VE ARŞİVİDİR’

Açılış töreninde konuşan Vali Salih Ayhan, “Şehrimizin kültürel özelliklerinin ön plana çıkarılması ve bu zenginliğin bir turizm değerine dönüştürülmesi için yapılabilecekler konusunda fikir alışverişleri yaptık ve bu yönde projeler geliştirdik. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Şehir Müzesi bizi en fazla heyecanlandıran projelerden biri oldu. Müzeler, şehirlerin kimliği ve tarihsel arşividir. Bu noktadaki eksiğimizi görerek, kentimize böyle bir müze kazandırdık. Tüm dünyada şehir müzeleri hafıza mekanlar, bellek merkezleri olarak görülmektedir. Kısacası bu mekanlar şehirlerin adeta hard diskleri oluyor. Özelinde baktığımızda Sivas; medeniyetlere ev sahipliği yapan kadim geçmişi, kültürel özellikleri ve kendine özgü duruşu ile kısacası kimliği olan bir şehirdir. Bu değerler kaybolmadan sahip çıkmak çok daha önemli ve kıymetlidir. Ziyaretçiler müzeyi gezdiklerinde Sivas’ın tarihi, gelenekleri, yemek kültürü, el sanatları, marka değerleri, yetiştirdiği önemli şahsiyetleri hakkında kısacası Sivas’a dair her konuda genel bir bilgi edinebilecekler” dedi. 

Konuşmalar sonrası açılış gerçekleştirildi ve katılımcılar müzeyi gezdi. 

Görüntü Dökümü:
-Müze açılışından görüntüler
-Valinin konuşması
-Müzenin gezilmesi
-Müzede yer alan bölümlerden görüntüler

Haber-Kamera: Hüsnü Ümit AVCI-Alperen YILDIZ/SİVAS, (DHA) 

=========

‘İÇLİ’ İLE GÖRÜNÜMÜ AYNI TADI FARKLI; ‘TONUS’ KÖFTESİ
 
SİVAS’ın Altınyayla ilçesinin yöresel lezzeti ‘tonus’ köftesi, görünümü ve malzemesiyle ‘içli’ köfteyi andırıyor. Düğün ve sünnetlerde pişirilen ‘tonus’ köftesi, özellikle ramazan ayında da baş yemek olarak sofralarda yer alıyor. 

Sivas mutfağının vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan ‘tonus’ köftesi, yörede ‘yayla köfte’ olarak da biliniyor. Koyunun kuyruk yağı, bulgur ve et kullanılarak yapılan köfte, bölge halkı tarafından sevilerek tüketiliyor. Etle yoğurulan bulgurun içine kuyruk yağı koyulup, küçük toplar haline getirilen köfte, suda kaynatılarak pişiriliyor. ‘Tonus’ köftesi, düğünlerde, sünnetlerde ve özellikle ramazan ayında baş yemek olarak sofralarda yer alıyor. ‘Tonus’ köftesine, ilçeye ziyarete gelenler de rağbet gösteriyor. 

Altınyayla Kadın Kooperatifi çalışanı Zeynep Yerlikaya, “‘Tonus’ köftesi içerisinde bulgur ve et olan bir köftemizdir. Çok meşhurdur. Düğünlerimizin olmazsa olmaz bir yemeğidir. Küçük küçük toplar halinde köfteleri sıktıktan sonra önceden hazırlanan kuyruk yağı ile doldururuz daha sonra ise onları küçük küçük top haline getiririz. Kaynatarak pişirdikten sonra servisi yapılır. Lezzeti meşhurdur ve tadan mutlaka bir daha yemek ister” dedi. 

Görüntü Dökümü:
-Köftenin yapım aşamaları
-Hazırlanmış hali
-Kadın kooperatifi çalışanı Yerlikaya’nın açıklamaları

Haber: SİVAS, (DHA) 

================================================

Exit mobile version