KEFEK Başkanı Aksal: İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik diye kadınlarımız korunmasız değil

kefek-baskani-aksal-istanbul-sozlesmesinden-cekildik-diye-kadinlarimiz-korunmasiz-degil-yFkYaQSQ.jpg

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı, AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Türkiye’de kadını koruyanın İstanbul Sözleşmesi olmadığını belirterek, “Kadını koruyan bizim iç hukukumuzda yaptığımız düzenlemelerdir, yaptığımız kanunlardır. Evet İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik ama bugüne kadar ki kazanımlarının hepsi yerli yerinde duruyor, 6284 sayılı kanunumuz burada, anayasamız burada. Bütün kadınlarımıza seslenmek itiyorum; İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik diye kadınlarımız korunmasız değillerdir” dedi.

KEFEK Başkanı ve AK Parti Edirne Milletvekili Fatma Aksal, Türkiye’nin, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesini DHA’ya değerlendirdi. İstanbul Sözleşmesi’nin, toplum ve aile yapımıza uygun olmadığını söyleyen Aksal, “Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de maalesef kadına şiddet ve kadın cinayetleri, çözmemiz gereken problemlerin en başında geliyor. Biz AK Parti olarak, kadının hayatın her alanında yer alması, güçlendirilmesi için iktidara geldiğimiz günden bu yana, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayip Erdoğan’ın liderliğinde mücadele ediyoruz. 2004 yılında biz anayasamıza, ‘kadın-erkek eşit haklara sahiptir maddesi ve devlet bu hakların yerine getirilmesiyle mükelleftir’ maddesini ekledik. 2010 yılında kadına pozitif ayrımcılığı getirdik. Yine 2011 yılında AK Parti iktidarı döneminde, İstanbul Sözleşmesi imzalandı. İstanbul’da imzalandığı için adı ‘İstanbul Sözleşmesi’ ve Türkiye, ilk imza sahibidir, hiçbir maddeye çekince koymadan imzalamıştır. Ama zaman içinde bakıyorsunuz bazı problemlerle karşılaşıyorsunuz, İstanbul Sözleşmesi uygulanmasında, bizim kendi toplum yapımıza, aile yapımıza uygun olmayan durumlar otaya çıkıyor. Ve maalesef, Türkiye’de bazı marjinal gruplar bunu çok fazla sahiplendi ve toplumda tepki oluştu. Aslında, keşke kadına karşı şiddeti önlemek, kadın cinayetlerini bitirmek bir sözleşmeyi imzalamak, bir kanunu yapmak kadar kolay olsa, ama maalesef bu kadar kolay değil. Kadın cinayetlerini, kadına karşı şiddeti önlemek için biz bir toplum olarak, bütün olarak, tüm kesimlerimizle gurup kuruluşlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, üniversitelerimiz ile birlikte çalışmamız gerekiyor “diye konuştu.

‘KADINI KORUYAN İSTANBUL SÖZLEŞMESİ DEĞİLDİR’

Milletvekili Aksal, kadına karşı şiddetin sadece bir kadın meselesi olmadığını belirterek, “Bakıyorsunuz bazı kesimler bunu bir kadın sorununa indirgemeye çalışıyor. Yani bu bir kadın sorunu olabilir mi? Bütün toplumun kesimlerini ilgilendiriyor. Nihayetinde biz, kadınıyla erkeği, çocuğuyla bu toplumun bir bütünüyüz, kadın ailenin direğidir, toplumumuzun temeli de aileden oluşuyor. İstanbul Sözleşmesi’ni her egemen ülkenin bunu imzalamaya hakkı varsa, aynı zamanda çekilme hakkına da sahip. Biz de bu egemen hakkımızı kullanarak, bazı değerlendirmelerimiz yaptık ve sözleşmeden çekilme kararı aldık. Bir bakıyorsunuz bazı kesim, ‘eyvah, kadını İstanbul Sözleşmesi koruyor’ diyor, kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi değildir. Kadını koruyan bizim iç hukukumuzda yaptığımız düzenlemelerdir, yaptığımız kanunlardır. Mesela bizim ailenin korunması ve kadına şiddetin önlenmesi dair, 6284 sayılı bir kanunumuz var. Bunun kapsamı İstanbul Sözleşmesi’nden bile geniştir. Ve bugün hakimler kadına karşı koruma kararı verirken, İstanbul Sözleşmesi’ne istinaden bu kararı vermiyorlar. Bizim 6284 kanunumuza göre bu kararı veriyorlar. Evet İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik, ama bugüne kadar ki kazanımlarının hepsi yerli yerinde duruyor” ifadelerini kullandı.

‘BAZI AVRUPA ÜLKELERİDE SÖZLEŞMEDEN ÇEKİLDİ’

Bulgaristan, Çekya, Polonya gibi ülkelerin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiğine dikkat çeken Aksal, “Bir bakıyorsunuz bugün Avrupa kıyamet koparıyor; ‘Türkiye sözleşmeden neden çekilmiş.’ Ama Bulgaristan da Çekya da, imzalamasına rağmen kendi meclislerinden geçiremedikleri için uygulamaya koyamadı. Almanya, Finlandiya, İsveç gibi ülkeler belli maddelerine çekince koydu. Polonya, kendi aile yapısına uymadığı için sözleşmeden çekilme kararı aldı. Nasıl ki, bu altı Avrupa ülkesinin imzalayıp da uygulamaya koymama hakkı varsa, nasıl Almanya, Finlandiya, İsveç gibi ülkelerin, belirli maddelere çekince koyma hakkı varsa, Polonya’nın sözleşmeden çekilme hakkı varsa, Türkiye’nin de hakkı vardır. Biz de değerlendirmelerimizi yaptık ve çekilme kararı aldık. Biz her zaman söylüyoruz; kadına şiddet bir insanlık suçudur, insanlık suçu olarak görüyoruz. Kadına karşı şiddet kabul edilemez bir durum ve biz şiddet gören tek bir kadın kalmayana kadar bu mücadelemize devam edeceğiz. Biz bütün kurum ve kuruluşlarımızla mecliste kanunlarımızı yapıyoruz. Benim de başkanı olduğum, KEFEK, 2009 yılında kuruldu. Komisyonumuz kadın haklarının korunması ve kadın erkek eşitliğinin korunması anlamında çalışmalar yapıyor. Şiddete maruz kalan, tacize, tecavüze maruz kalan kadınlarımız bizim komisyonumuza bireysel başvuru yapabiliyorlar. Ve biz bunun takipçisi olabiliyoruz. Hukuki destek verilme anlamında “diye konuştu.

‘İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇEKİLDİK DİYE KADINLARIMIZ KORUMASIZ DEĞİDİR’

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesiyle Türkiye’deki kadınların korumasız olmadığını söyleyen Aksal, “İçişleri Bakanlığımızın gerçekten çok güzel çalışmaları var. Ben buradan bütün kadınlarımıza seslenmek istiyorum; İçişleri Bakanlığımızın ‘KADES’ diye bir programı var, telefonunuza yüklüyorsunuz, inşallah hiç birimizin ihtiyacı olmaz ama olursa bir düğmeye bastığınızda yaklaşık 2-3 dakika içinde emniyet güçleri yardımınıza geliyor. Yine elektronik kelepçe uygulamasını hayata geçirdik. Ama kadına karşı şiddeti bitirmek kolay değil, kolay olsa dünya çözerdi. Maalesef kadına karşı şiddeti bitirmiş, sıfırlamış hiçbir ülke yok. Ama ben samimi olarak inanıyorum, biz bunu siyaset üstü bir mesele olarak görür ve toplumsal olarak mücadele edersek, birçok olayı çözdüğümüz gibi kadına karşı şiddeti de çözeceğiz. Buradan bütün kadınlarımıza seslenmek istiyorum, İstanbul Sözleşmesi’nden çekildik diye kadınlarımız korunmasız değillerdir” dedi.

‘ISRARLA TAKİBİN SUÇU AĞIRLAŞTIRILMIŞ CEZA OLACAK’

Kadına şiddete karşı yeni kanunlar üzerinde çalışmaların olduğunu ve ‘ısrarla takip’ suçunun ağırlaştırılmış suç olacağını anlatan Aksal, şunları söyledi:

“Kadına karşı şiddeti önlemek için mecliste var gücümüzle çalışıyoruz. Meclisimizde yapmamız gereken yeni kanunlar varsa bunları yapacağız. Mesela sayın Cumhurbaşkanımız, İnsan Hakları Eylem Planı’nda açıkladı. Orada çok önemli, eski eşin şiddeti de artık ağırlaştırılmış ceza kanununa alınıyor. Bir de benim çok önem verdiğim Türk Ceza Kanunu’nda ayrı bir maddesi olmayan ısrarlı takip olayı var. Israrlı takip de Türk Ceza Kanunu’na ayrı bir madde olarak konulacak. Israrla takip, mesela sizi telefonda biri sizi sürekli arıyor, taciz ediyor, rahatsız ediyor. Veya sizi sokakta takip ediyor, biz buna ısrarlı takip diyoruz. Ve bu bizim 6284 sayılı kanunumuzda vardı ama ayrı bir ceza maddesi değildi. Bu Türk Ceza Kanunu’na ayrı bir madde olarak geliyor ve suçu daha ağırlaştırılmış olacak. Adalet Bakanlığımız çalışmalarını yapıyor, İçişleri Bakanlığımız, yapıyor. Biz de mecliste komisyon olarak çalışıyoruz. Kadınlarımız müsterih olsunlar, inşallah hep birlikte siyaset üstü mesele olarak samimiyet ve gayretle, işte kendi vekillerimiz eşlerine şiddet uygularken, başımızı kuma gömmeyeceğiz, samimi olup bu meseleyi çözeceğimize inanıyorum.” 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

—————————

-Sokaklardaki vatandaş detaylar

-Fatma Aksal’dan detay

-Aksal ile röp.

-Çalışma odasından detay

-Sokakta yürüyen vatandaş

Haber-Kamera: Ali Can ZERAY-Resul ORUÇOĞLU/EDİRNE,(DHA)

Exit mobile version