İSTANBUL, (DHA) – Üniversite giriş sınavına (YKS) çok az bir zaman kaldığını ve adayların yaşadıkları korku ve kaygının arttığını vurgulayan İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gülhan Gökçe Ceran Yıldırım, “Yoğun geçen bir çalışma sürecinin sonunda sınava çok az zaman kaldı. Her adayın ilk defa deneyimlediği zorlu zamanlardan geçtik, geçiyoruz. Her koşula uyum sağlayabilecek güce sahip olduğumuzdan eminim, adayların hepsi tüm bu olumsuz koşullara rağmen üzerlerine düşeni yapmaya çalıştılar. Bütün adayların zor bir süreçten geçtiği ortada fakat şu zamana kadar verdikleri emeğin boşa gitmemesi için yaşadıkları kaygıyı bir tarafa bırakıp hızlıca toparlanmaları ve sınava odaklanmaları gerek” dedi.
‘’YOĞUN KAYGI BAŞARINIZI ENGELLER’’
Korku ve kaygı arasındaki farkın altını çizen Yıldırım, “Korku ve kaygı birbirine eş kavramlar gibi görülse de birbirinden oldukça farklı anlamlar içermektedir. Korku, hayat bütünlüğü tehdit altında olan her insanın anormal olan duruma verdiği normal bir tepkiyken; kaygı, henüz gerçekleşmemiş olayın olası olumsuz senaryoları düşünülerek duyumsanan çok da yararlı olmayan bir çıktıdır. Az miktarda kaygı sizi harekete geçirmek için işe yarar bir unsurdur. Ancak yoğun kaygı maalesef potansiyelinizi üst seviyede kullanmanıza engel olarak kapasitenizi sınırlandırır. Başarınızı engeller. Yaşamda tekrarı/alternatifi olabilecek her şey insanın şanslı yaşam deneyimleri arasındadır ve tekrarı olabilen her konuda olumsuzluk dahi söz konusu olsa, bunun ‘bir son olmadığı’ muhakkak hatırlanmalıdır” diye konuştu.
Kalan kısa sürenin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine de değinen İstanbul Rumeli Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Gülhan Gökçe Ceran Yıldırım, “Sınavın bir maraton olduğunu unutmamalı ve son bir aya kadar netlerinizde artış olmadıysa dahi çalışmayı kesinlikle bırakmamalısınız. Çünkü son bir ay sınav sürecinde yükseliş devridir. Bu noktada pes etmeyip kararlı olanlar kazanacaklardır” ifadelerini kullandı.
“GÜNLÜK ÇALIŞMA TEMPONUZU ARTIRIN”
‘YKS sınavına kalan bu kısa sürede nasıl çalışılması gerektiğini açıklayan Yıldırım şu şekilde konuştu:
“Sınava az bir zaman kaldığı için günlük çalışma saatinizi ve temponuzu artırmanız gerek. Öncelikle anladığınız konulara daha çok yönelin. Yani yıl boyunca gayret göstermenize rağmen yapamadığınız konular varsa eleyin. Tam öğrenilmeyen konularınızı tekrar edin. Tekrar yaparken, deneme sınavlarında eksik yaptığınız konuları belirleyin ve bu konuların sınavlarda çıkma oranlarına bakın. Eğer sınavda çok çıkan konuları öncelikli olarak bitirirseniz kısa sürede sınav sonuçlarında daha fazla net yapma şansınız olur.”
Bolca deneme sınavları çözmenin yararlı olacağını da belirten Dr. Öğr. Üyesi Gülhan Gökçe Ceran Yıldırım, “Ağırlıklı olarak genel tekrar testleri ve deneme sınavları üzerine yoğunlaşın. Özellikle geçmiş yıllarda çıkmış soruları çözmenizin size fazlasıyla yararı olacaktır. Deneme sonuçlarınız bazen iyi bazen kötü olabilir, karamsarlığa kapılmayın. Yanlış yaptığınız her sorunun çözümünü mutlaka öğrenin” dedi.
“GERÇEK SINAV SÜRESİNİ BAZ ALARAK HAZIRLANIN”
Zaman probleminin önüne geçmenin mümkün ve önemli olduğunu ifade eden Yıldırım sözlerine şöyle devam etti:
“Öncelikle deneme sınavı çözerken gerçek sınav sürelerini baz alın. Sınavda o süre boyunca yerinizden kalkmayacağınız için, deneme sınavı çözerken de sınav süresince sabit kalın. Gün içerisinde aynı zaman diliminde yapılan davranışlar alışkanlık haline gelmektedir. Uyuma, uyanma, yeme-içme alışkanlıkları gibi. Sınava kadar olan sürede bu alışkanlıkları sınav anına uyarlamakta fayda vardır. Örneğin; sınav sabahı kaçta kalkılacaksa şimdiden o saatte uyanmak, kahvaltı yapmak, sınav anında çay kahve içilemeyeceği için sınav saati olan zaman diliminde şimdiden çay kahve içmemek gibi.”