Turgay Demir: Size futbola girmeye kim vesile oldu?
Nihat ÖZDEMİR: Bu işe herkes beni Fenerbahçe ile başladım diye bilirler. Ben bu işe Ankara’da Ankaragücü ile başladım. İlk yönetim kurulu üyeliğim başkan yardımcılığım Ankaragücü ile başlar. Ankaragücü o zaman kulüp başkanı ayrılmış (Sayın Nurettin Çarmıklı) Fatih Terim hoca, onla ayrılmışlar beraber ve Ankaragücü ortada kalmış. Gerçekten Ankaragücü Ankara’nın önemli futbol kulüplerinden bir tanesidir. O zaman bütün Ankara’nın ileri gelenleri bu işten anlayanlar ve bu işe heves edenler bu Ankaragücü böyle sahipsiz kalamaz dediler. Neden bu kadar Ankara’da iş adamı varken, ki o zamanlar Ankara’da müteahhitlik de çok belirgin olan bir şehrimizdi. Dolayısıyla buradaki iş adamlarından çoğunluğu müteahhit olan iş adamları niye buraya sahip çıkmıyorlar diye kamuoyunda önemli derecede bir baskı oldu. Bir iki aradaş yan yana gelerek ya gelelim bu Ankaragücü’ne bir sahip olalım yönetici olalım diye bir fikir geliştirdiler. O zamanlar tabi MKE Ankaragücü, MKE’nin de genel müdürü sayın Adnan İğnebekçili idi. Çok kıymetli bir bürokrat sonra da özel sektörede görevler aldı. Sonra da bir araya geldik 7-8 iş adamı, Mehmet Nazif Günal başta olmak üzere, ben ve birkaç iş adamımız dahil bir araya geldik. Adnan İğnebekçili’yi kulüp başkanı yaparak bu işe başladık. Hoca yok, borçlar var, mali durumu kötü, futbolcu yok. Ne yaptık biz? İnsanlar bize referans oldular ve bizim de aklımız sayın Samet Aybaba’yı teknik direktör yapmaya karar verdik. Samet’in ilk teknik direktörlüğü de Ankaragücü’dür. Hiç unutmuyorum Sinan Engin’i de transfer ettik. Sinan Engin de gelirken bizim kulübe şöhreti pek iyi değildi. Kuşadası’ndan transfer ettik. Orada yönetim kurulu üyeleriyle bazı problemleri olmuş ciddi problemler. Bunları bilmemize rağmen, Sinan Engin’i de transfer ederek iyi bir takım kurduk. Sabotiç diye bir santrafor bulmuştuk. Ondan sonra takım toparlandı. Ligde orta sıralarda yer aldı. Ama hiç unutmuyorum Türkiye Kupası’nda finale kaldık. Finali de İzmir’de Galatasaray ile oynadık. Nasıl oynuyor bizim çocuklarımız, Galatasaray’ı yendik yeneceğiz. Fakat 67 veya 68’inci dakikada, Galatasaray tabi o zamanlar yine güçlü, geldi bir gol attılar 1-0 ve o maçı da kaybettik. Bu benim futbol hayatıma başlangıcımdır. Sonra Mehmet Nazif Günal bey ile beraber, sayın Ali Şen’in Fenerbahçe’ye el koyma hikayesi vardır. Bodrum’dan dedi ki Fenerbahçe’ye el koymaya geliyorum. Ve o sırada gelirken, tabi yanına bir tarafına sayın rahmetli Şadan Kalkavan, diğer tarafına Vefa Küçük’ü almış. Ve yönetim kurulu kurulurken, Şadan abi de Nazif Günal ile beni davet etti. O zaman Ankaragücü’ndan ayrılmıştık. Ankara’dan Nazif Günal, ben ve Yavuz Kayral geldik ve Fenerbahçe yönetim kuruluna girdik. Ama şimdi de söylüyorum. Bir çok dönemde sayın Aziz Yıldırım ile de çalıştım. Fenerbahçe’nin kurmuş olduğu en iyi en güçlü yönetim kuruludur. Sağında rahmetli Şadan abi oturur, solunda Vefa Küçük, Orhan Keçeli, Mehmet Ali Aydınlar, ben, Yavuz Kayral, Selim abi, ve iyi bir transfer yaptık Dünya şampiyonu Brezilya olmuştu o sene, hocası Parreira’yı getirdik. Takımı Brezilya’ya sezon açılışına götürdük. Boliç’i gittik, Gaziantep’ten aldık. Fenerbahçe geldi o sene son maçta 2-1 Trabzon galibiyetiyle şampiyon oldu. Benim futbol hayatına başlayaşım budur.
Herkes Sizi Fenerbahçeli olarak görüyor ama Fenerbahçeliler de başkan hiç bizim takımdan değil gibi görüyorlar.Bu duruma ne dersiniz?
Nihat ÖZDEMİR: Valla ne olursa olsun, Real Madrid ya da barcelona yönetiminden gelseydim, eğer Futbol Federasyonu Başkanı olmuşsanız herkesi memnun edecek bir kararı alıp uygulamak mümkün değil. Hangi kararı alırsanız alın, bir grup memnun olur bir grup memnun olmaz. Diyelim ki hiç bir şey yok. 21 kulüp var. Dedik ki, her bir kulübe 10’ar milyon dolar para aktaracağız. Aktaralım. Yine kavga başlar. Niye ben 10 alıyorum, benim daha az benim daha fazla. Ama benim gördüğüm kadarıyla, zaten 4 sene de sayın Yıldırım Demirören’in yardımcılığını yaptım. Tesislere bakıyordum. Tabi müteahhit olduğum için, federasyonun yaptığı inşaatlara bakıyordum. O zaman da gördüğüm gibi, şimdi de gördüm. Sıkıntılı zamanlar da dahil hangi karar alınırsa alınsın, bir kesim memnun bir kesim değil.
Turgay Demir: Demirören de ceketini çıkarmış mıydı?
Nihat ÖZDEMİR: O zaman da sorabilirsiniz, bugün de yarın da alacağız karar da ben Fenerbahçeli’yim ona sepatim var, şuna var diye hiç bir zaman düşünmedim. Sayın Demirören de öyle idi. O zamanki yönetim kurulu üyelerimiz de şimdi de bizim yönetmimiz, hepsi doğru karar almanın uğraşısı içindeler.
Emre BOL: Daha önce pandemi gibi birşey olmadı. Zor bir dönemde görevdesiniz.
Nihat ÖZDEMİR: Sayın Mehmet Ali Aydınlar’ın dönemi de zordu. Sayın Demirören’in ilk dönemi de zordu. Ama bizim bu dönemimizde gerçekten çok sıkıntılı bir dönemde biz göreve geldik. Belki bin yılda rastlanmayacak, ekonomik sıkıntı 5-10 senede bir olur ama pandemi olayı belki bin yılda bir rastlanacak boyutlarda bir olayı yaşayacağını tahmin edemeyeceği bir olayı maalesef yaşıyoruz.
Turgay DEMİR: Ligin ilk yarısı bitti. Bir değerlendir yapar mısınız?
Nihat ÖZDEMİR: Bu dönemin ilk yarısı değil bence geçen dönemden başlamamız lazım. Mart ayından sonra iki buçuk aya yakın zaman liglere ara verdik. Sonra haziran ayında başlamaya karar verdik. Önemli maçlarımız kalmıştı. Ve Ligi de oyanarak tamamlamak istiyorduk. Burada bütün başkanlara, teknik direktörlere ve futbolcu arkadaşlarımıza gerçekten yürekten teşekkür ediyorum. Onlar da inandılar ligin tamamlanacağına biz de inandık. Birçok kişi lig oynanmaz, tamamlanamaz gibi lafları çok duyduk. Buna rağmen biz ligi geçen sene oynarak tamamladık ve ligin sıralamasını oynayarak son noktayı koyduk. Ve bunu hem PTT 1. Lig’de, 2 ve 3’üncü lig de ve onun play off maçlarında oyanayarak liglerdeki sıralamayı tespit ettik. Geldik bu yıla. Bir defa bu yıl tabi, küme düşmeyi kaldırdık. Yalnız Süper Lig’den değil, 1, 2 ve 3’üncü liglerden kaldırdık.
Turgay DEMİR: Küme düşme kaldırılmasını bütün kulüpler istedi mi?
Nihat ÖZDEMİR: 21 kulüp dahil yani, 18 kulüp vardı üç kulüp de çıkmıştı. 21 kulüp iştirak ettiği bir toplantı yaptık. Yönetim kurulunun da çoğu vardı. Hepsi tek tek, 21 kulüp de bu sene pandemi dolayısıyla, kulüpler gerektiği parayı alamadılar, yayıncı kuruluştan sıkıntı oldu şu bu… mesela Yeni Malatyaspor çok önemli futbolcum gitti İspanya’ya covid oldu gelmedi. Ben bunun yerine futbolcu koyamazdım. Çok problemli olan futbolcular oldu. Bunları telafi edemeyiz dediler. 21 kulüp de ligden düşürülme kaldırılsın diye oy verdi. Oy birliği ile. Bir tek kulüp dahi karşı gelmedi. Seneye bunun devam etmeyeceğini de söyledik. Eğer öyle olursa seneye üç takım daha gelecek 24, sonra üç daha gelecek 27. Bu ligler oynanamaz halde olur. 21’i bile oynatıncaya kadar neler çektiğimizi bir Allah bilir. 21 takımlı sezonun bu hafta 21 maç haftası oynadık. Her bir takım 20 maç oynadı. İki hafta da hafta arası oynadık. Türkiye kupaları var, Şampiyonlar Ligi, Avrupa Ligi oynayan var ön eleme oynayan var. Geç başladık. Sezonun işte ilk yarısını bu hafta bitirdik. Hiç ara vermeden ikinciye başlıyoruz.
Turgay DEMİR: Pişman mısınız düşme kaldırıldığı için?
Nihat ÖZDEMİR: Hayır pişman değilim. Kulüplerin durumunu, iç yapılarını, mali yapılarını bildiğim için, bu yıl pandemiyle bir daha dünyada rastlanmayacak bir olaydır. Bunu yapmak durumunda kaldığımız için memnunum. Bakıyorum yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımdan hiçbiri bu karardan üzüntü duymuyor. Gereği böyle idi, yaptık. Kulüpler de öyle. Tabi gelirlerinde bir düşme oldu. Ama elimizden geldikçe şimdi bu gelirdeki düşmeleri nasıl azaltırız bir çalışmalar içerisine girdik. İnşallah da bu başarılı olacağız. Ama aldığımız karardan memnunuz. Sıkı bir ve çok maçlı bir sezon geçiriyoruz. Evet taraftar çok önemli, ama iyi maçlar oluyor. Deplasmandaki takımlar galibiyet için oynuyorlar. Seyircisiz maç olduğu için her takım, gidip rahat oynayabiliyor. Hakemler de rahatladı seyirci yok. Ama hepsi diyorlarki, hakemler, futbolcular ve teknik direktörler taraftarı özlemiş durumdalar. Hakemler dahil. Hakemler bile taraftarsız maçın iyi olduğunu söylemiyorlar. Çünkü onlarında düşüncesi taraftar, kendilerini motive ediyor. Çünkü, sahadaki bağrışmalar çok duyuluyor. Tribünden yöneticilerin serzenişleri duyuluyor. Tabi bunun yerine taraftarın komple bir ses çıkarması da hakemi maç idaresinde motive etmesi yönünden farklı bir özelliktir diye düşünüyorum.
Emre BOL: hakem performanslarını nasıl buluyorsunuz? VAR’ın kullanımı nasıl?
Nihat ÖZDEMİR: Bu iş yalnız Türkiye’de mi var? Futbolun beşiği Premier Lig’in oynandığı İngiltere, İskoçya, İspanya, Fransa, Almanya, İtalya her yerde bu hakem olayları ‘Var’ olayları konuşuluyor. Çünkü netice olarak, bir olay var, karar verici insanlar. Her aldığı karar hakemin veya ‘Var’ ın aldığı karar tartışmaya açık. ‘Var’ ı ben ikiye ayırıyorum. İlki ofsayt kararları. Bakıyorum maçları izlerken, ofsayt kararı ile ilgili kimse birşey itiraz etmiyor. Çünkü işin içine matematik girmiş. Çizgiyi çiziyor, diyor ki 2 cm-4 cm ofsayt. Onu bile diyebilecek nitelikte ölçü var. Kimsenin de itirazı yok. Bu hafta Beşiktaş bir gol attı iptal ofsayt. Bir gol daha attı yine ofsayt. Bakıyorum ne teknik direktör, ne futbolcular da bu kararalara tepki yok. Neye tepki var? Penaltı kararlarına. Ele çarptı çarpmadı. Penaltı mı değil mi? Dün akşamki mesela Trabzon’un 5’inci 6’ncı dakikasındaki Başakşehir’in eline çarpan top gibi tartışmaya açık. Onlar ele değmeler, fauller ya da kırmızı kart olaylarında bunlar gerçekten tartışmaya açık. Ama o yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada bu var. Ben neyi istiyorum.’Var’daki standartları iyi ortaya koymak ve uygulamada farklılık yaratmamak lazım. Bir maçta ‘var’ın kararı varsa aynı olay, diğer bir maçta aynı olay olduğu zaman ‘var’ müdahale etmediğinde kamuoyunda bu çok tepki alıyor. Dün akşam, niye ‘var’ müdahale etmedi. Niye ‘var’daki arkadaşımız defalarca görmesine rağmen, çünkü hakem belki saniyenin onda birinde bir karar veriyor. Yoluna devam ediyor. Ama ‘var’daki arkadaşlarımız bunu defalarca ekrandan görebiliyorlar. Ama neden ekrana çağırmadı uyarmadı diye bir tartışma var. Ama genelde ben birkaç maçımızda problemler oldu. Olması da normal. Biz ilk yarıda 21 hafta oynadık. Her hafta 10 maçtan 210 maç. Bu maçlarda belki 5-6 maçta bazı böyle problemler yaşandı. Ben bunları normal görüyorum. MHK ve hakemlerin ilk yarıdaki performansını beğeniyorum. İnşallah bunun daha iyisini ‘nci yarıda yaparlarsa hak eden kimse şampiyonluğu ligden düşecek kimlerse onlar da hak edecek şekilde maçların neticelerine çok hakem hatası olmadan bu maçların neticesi belli olsun.
Emre BOL: ‘Var’ odası biraz daha şeffaflaşabilir mi?
Nihat ÖZDEMİR: Ben de merak ediyorum. Esasında benim gidip ‘Var’ odasını dinlemeye yetkim var. Ama bugüne kadar gitmedim. Ama MHK başkanımız, lüzum gördüğü takdirde gidip ‘Var’daki dinlemeleri konuşmaları dinleyebiliyor. Birkaç defa Serdar Tatlı, her hafta maçlar bittikten sonra beni ziyarete gelir. O haftadaki maçların irdelemesini bana yapar. İşte gittim oradaki ‘var’ odasında bu konuşmaları dinledim. Bana bir rapor verip yolumuza devam ediyoruz. Ama ‘var’odasında biz de bunu tartıştık aramızda. Bu gün değil sayın Demirören döneminde başladı biliyorsunuz ‘Var’. Bu sen 3’üncü yılımız ama ilk yılımız benimde yönetim kurulu üyesi olduğum dönemde bu karar alındı. O zaman da bu tartışıldı. Acaba ‘var’ daki konuşmaları kamuoyuna açıklayalım mı? Bunun daha çok polemik yaratacağını Daha çok bu işlerin konuşulacağını düşündüğümüz için, UEFA’nın da bu konuda tavsiyesi var. Hollanda’da heralde bunun farklı bir uygulamasını yapmışlar ama, o da bir iki maç gibi. Büyük maçlarda o da müracaat olursa. Yani ne Premier Lig’de, ne Almanya’da böyle bir uygulama yok. Biz de doğru olduğuna inanmıyoruz. Bu şekilde devam etmeli. Bizim kurmuş olduğumuz ‘var’ sistemi, UEFA’nın da takdirini kazanan bir sistem. Başında, hakemliğinden bilen ilgilenen matematiği bilen şunu bilen, çok iyi bir arkadaşımız var. Ben ‘var’ ekibimizin başındaki grup ile, MHK’nin bu sistemdeki yerini ve etkisini beğeniyorum. ‘Var’ sistemimiz de çok iyi. UEFA bizi bazı yerlerde örnek gösteriyor. Avrupa Futbol Şampiyonası oyananacak. Bütün hakemler İstanbul’da kalacaklar. Rusya’da maç mı var kalkacak buradan gidecek Rusya’ya maçı oynayacak dönecek tekrar Türkiye’ye. Antrenmanlarını yapacak. Bütün otel rezervasyonları hazır. Antrenman yapacak hakemlerin hepsinin nerede antrenman yapacağı belli. Yani Türk hakemliği bugün belki siz beğenmiyorsunuz ama, Türk hakemlerinin yeri bugün Avrupa’da farklı diyebilirim. Cüneyt Çakır son on yılın dünyadaki en iyi 2’nci hakemi seçildi. Şu anda Türkiye’den üç elit hakemimiz var. Cüneyt Çakır, Ali Palabıyık ve Halil Umut Meler. Biz bu sayının daha artmasını istiyoruz. Bizim MHK’nin bir özelliği gençlere çok önem veriyor. Çok iyi hakemler yetişiyor. Ama kamuoyu tabi her hafta sonu her maç sonrası bunu tabi çok gündem yapıyorlar hakem kararlarını. Ben bunu normal görüyorum. Çünkü Türkiye’nin bizim bütün kanallarımızdan hepsinde spor kanalları var. Spor kanallarında bulunan arkadaşlarımız ve eski futbolcularımız, yazarlarımız, eski hakemlerimiz bulunuyor. Bunlar da tabi buna yorum katıyorlar ama ben bir tek birşey istiyorum. Bu akşam saat 10’da bizim Barış Şimşek ‘Var’ın başında bulunan arkadaşımız, bugün çıkacak ve son kararlar, uygulamalar, örnekleriyle, bunları anlatacak. Bunların ben daha çok yapılmasından tarafım. Herkes birşeylerini öğrenmesi lazım ki, ‘Var’ kararlarını irdeleyelim.
Emre BOL: Hakemlerle ilgili bir ödül ceza sistemi, yolları ayırmak gibi bir düşünce var mı?
Nihat ÖZDEMİR: O da var. Ama onları sizler de hissetmiyorsunuz belki. Zaten çok az maç alıyorsa, zaten önemli derecede puanı düşüyor. Belki kategori düşme durumuna gelebiliyor. Veya yeni dönemlerde hiç görev vermeden kendisinin işine son verilebiliyor. Bunun bazı geçmişte uygulamaları oldu. Sonra yaş sınırında hiç ödün vermiyoruz. Diyoruz ki 47’ye hangi hakemimiz gelirse gelsin, biz bunu sonlandırmak istiyoruz. Fırat Aydınus’un bu sene son senesi. Çok kıymetli bir hakem ama biz istiyoruz ki gençlerin önünü açalım. Sayın Serdar Tatlı da bu konuda ço kararlı. Zekeriya başkanın da hakkını yemeyelim, o başlattı, şimdi Serdar Tatlı bu işe devam ediyor.
Turgay DEMİR: Covid nedeniyle maçları erteleme kararını iptal edip hükmen yenilgi kararı aldınız neden?
Nihat ÖZDEMİR: İlk yarı raporu vereyim. Birinci yarı bitti. Hem Süper Lig’de TFF 1’inci ligde, Misli com 2 ve 3’te ligleri bitirdik. Kaç maç erteledik. Süper Lig’de sadece 2 maç erteledik. O da Hatay’ın. TFF 1’inci ligde sadece 11 maç erteledik. 2’nci ligde 29 maç erteledik. 3’üncü ligde 30 maç erteledik. Hepsini de bitirdik. Şu anda eksik maç yok. Ama ertelediğimiz zaman oynayacağımız haftalar vardı. Süper Lig’de kaç maç oynamışız. 21 hafta 10 maç yaparsan 210 maç yapmışız. Sadece iki maç. Çok büyük başarı. Şimdi 2’nci yarıya başlarken, maçı ertelediğimiz zaman maçı oynatacak yer yok. Çünkü 16 Mayıs’ta bunu bitirmek zorundayız. Avrupa Şampiyonası’na kampa alacak takımı Şenol hocamız. İmkanımız yok. Dedik ki esame listemiz 30’du 35 yapalım. Eskiden 14 oyuncu altına düşerse maçı erteliyorduk bunu 9’a çekelim. 9 kişiniz varsa, çıkıp maçı oynayabilirsiniz. 2000 yılından bu yana doğmuş bütün amatör ve genç takımlarında ne kadar oyuncunuz varsa covid testi yapmak şartıyla alıp kadronuza oynatabilirsiniz. Onun için ertelemeyi kabul etmiyoruz. Buna rağmen hepsini yaptım 9’dan az oyuncum var, o zaman 3-0 yaparız, yolumuza devam ederiz. Çünkü erteleyecek yerimiz yok. Kulüplerimizden buna itiraz eden olmadı. En son birşey daha yaptık. 14 yabancıdan 16 yabancıya yükselttik. Bu Mayıs’a kadar seneye yok. Beşiktaş’ta 14’ün üzerinde 4 yabancı var ve FIFA’dan oynatmadılar diye önemli derecede ceza dosyalarının geleceğini bize ifade ettiler. Bir kulübün işini biz halledemeyiz dedik. Onun gibi birkaç kulüp daha var. Yani 14’ün üzerinde olan birkaç kulübümüz var. Altında olan kulüplerimiz de var. Yine Kulüpler Birliği toplandık. 21 kulübün tamamı 14’ün 16 olmasını bizden talep ettiler. Olmasaydı, FIFA’dan bazı kulüplerimiz 10 milyon, 5 Milyon, 12 Milyon Euro gibi cezalar gelecekti. Bu para Türkiye Cumhuriyeti’nin parası. Bazı yazarlarımız bunu anlayamadılar. Bu federasyon geldi yabancı sayısını azaltacağına artırıyor. Kardeşim pandemi dönemindeyiz. Bu oyuncuları satamıyor. Orada duracağına, çünkü oynatamazsa gidiyor FIFA’ya Beşiktaş veya Fenerbahçe beni futbol oynatmayıp futbol hayatımı köreltiyor diye dava açıyor. Tazminat istiyor ve kazanıyor. FIFA aldığı kararlarda futbolcunun yanında. Büyük cezalar geliyor. Tabi nunları düşünmeyen arkadaşlarımız, çıkıp televizyon ekranlarında bizim bu almış olduğumuz kararları, küçümsüyorlar hakaret ediyorlar, olay bu. Biz bunlara cevap vermeyiz. Ben her hafta sonu yayıncı kuruluşu çağırıp hepsine cevap verebilirim. Kulüp başkanlarına da cevap verebilirim. Köşe yazarları, yorumculara da hakem kararlarına olan itiraza da cevap verebilirim. Ama hiçbir zaman polemiğin içinde bulunmak istemiyoruz. Biz işimizi yapmak için biraraya geldik ve sanal medyada şu yazılmış bu yazılmış bunlara hiçbir zaman bakmayız. Biz doğru karar alıp bu Türk futbolunu yürütmeye götürmeye çalışıyoruz.
TURGAY DEMİR: SAYIN BAŞKAN MARTTAN İTİBAREN SEYİRCİLİ OLMA İHTİMALİ VAR GİBİ BİR LAFINIZ VARDI OLABİLİR Mİ ? OLDU DİYELİM NASIL OLACAK. KAPASİTE NASIL OLACAK ? ŞAMPİYONLAR LİGİ FİNALİ İSTANBUL’DA SEYİRCİLİ Mİ OLACAK? HED KODLARIYLA MI YOKSA AŞI KONTROLLERİYLE Mİ SEYİRCİLER ALINACAK
Nihat ÖZDEMİR: Bu sorduğunuz sorularının hepsinin cevabının ne olacağı pandeminin Türkiye’deki gelişimine bağlı. Sonra bu işte biz karar alıcı tek taraf değiliz. Bu işte çünkü insan sağlığı önemli, sporcu sağlığı önemli ve bu hastalığın ciddi bir hastalık olduğunun bazı kimselerde çok ciddi etkiler bıraktığını görüyoruz. Kimi adam kimi insan hiçbir şey olmadan bunu atlatabiliyor. Ben yaşadım gayet iyi geçirdim ama öyle arkadaşlarım var ki çok ağır geçiren insanlar var. Spor camiasında , kulüp başkanlarımız içinde çok ağır geçirenler var. İkinciye yakalananlar var ikinci dalgayla beraber covid pozitife dönenler var.
TURGAY DEMİR: Başkanım covid izin verirse neler yapabiliriz?
-Onun için sağlık bakanlığının vereceği bir karardan ayrı bir karar almamız TFF olarak mümkün değil. Türkiye’de sağlık bakanlığının bilim kurulu var ve sağlık bakanlığı var. Bizim tarafta TFF’de de bir bizim bir sağlık kurulumuz var, başkanı sayın Prof. Dr. Ömer Taşer. Onun da bir sağlık kurulu var onun içinde çalışan bir pandemi kurulu var. Bu alacağımız karar sağlık bakanlığı ve bizim sağlık kurulunun alacağı karardan ayrı bir karar olamaz. Hedefimiz ümit ediyorum ki pandemideki rakamlar gayet iyi gidiyor. İstenen seviyeye geldi diyelim aşı olayı başladı sayılarda geliyor sayın Cumhurbaşkanımızın da açıklaması var. Buradaki bu aşı sayısını her geçen gün arttıracağız diyor. Aşı sayısı da belirli bir rakama ulaşırsa günlük vaka sayısılarıda çok düşerse restoranlar açılırsa cafeler oteller normal hayata dönüş başlarsa biz de seyircili futbol maçları oynatmak istiyoruz. Bunu belirli bir orana yapmamız gerekili. Yani bir sahanın,trübünün kapasitesinin belirli bir oranda kullanılması karar verilir. %20 olur 30 olur 35 olur. Misafir takımın kullanacağı bir stadyumda 2500 kişi ise ben burada %10 almışsam karar 250 kişi gelecek, %30 karar almışsam 750 kişi gelecek. Yani biz bir stadyumun kapasitesinin oranını belli edeceğiz.
Emre BOL: İlk yarı maçlar seyircisiz oynandı seyircili oynama kararı haksızlık yaratmaz mı?
Nihat ÖZDEMİR: Bunu biz yapmadık ki. Yarı yarıya olması mümkün değil. Bunu yine Kulüpler Birliği ile konuşup görüşürüz. Misafir takımın tribünü doldurduğu genelde derbilerde oluyor. Biz bunları oturup konuşuruz Kulüpler Birliği ile, zaten yeni başkan da seçilecek. Otururuz böyle bir duruma geldiğimiz zaman nasıl bir uygulama yapacağımızı tartışırız. Sizler de güzel bir noktaya temas ettiniz. Biz her zaman gösterilen yollara tartışmaya hazırız. Aramızda tartışırız doğru yolu buluruz. Onların da evet dediği bir modeli biz burada uygularız. Şimdi gelelim Şampiyonlar Ligi maçına. Mayıs ayında final Olimpiyat Stadı’nda oynanacak. Zemin çok güzel, aydınlatma mükemmel, rüzgar tünelleri inanılmaz. Ben sahanın içine kadar girdim kupa vermek üzere. Gerçekten rüzgar panelleri başarılı olmuş. Bunu yapan yönetim kurulu üyemiz Nuri Akın’a çok teşekkür ederim. Çok mesai verdi. Çok uğraştı iyi bir proje geliştirdiler. Bunu da bitirdik ve dün sahada bu kadar kuvvetli rüzgar olmasına rağmen, mutlaka futbolcular hissetmiştir ama minimum seviyede hissettiler. Şampiyonlar Ligi maçında UEFA ne düşünüyor? UEFA, inşallah pandemi iyi giderse finali minimum yüzde 50 kapasitede oynatmak istiyor. Başka bir konuda Mart ayında bizim oynayacağımız 2022 Katar finalleri için elemeler başlıyor. İlk maçımız da Hollanda ile. Maçı Telekom Arena’daoynayacağız. Ben Allah’a dua ediyorum ki bu maçı seyircili oynayabilelim. Yani takımlarımız bunu isterken ben de istiyorum. Milli takımımız için, Hollanda maçında benim seyirci desteğine çok ihtiyacım var. Sağlık Bakanlığı ile sürekli görüşüyoruz, Ömer Taşer bu işe çok önem veriyor, görüşmeler yapıyor başarılı olursak, Mart ayının başından ya da ortasından itibaren seyircili oynayabiliriz. Ama insan sağlığı sporcu sağlığı önemli.
Emre BOL: Yayıncı kuruluşta yapılan hatalar, Fenerbahçe ile yaşanan krizi nasıl görüyorsunuz?
Nihat ÖZDEMİR: İki hafta evvel Kulüpler Birliği ile bir toplantı yaptık. Ben açılış konuşmasında, toplantının esas amacı geçirdiğimiz 2020 yılını değerlendirmek 2021’de neler yapabileceğimizi değerlendirmekti. Yabancı kuralı orada alındı. Kulüplerin birçoğu Euro kurunu 8.15’te sabit tutmak istediler. Biz normal kurun işlemesi gerektiğine inanmıştık. Arkadaşları dinledik, bunu uygun görmedik kuru 8.15 değil normal kur olarak devam etmesi kararını aldık. Bu konuşmamda BEİN Sports ile Fenerbahçe’nin arasındaki sürtüşmenin artık sonlanması gerektiğine inandım ve bunu ifade ettim. Çünkü Fenerbahçe haklı bir tepki koydu. Çünkü ses efektinde gerçekten atlanılmış bir kötü niyetin olduğuna inanmıyorum. Çünkü, neden? BEIN Sports yetkilileri diyor ki bir numaralı müşteri portföyümüz Fenerbahçe taraftarı. İddiaya göre Galatasaray taraftarı Fenerbahçe’den fazlaymış az birşey olsa ama BEIN Sports üyelikleri açısından Fenerbahçe önde. Sizin en önde olan üyelerinizin bulunduğu bir kesime siz böyle bir ses efektinde Fenerbahçe’ye hakaret edecek bir efekt yapar mısınız? Sayın Ali Koç bundan(içerideki karşıt bir yapılanmadan) şüpheleniyor. Haklı olabilir, olmayabilir.
Turgay DEMİR: Ali Koç’u kim ikna edebilir?
Nihat ÖZDEMİR: Şu anda görüşmeler devam ediyor. Zaten Fenerbahçe’nin bu tepkisine BEIN anında yanıt verdi. Özür diledi. Aynı gün biz TFF olarak mektup yazdık. Böyle birşeyin bir daha olmamasını ifade ettik. Kendileri de bize hemen cevap yazıp ‘Evet böyle bir hata olmuştur. Bir daha böyle birşey olmayacaktır.’ dediler. Rashed bey diye bir yeni arkadaşımız CEO olarak BEIN Sports’a geldi. Şu anda duyduğum kadarıyla, görüşmeler devam ediyor. Tahmin ediyorum en kısa zamanda sayın Ali Koç ile BEIN Sports yetkilileri biraraya gelecekler ve bu aradaki soğukluğu bu aradaki soğuk savaşı diyeyim sonlandırmaları gerektiğine ben inanıyorum. Fenerbahçe gerekli tepkiyi koymuştur. Artık yeter. Bakınca haklıdır da. Ama bunun da hata olduğunu kabul edip özür dileyen de BEIN Sports tarafıdır. Saat 19:05’te dilemesini ben tesadüf olarak görüyorum. Ama siz bir mesaj olarak görüyorsanız saygı duyarım. Onun da bir tesadüf olduğuna inanıyorum. En kısa zamanda bu işin sonlanması gerektiğini, iki tarafın da bu düşünce olduğunu ve sonlandıracaklarına inanıyorum. Yayıncı kuruluşun bazı düzenlemeler yaptığını ben biliyorum. Bunu da görecek Fenerbahçe yönetimi ve bu sürtüşmenin biteceğine inanıyorum.
Emre BOL: Yayıncı kuruluşun geleceği ne olacak?
Nihat ÖZDEMİR: 2021-22 yılının sonunda BEIN Sports ile 5 yıllık anlaşmamızın son senesi. Bu senenin yarısını bitirdik. Bir yarısı daha var. Artı 1 sezon daha var. Bizim sözleşmemize göre bu senenin Mayıs ayı ile Aralık ayı arasında, biz yeni yayın ihalesine çıkmak durumundayız. 2022-23’ten başlamak üzere yeni yayın ihalesine çıkmak durumundayız. Hazırlıklara başladık. En kısa zamanda bunu bitirip Mayıs ayında ilan etmeyi düşünüyoruz ve yeni yayıncı kuruluşumuzu tespit etmek için Mayıs ile Aralık arasında ihalemizi yapacağız. İhale komisyonunu tespit edeceğiz. Bunlar şartnameleri hazırlayacaklar ve ihaleye çıkacağız. Tahmin ediyorum ki bu kadar büyük yatırım yapmış ve Digiturk’ün önemli bir lokomotifi futboldur. Sadece Türk futbolu değil. Şampiyonlar Ligi, Euroleague, tenis turnuvaları, Avrupa’daki bazı ülkelerin milli maçları onlarda gerçekten BEIN Sports spor anlamında spor yayıncılığı anlamında çok büyük bir kuruluş. 82 ülkede yayın yapıyorlar. Türkiye 83 milyon nüfusuyla futbola çok iligili bir ülke. Kendilerinin ben buradan çıkmak isteyeceklerini düşünmüyorum. Oldu da çıkarlarsa yeni talipler var. Bize devamlı gelip giden yeni ihale olursa ki olacak, çalışanlar hazırlananlar var olduğunu biliyorum. İsimlerini, grupları biliyorum. Rakamlar ihale neticesi olarak fiyat teklifi yapacaklar. Bizim de kafamızda bazı rakamlar var veya oluşacak. Ona göre bir ihale rakamı koyacağız. Bu teklifin üzerine çıkanları yarıştıracağız ve netice olarak da 2022-23’ten başlamak üzere 5 yıllık yayıncı kuruluş tespit edeceğiz.
Yayıncı kuruluşun ödemeleri konusunda her sezon başında gerçekten bizim taraf da çok yoruluyor, kulüpler de, BEIN Sports’daki arkadaşlar da yoruluyor. Sadece yüz yüze 20’ye yakın toplantı yaptık pandemi dönemi olmasına rağmen. Telefonları saymıyorum. Sağolsun Gençlik Spor Bakanı’nın önemli katkılarıyla bu seneki rakamı tespit ettik. Gününde hepsini ödüyorlar. Biz de kulüplerimize ayırıyoruz.
Turgay DEMİR: Harcama limitleri açıklandı Fenerbahçe normal şartlarda Mesut’un formasını zor alacakken bu kadar transferi nasıl yaptı?
Nihat ÖZDEMİR: Biz yüzde 15 yukarı çıkabilecek bir sezondayız. Gelecek sene bu esneklik olmayacak. Tüm takımların harcama limitlerini açıkladık. Her bir takım ne kadar harcadığını biliyor. Ne kadar limiti olduğunu da biliyor. Buna göre hesabını yapıyor. Siz örnek verdiğiniz için Fenerbahçe’nin 2 futbolcusunda ücret indirimine gitti. Biri Serdar Aziz, diğeri de Gustavo. Serhat diye bir futbolcusunu da yolladı. Bazı futbolcuları da yollamayı düşünüyor. Dolayısıyla takım harcama limitlerinde yer açtı. Getirdiği futbolcuların ne kadar para yükü getireceğini de gösteriyor sözleşmede. Biz de ona göre boşalan rakam belli yeni bir futbolcu geldiği zaman Szalai’yi getirdi mesela. Oraya ne kadar harcayacağını da görüyoruz ve bu şekilde içinde kaldığı zaman bizim lisans kurulumuz bunu inceliyor. İçinde kalmışsa bunu veriyor. Mesut Özil de kamuoyuna açıklama yaptı nasıl ödeme yapacağını. Bu sene hiç yok. Ben gelen sözleşmeye bakarım. Yarın herhangi bir kulübün herhangi bir oyuncu ile problemi olduğu zaman bana müracaat edecek ya da gidecek UÇK’ya neye bakacağım ben? Bana verdiği sözleşmeye. Gustavo fiyatını indirmiş ben gelen evraka bakarım. Yarın bir sorun yaşadığı zaman bir kulüple onun futbolcusu bana verdiği evrak üzerinden ben değerlendirme yaparım. Onun için şu ana kadar yapılanlar tamamen harcamaların içinde. Sponsorları ben görmüyorum. Ben kulübün bu sene kasasından çıkacak paraya bakarım. Kendisi futbolcuyla sponsor bir şirket kendi aralarında anlaşır o paralar verilir alınır onlar bizim dışımızda. Ama ben resmi olarak göstermek istiyorsa sponsorun gelirini de bana göstermesi lazım. Gösterdiği gelirin de mesela 6 milyonluk sponsorluk getirdi ancak 3’te birini kullanabilir. Onun için bu harcama limitleri içinde olmazsa lisans alması mümkün değil. Yani Fenerbahçe’nin şu ana kadar yaptığı harcamaların hepsi limitlerin içindedir. Lisansları verilmiştir. Birisi oynadı zaten bu hafta. Mesut Özil’i de oynatmak istese bu hafta oynanacak Rizespor maçında da oynatabilir. Peki. Harcama limitlerinin dışına çıkarsa ne olacak? Transfer sezonu bitti ve biz takımların harcamalarını kontrol ediyoruz. Herhangi bir şekilde bir takım harcama limitini aşmışsa cezalar başlıyor. İhtar, kadro sınırlaması, transfer yasağı, puan silme 1 de olur 3 de. Ne zaman uygulanacak? Bu tespit edilecek. Hukuğa açık zaten. Kesinleştiği takdirde önümüzdeki 2021-22 sezonu başlarken bu takımların puan silme cezası varsa ya da transfer yasağı varsa yapamayacak. Süper Lig’de bu takım harcama limitlerini ilk defa uyguluyoruz. Ve Gelecek sezondan itibaren uygulanmak üzere puan silme cezası dahil olmak üzere, cezalar verebiliriz. Uygulamamız mümkün değil. Yeter ki benim karar verdikten sonra tahkim kuruluna gider tahkim kurulu onadıktan sonra geri dönüşü olmaz.
Emre BOL: Mesut Özil geldi. Hem Fenerbahçeli olarak hem TFF başkanı olarak ne düşünüyorsunuz?
Nihat ÖZDEMİR: Ben iki kimliğimi birleştirip cevap vereyim. Mesut’un gelmesini iki yönden değerlendiriyorum. İlki siyasi amaçlı. Çünkü Mesut Özil’i Alman Milli Takım’ı ve Arsenal Cumhurbaşkanımız ile resim çektirmişler diye, kendisine ceza verdiler. Ben bunu kabul edemiyorum. Hem Alman Milli Takımı oynatmama kararı aldı. Mesut da ona cevap olarak dedi ki, ‘Ben bir daha Alman milli Takımı’nda oynamam’ dedi. Arsenal yaklaşık bir senedir Mesut’u oynatmıyor. Fenerbahçe zor gözüken bu transferi başardı dün de lisansını aldı. İmza törenini yaptı. Bu yönden seviniyorum. Türkiye’ye hayırlı olsun. Yalnız Mesut değil, bu sene yapılan tüm transferler, bütün oyuncular için söylüyorum. Hepsine hayırlı olsun. İnşallah verimli olurlar. Çünkü bu transferler Türk futbolunda güzel futbol oynanması marka değeri artması için yapılmıştır, kendilerinin sportif başarıya ulaşması için yapılmıştır. Hepsine hayırlı uğurlu olsun. Bütün yapılan transferlerden federasyon olarak Türk futbolu için mutluyuz. Tüm transferlerin hepsinin pozitif olmasını umuyorum.
Emre BOL: MesutOl kampanyasına mesaj attınız mı?
Nihat ÖZDEMİR: Hayır Atmadım. Atmam da doğru olacağına inanmıyorum. Bazı dönemler bazı maçlara gidiyorum. Fenerbahçe’nin de bazı maçlarına gideceğim. Mesut özil oynarsa da oynar yoksa televizyondan izleyeceğim. Televizyondan elimden geldiğince maçları kaçırmamaya çalışıyorum. Bırak Süper Lig’i 1. Lig maçlarını da elimden geldikçe izliyorum.
Turgay DEMİR: Maç izlerken hakemin kötü yönetimini görünce telefonla ya da başka şekilde bir görüşme yapıyor musunuz?
Nihat ÖZDEMİR: Hayır yapmam. Ben sadece o hafta biter MHK başkanımız Serdar Tatlı’nın beni ziyaret edip oradaki değerlendirmesini dinlerim.
Turgay DEMİR: Ali Koç ile aranıza nasıl kara kedi girdi? Bağlantı nerede koptu?
Nihat ÖZDEMİR: Biz 6 yıl aynı yönetimde beraber çalıştık. Gerçek iyi bir Fenerbahçeli olduğuna adımdan daha eminim. Bu kadar işinin arasında, bunları bir kenara bırakıp gelip Fenerbahçe başkanı olması bile bence kendisi için büyük fedakarlıktır. Geldi oldu 2 yıl uğraşı verdi. Takımı şampiyon olamadı. Bu sene inanılmaz transferler yaptı. 18 oyuncu aldı 2 de şimdi geldi 20 oldu. Bir de genç bir çocuk aldı. 21 futbolcu transfer yaptı. Şu anda 2 puan farkla lider Beşiktaş’ın arkasında 2’nci sırada. 2’nci yarı 21 hafta çok seri maçlar izleyeceğiz. Çok heyecanlı bir yarış olacak. Çünkü uzun zamandan beri Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş arka arkaya sıralanan bir lig ortası görmedik. Puan olarak da çok yakınlar arkadan da Trabzon geliyor. Eğer puan kayıplarına uğramazlarsa onlarda yakın zamanda 4’üncü sıraya çıkabilir. Biz çalşırken Aziz Bey’in tutuklama döneminde ben başkan vekilliğinden başkanlık görevini götürürken en büyük destekçim Ali Koç’tu. Ben de geldim Federasyon başkanı oldum. Hangi kararı alırsam alayım bir taraf memnun olurken bir tarafın memnun olmadığını konuşmamın başında belirtmiştim. Bu kararların da bir çoğunda Fenerbahçe tarafı memnun olmadı. İtirazlar oldu, saygı çerçevesinde tartışmalar oldu. Bir de benim bir lafımla yanlış anlaşılmadan dolayı sanki beni sen böyle bir yanlış yaptın diye ki orada üçüncü şahıslar devreye girmiş olabilir. Sayın ali Koç’u başka yöne çekmiş olabilirler. Benim Fenerbahçeliliğimi benim o konulardaki 3 Temmuz’daki tutumumu tartışmalı hale getirmek hiçbir zaman onların görevi değildi. Benim ne olduğum verdiğim mücadele belliydi. Madden ve manen. O dönem hayatımdaki en zor dönemdi. Buna rağmen ısrarla benim üzerime bu konuda gelmesi beni rahatsız etti. Beni disiplin kuruluna verdi 17 sene madden ve manen hizmet ettiğim bir kulübün disiplin kuruluna hesap vermem olmazdı. Tek birşey bana düşerdi. Disiplin kurulu yazısı bana geldiği an 15 dakika içerisinde istifamı yazdım ve kendisine yolladım. Üzüldüm tabi ama hiçbir zaman kulüp üyesi olup olmamak insanın hal ve hareketinde herhangi bir değişikliğe neden olmaz. O gün öyle icap etmiştir ben o kararımı aldım uyguladım. Ben disiplin kuruluna gidip hesap vermem. Herkes de biliyordu. Olay orada bitmiştir. O Fenerbahçe Başkanı’dır. Ben TFF Başkanı’yım. Her zaman telefonumu ne zaman ararsa açarım. Doğru karar neyse onu da kendisine bildiririm. Toplantılarda bütün kulüpler biliyor. Gelir kendi fikrini söyler uygun fikrine evet olmayanın da yanlış olduğunu kendisine ifade ederim. Ama birbirimize olan saygımızdan hiçbirşey değişmemiştir.
Emre BOL: Maç saatleriyle ilgili tartışmalar var. Soğuk yerlerdeki maçları gündüz oynatmak mümkün olamaz mı?
Nihat ÖZDEMİR: TFF’nin maç planlayıcı arkadaşları var. Kendilerine buradan federasyon adına teşekkür ediyorum. Bu işi çok iyi planlıyorlar. Her takımın maçtan sonra 3 gün ara vermesi bu sınırın aşılmaması bunlara dikkat ederek maç planlamalarını gayet başarılı yapıyorlar. Bazı maçlarda böyle problemler olabiliyor. Saatler ve günleri tahin ederken Türkiye Kupası oluyor, bir taraftan da yayıncı kuruluşun onayını almak zorundayız. Çünkü o maç saati yayın saati yayıncı kuruluşun gelirleri açısından önemli. Yani fenerbahçe’nin saat 16’da maç yapması hafta içinde çok doğru olmaz. Miili maç araları oluyor, Türkiye Kupası oluyor ancak böyle ayarlayabiliyoruz. Önümüzdeki hafta Hatay-Fenerbahçe’nin maçının 16’da olmasının da muhakkak bir sebebi vardır. Bir hafta evvel Erzurum maçı vardı Ali Koç çıktı saat bize fark etmez dedi, ondan sonraki hafta biliyorsunuz, Sivas maçı vardı çıktılar oynadılar, güzel maç da oldu. Özellikle Ocak ve Şubat ayları bu bölgelerin sıkıntılı zamanları. Biz bunlara mümkün olduğunca dikkat ediyoruz.
Turgay DEMİR: Stadlar yenilendi, ama çime zemine bakamıyoruz. Bu duruma ceza vermek gerekmez mi?
Nihat ÖZDEMİR: Bu konu üzerine Spor Bakanlığımız bir açıklama yaptı. Başkan Kasapoğlu biz bu kadar güzel tesisleri kulüplere teslim ediyoruz ama iyi bakmıyorlar. Yaptırım uygulayacağız dedi. Biz federasyon olarak sahalara bakmadı diye talimatlarımızda bir ceza yok da o maçı orada oynatmama durumumuz olabilir. Çünkü bizim elemanlarımız gidiyor zemini kontrol ediyorlar. Eğer zemin oynanmayacak durumdaysa bize rapor ediyorlar, mesela Malatya’nın sahası kötü maçı Adana’daki stada verebilirler. Geçen sene Ankaragücü maçında olmuştu kulüp ısrar etmişti ama sahanın durumu uygun değildi. Yalnız zemin değil, tribünlerin durumu, aydınlatma bunlar da uygun değilse biz o sahada maç oynatmayız.Malatya başkanıyla da konuştum. Evet sahamız kötü ama çok kötü değil dedi. Ben Malatya’nın stadından dolayı büyük üzüntü duydum. Dün akşam olimpiyat Stadı’nda oynadık yoğun yağışa rağmen, stadımızın zeminin nasıl olduğunu gördük. Maçtan sonra da baktım zemine gerçekten hiç futbol oynanmamış gibiydi.
Turgay DEMİR: Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın eski sayılmayan şampiyonluklarıyla ilgili başvuru var mı? Bir gariplik yok mu?
Nihat ÖZDEMİR: Fenerbahçe yönetim kurulu beni ziyarete geldi başkan olduktan sonra. Biz de onlar geliyor diye milli takım forması verdik. Sonra onlar da bana bir hediye vermek istediler. Ben de almak durumundayım. Hediye de Fenerbahçe’nin 29 defa şampiyon olduğunu gösteren bir belgeydi. Bombayı bıraktılar. Ama bu konuda bize bir müracaat yok. Hüsnü Güreli döneminde bir müracaat olabilir. Çünkü kendisi hukuğa bakardı. O zaman bir incelemelerde bulundu ama bir cevap verememiştik. Madem sordunuz ilk işim federasyona gidip hukukçu arkadaşlara bu dosyayı ve gidişatını soracağım. Ama benim isterim Fenerbahçe 4’üncü yıldızı takacaksa bir senesi var 20’yi alsın. Beşiktaş da az bir senesi var. Onlar da tamamlasınlar. Bakacağım ben dosyaya. Görüş alışverişinde de bulunacağım.
Turgay DEMİR: TFF Başkanı’nın konuşulma sebebi, hakem, PFDK, Tahkim, UÇK, Hukuk Kurulu ile ilgili eleştiriler. Bu kurullardan memnun musunuz?
Nihat ÖZDEMİR: En çok çalıştığım hukuk kurulumuz, çok iyi yetişmiş arkadaşlardan oluşuyor. Bu arkadaşlar savcı görevinde dosyayı hazırlıyorlar. Hukuk Kuruluna bakan başkan yardımcısı Mehmet Baykan var ve bazen önemli kararlarda sevk kararlarında biz ancak sevki yaparız gözlemci-temsilci raporlarına bakarak ya da basın açıklamalarına bakarak, inceliyoruz. Mehmet Baykan da bakıyor. Birçok önemli konuda karar verirken Mehmet Baykan bizlerin de görüşünü alıyor ve ondan sonra disiplin kuruluna sevk etme kararını alıyoruz. Disiplin Kurulu bunların incelemesini yapıyor ve tahkime gidiyor. Ben kurullarımdan çok memnunum. Yakın çalışıyoruz. Onlar da insan. Peki her mahkemeden aldığımız karar doğru mudur? Yanlışlar oluyor. Kime gidiyoruz istinafa olmazsa yargıtaya. Yargıtay da son kararı veriyor. Bunun da sistemi bu. Ama ben PFDK ve Tahkim Başkanı’ndan son derece memnunum. Çok tecrübeliler. Çok iyi yetişmiş arkadaşlar var. Ellerinden geldiğince uygun ve doğru kararları alıyorlar. Geldik tahkime AİHM’nin bazı bizim tahkim kararlarından memnun olmayan bazı arkadaşlarımız gittiler AİHM’ye bunların tahinle geldiğini yemin etmediğini tarafsızlığında süphe olduğunu ifade eden kararları Türkiye’ye yolladılar. Bizim de Adalet Bakanlığı’nın AİHM Daire Başkanlığı var. Mehmet Baykan ile beraber görüşmeye gittik. Bu kararların geldiği zaman neler yapacağımızı da hukuk sistemi içerisinde beraber bazı kararlar verdik. Bugünlerde, TBMM’ye verilmiş bir spor yasası var. Sayın Kasapoğlu bu kararı tedavi edecek bir maddeyi bu yasaya koydu inşallah yasa TBMM’den tasdik olursa biz AİHM’nin Tahkim Kurulu hakkında verdiği kararı bu şekilde ona benzer şekilde düzeltmeyi yaparak yolumuza devam edeceğiz. Ben disiplin kurulundan ve tahkim kurulundan memnunum. Bazı kararlar bazen beni de rahatsız eden, mesela hakeme küfür edene temsilci yoluyla ceza veriyorlar diyelim 125 gün çıktı, TFF’ye küfür edene 45 gün verdiler. Bana küfür edene 45, benim hakemime edene 125 gün veriyor ama talimatname böyle yazıyor. Federasyona küfür edersen 30 gün, ağırlaştırılmış hali yüzde 50 artıyor. Zaten maksimum cezayı vermişler. Ben memnunum. Tabi ki her karar yüzde 100 herkesi tatmin edemez. Bakalım spor yasası meclisten nasıl geçeceğine dair bekliyorum. Ona göre de neler yapabileceğimizi göreceğiz.
Ben Fatih Terim’in cezasının da üzerine gittim. 2 tane rapor var. Biri hakem diğeri temsilci. Orada da iki cümle var. Sordum nedir. Diyor ki iki rapor varsa hangisi yargılanan konusunda hafifse lehine olanı kullan diyor. Türk hukuk sistemi de böyle. Fatih Terim’in durumu da bu. Temsilcinin raporu hafif olduğu için o uygulandı.
Emre BOL: Keşkeleriniz ve iyikileriniz?
Nihat ÖZDEMİR: Keşke Federasyon Başkanı olmasaydım. İyi ki mühendis olmuşum.
Turgay DEMİR: Yıldırım Bey sizi sürekli golfte yeniyor diye söyleniyor doğru mu?
Nihat ÖZDEMİR: O işi ikiye ayıracağız. Ben de duyuyorum ama gerçeği anlatayım. 2020 yılında iki önemli sağlık olayı geçirdim. Biri sol omuzdan ameliyat oldum, diğeri de pandemi olayına da rastladım geçirdim. Bu olaylardan evvel daha iyi golf oynardım ama beni yenemiyordu. Fakat bu ameliyat ve pandemiden dolayı, bu süreçten sonra yaptığımız maçların çoğunda sayın Demirören beni yendi. Ama çalışıyorum havaların düzelmesini bekliyorum. Sıkı şekilde açığımı kapatacağım.
Emre BOL: BAL Ligi ve Amatör Ligleri’nin durumu ne olacak?
Nihat ÖZDEMİR: Dün Kilis’teydim. Çimento fabrikasında toplantıya gittim. Geldiğimi duyan Kili belediyespor gelmiş beni görmeye. Gerçekten hepsinin talepleri var bunları başlatın diye. 117 bin maç oynanıyor. 320 bin amatör futbolcu var. Eğer futbol oynarlarsa birşeyler kazanıp hayatlarını devam ettirecekler. Bu bizim cumhurbaşkanımıza da gidiyorlar futbolcular, diyorlar ki bizim liglerimiz oynanmıyor. Biz oynanmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanımız da konuyu Spor Bakanlığı’na havale ediyor. Bizim de başkan yardımcımız Ali Düşmez, hatta Mehmet Baykan, bu konular üzerine çalışıyorlar. Biz de oynatmak istiyoruz. Nasıl oynatacağımız konusuna çalışıyoruz. Hedefimiz oynatmak. 15 Şubat’tan itibaren nasıl transfer yapacaklarını açıklayacağız. Eğer karar verirsek hazırlık için de bir müddet vermemiz gerekecek. En erken nisan ayından önce bu amatör maçları oynatmamız mümkün değil. Maçları oynatırken bunların test olma durumu var. Aşı olma mecburiyeti olabilir. Seyahat durumları var. Maddi olarak testi kaldıramazlar. Beşiktaş’ı bile bu mali yük zorluyor. 2 ve 3’üncü lig takımlarının çektiği sıkıntıları ben biliyorum. Maddi sıkıntıları biliyoruz.
EMRE BOL: D-Smart ekranlarında birçok lig devam ediyor. La liga, Premier Lig, Bundesliga NBA…
Son olarak da Asya kupalarını aldık. Bununla ilgili düşünceleriniz nelerdir.
NİHAT ÖZDEMİR: Gerçekten D-Smart’ı canı yürekten tebrik ediyorum. Tabi Asya bize çok uzak, bizim çok yakınımıza gelecek. Orada da çok önemli maçların yarışmaların olduğu biliyorum. Orada da çok önemli futbolcuların artık batıya da taşındığını biliyoruz. Dolayısıyla çok güzel maçlar izleyeceğimizi, güzel zamanlar geçireceğimi biliyorum. Gerçekten D-Smart yöneticileri canı yürekten tebrik ediyorum. Katkılarının daha artarak, Türk Futboluna katkılarının daha artarak devam etmesini istiyorum.
TURGAY DEMİR: Biraz evvel keşke başkan olmasaydım dediniz, hayırdır bırakıyor musunuz ?
NİHAT ÖZDEMİR: Öyle bir şey yok. Bu işin çok kolay bir iş olmadığını gördüm. Tabi ben 4 sene de sayın Demirören’in döneminde başkan yardımcılığında ne olup ne bittiğini biliyordum. Detaylarının da öğrenmeye çalışıyordum. Yine de başkan olmak başka. Bir de pandemi dönemi bize rastladı. Pandemi döneminin rastlaması bir defa bizim en büyük uğraş konularımızdan bir tanesi yayıncı kuruluş. Devamlı karar değiştiren sanki bir federasyonmuşuz gibi geliyor. Biz bu gemiyi yürütmeye çalışıyoruz.
Arkadaşlarımız çıkıyorlar ekran başına veya yazıyorlar ‘’efendim…bir öyle söyledi bir böyle’’ Başka türlü bu gemiyi yüzdürme imkanımız yok. Arkadaşlarımız bunun farkında değiller. Derler ya bekar olana eş boşamak kolaydır, onlara çok kolay her şey. Gel iktidara, gel icraatın başına bakalım ne yapacaksın. Kulüplerin sızlanmaları kulüplerin maddi durumları. Bankalar bir tarafta kulüplerimizin maddi yapıları bir tarafta, ödeme durumlarını hepsini gözden geçiriyoruz. Yayıncı kuruluşunda çok haklı talepleri var. Bunlara da ben çözüm bulmak durumundayım. Burada karar verici benim. Ama arkadaşlarımız gayet iyi yazıyor biz onların hiçbirini kale almıyoruz kelimesi tamamen yanlış, dinliyoruz onların dediklerini de değerlendirmeye almaya çalışıyoruz ve doğru dedikleri de yaptıklarımız da çok olaylar olmuştur. Ama bazılarının da tenkit ederlerken biraz insaflı olmalarını veya meselenin özünün içine girip baktıktan sonra karar vermelerini istiyorum. Hiç unutmadan bir şey söyleyelim. Şimdi biz karar aldık ya hükmen yenilgi kararı, yine yayın yapan arkadaşlarımızdan biri diyor ki: ‘’Bu akşam maç var farz edelim Fenerbahçe eğer Covid sayısı işte bilmem ne olursa hükmen mağlup mu olacak’’ Yahu kardeşim okusan daha yeni Cuma gününden itibaren başlayacağını öğrenirdin ve karşısındaki arkadaşta evet ya bu takım hükmen mağlup mu olacak diyor. O değil biz hazırlığımızı yaptık 30’dan 35’e çıkardık işte 14 sayısını 9’a düşürdük, 2000 doğumluları getirdik hepsini anlattım bir planlamayla. Bunları yapmazsan sahaya çıkmazsan 3-0 olur, hükmen mağlup olursun dedik. Ya biraz iyi okusunlar iyi incelesinler aldığımız kararların detaylarına bakarlarsa bizi ondan sonra tenkit etsinler saygıyla onların tenkitlerini karşılarız.
EMRE BOL: 28 yıl oldu bu benim bu piyasanın içerisinde olduğum yıl Turgay Demir’in 40 yıl olmuştur belki. İlk defa bir federasyon başkanın insanları bu kadar dinleyerek asgari müştereklerde buluşturup bir karar verdiğini görüyorum ben. Ben yaptım oldu asla demediniz başkanım.
NİHAT ÖZDEMİR: Hiç demedim devamlı istişare…. Kulüpler birliğini çağıralım, kulüpler birliği yetmedi, TFF 1.lig Kulüpler birliğini topluyoruz. 2.3.Ligleri topluyoruz dinliyoruz, dinliyoruz yani bunu 3 ayda bir sıklıkta yapıyoruz. Hiçbir federasyon bizden eski dönemlerde kulüpler birliği ve diğer 1.lig 2.lig 3.lig kulüpleriyle bu kadar sık toplantılar yaparak, istişare yaparak müşterek kararlar almadılar. Ama arkadaşlarımız söylüyorlar desinler onların canları sağ olsun.
BEYAZ HABER AJANSI (BHA)