Berna YILMAZ – Ömer HASAR / İSTANBUL (DHA) – Koronavirüs tedbirleri kapsamında evde kalan yaşlılar için dijital platformda çevrimiçi egzersiz programı sunduklarını söyleyen Prof. Dr. Feryal Subaşı, “Programa katılan yaşlı bireylerin sağlık durumu, kas kuvveti ve fiziksel kapasiteleriyle ilgili verileri ölçtük değerlendirdik ve onlara özel olarak program oluşturduk. Katılımcılarımıza dengeyi geliştirecek, düşme risklerini azaltacak, vücudun parçalarının dizilişi ile ilgili kontrolü geliştiren egzersizler uyguluyoruz. Bu egzersizleri ne kadar sürede yapmaları gerektiği de son derece önemli. Çünkü insanların kronik hastalıkları olsa bile, yaşlı olsalar bile sedanter yaşamak zorunda değiller. Biz de bu program ile bunu öğretiyoruz” dedi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla birlikte risk grubunda olan yaşlılara yönelik tedbirler arttırılarak sokağa çıkma kısıtlaması getirildi. Uzmanlar, bu süreçte evlerinde kalan yaşlıların hareketsiz yaşama bağlı sağlık problemleri yaşamamaları için egzersiz yapmaları gerektiğine dikkat çekiyor. Yeditepe Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Başkanı Prof. Dr. Feryal Subaşı, 2019’un mart ayında üniversite ile Kadıköy Belediyesi Sosyal Yaşam Evi iş birliğinde, üyelere yönelik egzersiz programına başladıklarını ancak pandemi nedeniyle programa dijital ortamda devam ettiklerini söyleyerek, yaşlılara yönelik kısıtlamaların sağlıklarına ne gibi etkileri olduğunu ve egzersizin önemini anlattı.
Bütün üyelerin çevrimiçi egzersiz programına katılım sağladığını ve egzersiz alışkanlığından vazgeçmek istemeyen yaşlı bireylerin dijital platformları kullanmayı öğrendiğine dikkat çeken Prof. Dr. Subaşı, “2019’da Yeditepe Üniversitesi ile Kadıköy Belediyesi Sağlıklı Yaşam Merkezi’nin protokolü ile başladık. Aslında bu topluma hizmet çalışması. Ve düzenli olarak hiç ara vermeden, haftanın 3 günü oraya giderek bu programı sürdürüyorduk. 2019’un mart ayında başlayan pandemiyle birlikte uzun bir süre egzersizleri sürdüremedik. Sosyal Yaşam Evi’ndeki yöneticiler, egzersiz programlarını çevrimiçi yapıp yapamayacağımızı sordular. Şu anda katılım gösterenlerin çoğunluğu, bizim egzersiz programımızı takip edip deneyimlemişti. Programdaki yaşlı bireylerin hepsi gidip, telefonlarına çevrimiçi bağlantı için ‘Zoom’ uygulamasını yükletti. Biz de egzersiz programını bu şekilde yapmaya başladık ve rahatlıkla çalışabiliyoruz” diye konuştu.
DENGELİ VE YORMAYAN EGZERSİZLER UYGULANIYOR
Programa katılan yaşlı bireylerin sağlık durumlarını göz ardı etmediklerinin altını çizen Prof. Dr. Subaşı, “Sağlığı geliştirmek amacıyla sağlıklı yaşlı dediğimiz, yani kronik hastalıkları olabilen ama bu hastalıkları kontrol edilebilir, ilaçlarını düzenli kullanan, herhangi bir ekstra sağlık problemi olmayan yaşlılar için uyguladığımız bir ‘online egzersiz’ programı. Programa katılan yaşlı bireylerin sağlık durumu, kas kuvveti ve fiziksel kapasiteleriyle ilgili verileri ölçtük değerlendirdik ve onlara özel olarak program oluşturduk. Ne tür egzersiz verdiğimiz ve bu egzersizi ne kadar sürede yapmaları gerektiği son derece önemli. Bu kapsamda verdiğimiz egzersizler, günlük yaşamda yorgunluğu azaltacak, bizim ‘aerobik’ diye tanımladığımız egzersizler. Bunun yanı sıra dengeyi geliştirecek, düşme risklerini azaltacak, vücudun parçalarının dizilişi ile ilgili kontrolü geliştiren egzersizler de uyguluyoruz” dedi.
“EGZERSİZ YAPARKEN DÜŞMEKTEN KORKUYORLAR”
Yaşlı bireylerin sosyal yaşama katılımla ilgili korkuları olduğunu dile getiren Prof. Dr. Subaşı, “Düşme korkularının fazla olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra kendilerini daha depresif hissedebiliyorlar. Yaşam kaliteleri daha düşük olabiliyor. Çünkü yaşlılık; kas iskelet sistemi, kalp dolaşım sistemi gibi tüm sistemlerde birtakım yetersizliklerin ve azalmaların olduğu bir dönem. Bununla beraber kronik hastalıkların da daha çok ortaya çıktığı ve semptomlarının yüklediği bir süreç. Saydığımız sebeplerden dolayı da yaşlılar, bu egzersizleri yapamayacaklarını düşünür. Bazen gerçekten yapamayabilirler. Bu noktada bir danışmana ihtiyaç var. Yaşlı bireylerin sağlıklı yaşamlarını geliştirmek için egzersiz danışmanlığı yapmak gerekir. Çünkü insanların kronik hastalıkları olsa bile, yaşlı olsalar bile sedanter yaşamak zorunda değiller. Biz de aslında Kadıköy Belediyesi Sağlıklı Yaşam Merkezi’nde de bunu yapıyoruz. Yani güvenli egzersiz yollarını öğretiyoruz. Üniversitenin Fizyoterapi Rehabilitasyon bölümünün asistanlarıyla birlikte bu programı bizzat takip ediyoruz” diyerek en az 8 hafta süren egzersiz sürecini başından sonuna kadar izlediklerini dile getirdi.
8 haftanın yeterli olmadığının altını çizen Prof. Dr. Feryal Subaşı, sözlerine şöyle devam etti:
“Haftada en az 150 dakika egzersiz yapan bir kişinin aktivite düzeyi, sağlığı üzerinde bir etkiye sahip olabilir. Bu 150 dakika, orta düzeyde bir fiziksel aktivite için minimum değer olarak düşünülebilir ve 300 dakikaya kadar çıkabilir. Bizim verdiğimiz egzersizler, haftanın 3 günü 60 dakika süren egzersizler. Yaklaşık 180 dakikayı, katılımcılarımızla birlikte başarıyla tamamlayabiliyoruz.”
EGZERSİZİN ŞİDDETİ DEĞİL SIKLIĞI ÖNEMLİ
Egzersizin süreklilik gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Subaşı, “Egzersizin şiddetinden ziyade, sıklığı önemli. Haftada kaç gün egzersiz yapıldığı son derece önemli. Çünkü egzersiz, öğrenilen ve deneyim kazanılan bir aktivite. Kaslara, eklemlere ve bağlara duyusal uyaranlar taşıyor. Vücut bunu öğrendikçe egzersizi daha kolay uyguluyor. Dolayısıyla çevikliği, koordinasyonu artıyor. Sonrasında daha az kası kullanarak ve daha az çaba sarf ederek bu egzersizleri yerine getiriyor. Çünkü hareket adapte edilebilir. Kişi, bir şekilde yürür. Merkez sinir sistemi, hareket ihtiyacını karşılamak için ona bir formül bulur. Ama duruma yaşlılar özelinde baktığımızda esas mesele daha az enerjiyle, herhangi bir risk taşımayan ve daha kontrollü bir egzersiz alışkanlığı kazandırmak” diyerek yeterliliğin önemini vurguladı.